Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/244 E. 2023/42 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/244
KARAR NO : 2023/42

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 50 yılı aşkın süredir Ege bölgesinde restoran ve turizm işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini, şimdiki ticari işletmesinin 1995 yılında kurulduğunu, müvekkili şirketin ….. Dinlenme Tesisleri ismi altında yoğun ve kesintisiz bir şekilde ticari faaliyet gösterdiğini, çöp şişin ilk uygulayıcısının da müvekkili olduğunu, Ankara ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de bölgede maruf hale geldiğinin tespit edildiğini, ancak hal böyle iken davalı yanın, 11.12.2020 tarihinde 29, 30, 35 ve 43. sınıflarda …. sayı ile tescilli “…..” ibareli marka tescili için başvuruda bulunduğunu, davalı markasının 29, 30 ve 43. sınıflarının müvekkilinin “…..” ibareli markasının kapsamında kalan mal ve hizmetler olduğunu, 35. sınıftaki hizmetlerin ise (29, 30. sınıfları içerir gruplar hariç olmak üzere) kötü niyetli olması nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiğini, müvekkilinin markalarının yenilenmemesi sebebiyle hükümden düştüğünü, davalıya ait …. numaralı “…..” ibareli marka için daha önce taraflar arasında Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. E. sayılı davası ile marka hükümsüzlüğü ve birleşen ….. Esas sayılı dava ile marka hakkına tecavüz konulu davaların ikame edildiğini, markanın 12.11.2020 tarihinde devir talebiyle davalı …’e devredildiğini, öncesinde de markanın davalının ortağı olduğu ….. unvanlı şirket adına tescilli olduğunu, ….. Esas sayılı davada markanın davacıya ait marka ile kesişen mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verildiğini, …. Esas sayılı davada davalının “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, restoran hizmetleri” sınıfında kullanımının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davalı aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, davalının 2009 yılında karara çıkan işbu yargılamada müvekkilinin markasını “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, restoran hizmetleri” sınıfında kullanmaması gerektiğini bilmesine rağmen, müvekkilinin tescilli markalarının hükümden düşmesini fırsat bilip kendi adına tescil aldığını ve müvekkiline ihtar gönderdiğini, bu durumun davalının dava konusu markanın başvurusu anında kötü niyetli olduğunu açıkça gözler önüne serdiğini, müvekkilinin ticaret unvanının çekirdek unsurunun davalı markasında yer alması sebebiyle SMK m.6/6 ve davacının sektörel tanınmış marka hüviyetinden dolayı SMK m.6/5 hükümleri uyarınca da hükümsüzlüğünün gerektiğini, müvekkilinin marka üzerinde gerçek-üstün hak sahibi olduğunu, “…..” ibareli markayı 30 yıldan beri kullandığını belirterek, davalı adına …. sayı ile tescilli “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının davasının haksız ve mesnet olduğunu, davacının yasa gereğince ödemekle yükümlü olduğu marka yenileme ücretini süresinde ödemediği için davaya konu “…..” markası üzerinde SMK hükümleri ile korunan üstün bir hakka sahip olmadığını, davacının yasada yer alan hiçbir mutlak ret sebebini ileri süremediğini, yalnızca kötü niyet ifadesi üzerinden bir nispi ret sebebi ifade ederek müvekkilinin marka tescilinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğünü, ancak müvekkilinin davacı taraftan çok daha önce davaya konu markayı bir ticari unvan olarak kullandığını, davacı tarafın bu hususu çok iyi bildiğini, ortada bir kötü niyet varsa bunun bizzat davacı tarafa ait olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına tescilli …. tescil nolu “…..” ibareli markanın SMK 6/3 maddesi uyarınca gerçek hak sahipliği, SMK 6/5 maddesi sebebiyle tanınmış marka , SMK 6/6 maddesi uyarınca ticaret unvanı ve SMK 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetli tescil nedenlerine dayalı olarak tüm emtia ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, “…..” esas unsurlu …., …,…,… ve … tescil numaralı markaların davacı adına tescilli iken süresinde yenilenmemesi sebebiyle hükümden düştüğü, … ve …. tescil nolu markaların davalı adına tescilli olduğu ve geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Taraf delilleri toplanmış, bildirilen tanıklar