Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/251
KARAR NO : 2022/283
DAVA : Marka Devir Sözleşmesinin İptali, Markanın Davacı Adına Tescil
Edilmesi
DAVA TARİHİ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, TPMK nezdinde 23 ve 35.sınıflarda tescilli ….. tescil numaralı “…” ve “… tescil numaralı “…” ibareli markaların müvekkili ve oğulları adına tescilli olduğunu, müvekkili ve oğulları adına tescilli bu markalar ile birlikte, müvekkiline ait tüm gayrimenkuller, otomobiller, ticari araçlar, taşınır mallar, üçüncü kişilere kişiler uhdesinde bulunan alacaklar ve kıymetli evrakların kendi öz akrabaları …. tarafından tehdit, yağma, cebir ve korkutmak suretiyle müvekkillerinden gasp ettiğini, bu sebeple davalı şirket yetkilisi hakkında Bakırköy .. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde ….. Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, Bakırköy … Noterliği’nin 03/06/2020 tarihli …. ve ….. yevmiye numaralı marka devirlerinin geçersiz olduğuna ve müvekkilinin maruz kaldığı baskı ve tehditlerin etkisi ile iradelerinin sakatlanarak markalarını devretmek zorunda bırakıldığına ve korkutma nedeniyle sözleşmelerin ve tasarruf işlemlerinin iptal edildiğine ilişkin olarak müvekkili tarafından …. ve yetkilisi olduğu davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini, müvekkilinin dava konusu olan markalar dahil tüm mal varlıklarını kısa bir sürede davalı şirkete ve şirketin sahibi ….’a devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin şahıs şirketi olan ….. – … İplik unvanını da kullanarak haksız çıkar sağladığını iddia ederek, Bakırköy …. Noterliği’nin 03/06/2020 tarihli … ve ….. yevmiye numaralı marka devri sözleşmesi ile gerçekleştirilen tasarruf işlemlerinin batıl olduğunun kabulü ile geriye dönük olarak iptalini ve markaların müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin yetkilisi olan ….’ın, davacının yeğeni olduğunu, tarafların 2018 yılından 2020 yılına kadar ticaret yaptıklarını, davacının dava konusu markaları kendi iradesiyle müvekkili şirketin yetkilisine devrettikten sonra ….’a olan borçlarını ödememek ve davacı aleyhine açılan davalarını sürüncemede bırakmak amacıyla taşınmazlarını, araçlarını, markalarını korkutma ve tehditle devrettiğini ileri sürmeye başladığını, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmak başta olmak üzere çeşitli davalar açarak ….’ı yıldırmaya çalıştığını, Bakırköy .. Noterliği’nin 03/06/2020 tarihli … ve ….. yevmiye numaralı marka devri sözleşmeleri sonucu gerçekleştirilen dava konusu ; ….. tescil numaralı “…” ve “… tescil numaralı “…” ibareli markaların devir işlemlerinin korkutma sonucu devir işleminin yapıldığı iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Bakırköy … Noterliği’nin 03/06/2020 tarihli …. ve ….. yevmiye numaralı marka devri sözleşmelerinin iptali, bu sözleşme sonucu devredilen ….. tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların davacı adına tescil edilmesi taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. ve …. tescil numaralı markaların davacı adına tescilli iken, Bakırköy ….. Noterliği’nin 03/06/2020 tarihli …. ve ….. yevmiye numaralı marka devir sözleşmeleri ile davalı şirkete devredildiği ve halen davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davacı, marka devirlerinin TBK’nın 37 maddesi uyarınca korkutma nedeniyle geçersiz olduğundan bahisle devir sözleşmesinin iptaline ve markaların yeniden davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
TBK 37 maddesi uyarınca “Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Korkutan bir üçüncü kişi olup da diğer taraf korkutmayı bilmiyorsa veya bilecek durumda değilse, sözleşmeyle bağlı kalmak istemeyen korkutulan, hakkaniyet gerektiriyorsa, diğer tarafa tazminat ödemekle yükümlüdür.” TBK 38 maddesi uyarınca “Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.” Yine, TBK ‘nın 39 maddesi uyarınca “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.”
Bildirilen tanıklar dinlenerek delil olarak dayanılan ceza dosyaları getirtilerek incelenmiştir. Davacı tanığı olarak ….., huzura alınarak beyanı alınmıştır.
Davacı tanığı duruşmadaki beyanında; “davacı ….. babam olur. Davalı şirketin yetkilisi …. da amcamın oğlu olur. Biz davalı firmadan toptan iplik alıp, satıyorduk. Alacağımız iplikler nedeniyle babam, ben ve kardeşim boş çek imzalayıp, davalı tarafa veriyorduk. Ağabeyim ….. işimizi yönetiyordu. O ne diyorsa biz onu yapıyorduk. O verin diyordu. Biz de gümrükten mal çekmeleri için boş çekleri imzalayıp veriyorduk. Yıllık elli milyar TL’lik ciromuz oluyordu. Biz de kazanıyorduk. Karşı taraf da kazanıyordu. Sonra karşı taraf yetkilisi …. bizi tehdit ederek, elindeki boş çekleri doldurup, bütün mal varlığımızı alacağını, bizi hapse attıracağını söyleyip, mallarımızın devrini istedi. Biz de bundan çekinerek adımıza olan araçları ve taşınmazların devirlerini verdik. Ayrıca dava konusu markaları da verdik. Bunları zorunlu verdik. Yoksa bizi çekleri doldurup, haciz yapıp ayrıca bizi bu çekler nedeniyle hapse attıracağını söyledi. Bu tehdidin etkisinde yaptık. Ayrıca ağabeyimi sandalyeye bağlayıp, zorla senet imzalattı. Beni hapse attıracağını söyledi. Beni de tehdit etti. Çünkü kendilerinde çeklerim vardı. Korktuğumdan bende senet verdim dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İncelenen Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası yine, Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası içeriklerine göre, dava konusu markaların korkutma ile devredildiğine dair iddia bulunmadığı, zorla senet ve çek imzalatma iddiası ile tehdit iddiası ile dava açıldığı, ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporlarına göre de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı şirket yetkilisinin alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre, her ne kadar davalı vekili davanın TBK 39 maddesi uyarınca süre nedeniyle reddini istemiş ise de, dava konusu devir işlemi 03/06/2020 tarihinde yapılmış olup, Bakırköy ….. Noterliği marifetiyle gönderilen 30/03/2021 tarihli ihtarname ile sözleşme ile bağlı olunmadığı bildirildiğinden 21/10/2021 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu kabul edilmiştir. Dinlenen tanık beyanı ve incelenen ceza mahkemesi dosyaları içeriğine göre, dava konusu devirlerin korkutmanın hissiyle yapıldığına dair bir delil bulunmayıp, tanık beyanında bahsedildiği şekilde davacı tarafça davalı tarafa verilen çeklerin icraya konulacağı tehdidi ile devrin yapıldığı kabul edilse dahi, ceza dosyası içeriğindeki bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisi gözetildiğinde TBK 37-38 maddesi anlamında korkutmanın etkisi ile dava konusu işlemin yapıldığı ispatlanamadığından davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL bakiye karar harcının mahsubu ile 21,40 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022
Katip …
e-imzalıdır
Hakim ….
e-imzalıdır