dinlenmiştir. Ayrıca, aynı markalara ilişkin davacı şirket ile davalı gerçek kişinin yetkilisi olduğu dava dışı şirket arasında görülüp kesinleşen mahkememizin … Esas sayılı dosyası dosya arasına alınarak incelenmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Aynı kanunun 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 11/11/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak; davacının, hükümsüzlüğü talep edilen davalıya ait …nolu markanın tescilli olduğu 29 ve 30. sınıf emtiaların tamamı, 35. sınıfta mağazacılık olarak tabir edilen hizmette 29 ve 30. sınıfı kapsayan tescili ve 43. sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden önceki kullanımı dolayısıyla ….. ibareli marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, davalının 2000 tarihli markasının hükümsüzlüğü talep edilen 2020 tarihli davalı markasının 29 ve 30. sınıflar ve 35. sınıfta mağazacılık hizmetinde bu sınıfları kapsayan tescili bakımından kazanılmış hak teşkil ettiği kabul edilirse, davacının gerçek hak sahipliği (SMK m.6/f.3, SMK m.25/f.1) dolayısıyla sadece 43. sınıfta “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilebileceğini, davacının tescilli markaya dayanmadığı için davalı markasının SMK m.6/f.5 ve SMK m.25/f.1 uyarınca hükümsüz kılınmasını talep edemeyeceğini, somut olayın şartlarında davalı markasının kötü niyetle tescil ettirilip ettirilmediği konusundaki takdirin tamamen mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine dosya, itirazları karşılar ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 17/02/2023 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davacı tarafın kök rapora itirazının olmadığı, davalı markasının kötü niyet gerekçesiyle hükümsüzlüğü konusundaki talebinin tamamen mahkemenin takdirinde olduğu ve davalının, davacının gerçek hak sahipliğine dair kök raporda ulaşılan kanaat ve sonuca itirazının incelenmesi neticesinde kök rapordaki tespit ve değerlendirmeden dönülmesini gerektiren bir durumun tespit edilmediği, davalının kötü niyete ilişkin beyanlarının takdirinin tamamen mahkemeye ait olduğu ve tanık beyanının da mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, “…..” esas unsurlu ..,…,…,… ve … tescil numaralı markaların davacı adına tescilli iken süresinde yenilenmemesi sebebiyle hükümden düştüğü anlaşılmıştır. Aynı ibareli … marka ile … tescil nolu markanın davalı adına tescilli olduğu ve halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
Davacının tanınmışlık iddiasına dayalı hükümsüzlük iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; tanınmış markanın farklı sınıflarda da korunması SMK m.6/f.5 çerçevesinde mümkün olabilmektedir. Fakat bu düzenlemeye dayanılarak bir başkasının bu arada olayda davalının markasının hükümsüzlüğünün talep edilebilmesi için, davacı markasının TÜRKPATENT nezdinde tescilli olması gerekmektedir. Davacı markaları hükümden düşmüş olup, üzerinden yıllar geçmiştir. Davacının ….. ibareli, Kurum nezdinde tescilli markası bulunmamaktadır. Bu sebeple davacının, davalı markasının hükümsüzlüğünde SMK m.6/f.5 ve SMK m.25/f.1’e dayanması mümkün değildir. Davacının bu hükümsüzlük sebebine dayalı talebi yerinde görülmemiştir.
Davacının gerçek hak sahipliğine dayalı hükümsüzlük iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; davacı, davalıya ait markanın SMK m.6/f.3 uyarınca hükümsüz kılınmasını talep etmektedir. Gerçek hak sahipliğinin söz konusu olabilmesi için, bunu iddia edenin (davacının), davalı markasının başvuru tarihinden önce markayı ilgili ticaret alanında ticari etki doğuracak, belirli bir bilinirlik kazandıracak şekilde kullanmış olması gerekmektedir. Burada, önceye dayalı kullanımın tanınmış markada olduğu gibi yüksek bir düzeyde bilinirliğinin olması aranmaz. Belirli bir yer, bölge veya piyasada marka biliniyorsa, malların/hizmetlerin marka sahibinden geldiği izlenimi oluşmuşsa gerçek hak sahipliği tesis edilmiştir. Davacı markaları yenilenmeme suretiyle kendiliğinden hükümsüz kaldıklarına göre, iltibasa dayalı hükümsüzlüğün şartlarından ilki olan dayanılan markanın tescilli olması gereği olayda mevcut değildir. Bu durumda davacının tescilsiz kullanıma dayalı gerçek ve üstün hak sahipliği iddiası incelenmelidir. Öte yandan, gerçek hak sahipliğinde, dava konusu markaların elbette aynı/iltibasa neden olur şekilde benzer olmaları gerekmektedir. Buna göre, davacının, hükümsüzlüğünü talep ettiği davalı markasının başvuru tarihinden önce söz konusu markayı/benzerini gerçek hak sahipliği tesis edecek boyutta kullanıp kullanmadığı irdelenmelidir. Davacının sunmuş olduğu deliller uyarınca, ayrıntıları bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacının ….. tanıtıcı işaretini ilk kullanan olduğu, işareti 43. sınıfta yiyecek ve içecek sağlanması hizmeti kapsamında gerçek hak sahipliği tesis edecek boyutta marka olarak da kullandığı tespit edilmiştir. Davalı markasının tescilli olduğu diğer hizmetler yönünden, dosyada davacının önceki kullanıma dayalı hak sahibi olduğunu gösterir deliller bulunmamaktadır. Davalı markası ile davacı markasal kullanımı arasında benzerlik sebebiyle iltibas tehlikesi bulunmaktadır. Davacının markasal kullanımı ile davalı markası görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik teşkil etmektedir. Davacının markasal kullanımının esas unsuru olan ….. ibaresi direkt olarak davalı markasında yer almaktadır. Markalarda yer alan şekil unsuru farklılığı markaları farklı kılmamıştır. Davacının sunmuş olduğu delillerden, davacının markayı davalıdan önce ve çok uzun süreden beri aktif ve yoğun olarak kullandığı tespit edilmiştir. Davalının, dava konusu tanıtıcı işareti 43. sınıfta davacıdan önce kullandığına ve bu markaya ilgili piyasada ayırt edicilik kazandırdığına dair bir bilgiye-delile rastlanmamıştır.Tüm bunlara göre, ….. işaretinin 43. sınıfta kullanımının davacı lehine gerçek hak sahipliği tesis edecek boyutta olduğunun kabulü gerekmiştir. Davalı markası 29 ve 30. sınıflarda ve bunları kapsar şekilde 35. sınıfta mağazacılık hizmetinde de tescillidir. Bu noktada, davacının gerçek hak sahipliğinin, hangi emtialarda/hizmetlerde önceye dayalı kullanım varsa o emtiaları/hizmetleri ve doktrinde de belirtildiği ve uygulamaya da yansıdığı üzere benzer kabul edilen emtiaları/hizmetleri de kapsaması gerektiğinin kabulü gerekir. Markaların birinin hizmet, diğerinin ticaret-emtia markası olmasına rağmen, kullanıldıkları sektör ve tüketici nezdinde oluşacak algılama nedeniyle, mal/hizmet açısından benzerlikleri söz konusu olabilir. 43. Sınıftaki yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin 29 ve 30. sınıflar ve 35. sınıfta bu sınıfları kapsayan marka tescili ile benzer kabul edilmesi mümkündür. Davacının, önceki kullanımları 43. Sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” kapsamındadır. Davacının işbu hizmetlerdeki kullanımı dolayısıyla davalının 43. sınıfta yer alan “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” ve benzer ve bağlantılı olan 29 ve 30. sınıflar ve 35. sınıfın bu sınıfları kapsayan ilgili hizmeti yönünden kural olarak davalı markasının SMK m.6/f.3 ve SMK m.25/f.1 uyarınca (kısmen) hükümsüz kılınmasının şartlarının oluştuğu sonucuna varılabilir. Ancak, Davacının gerçek hak sahipliği iddiası bakımından yukarıdaki kanaat ve sonuca etki edebilecek olan Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyasının tetkikinden de asıl dava yönünden davalıya ait … sayılı ….. lafzi markasının “her nevi gıda ve yiyecek, içecek ile akaryakıt istasyonları ve bayilikleri sektörüne yönelik satış hizmetleri” hizmet sınıfı dışındaki tescilli olduğu diğer mal ve hizmetler yönünden kullanılmama nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 14 ve 42. maddeleri uyarınca hükümsüz kılınmasına ve sicilden terkinine, birleşen dava yönünden davalıya ait markanın “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, hazırlanması, sunulması, restoran hizmetleri”nde tescilli olmamasına rağmen belirtilen hizmetlerde kullanması sebebiyle davacıya ait ..tescil nollu marka ile iltibas ve haksız rekabet oluşturduğuna karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. … Esas sayılı davada verilen kesinleşen kararda, davalıya ait ….. sayılı ….. markasının “her nevi gıda ve yiyecek, içecek ile akaryakıt istasyonları ve bayilikleri sektörüne yönelik satış hizmetleri” hizmet sınıfında kullanıldığı, bu sebeple bu hizmetlerde hükümsüz kılınmadığı, dolayısıyla 2000 tarihli ….. ibareli davalı markasının her nevi gıda ve yiyecek, içecek ile akaryakıt istasyonları ve bayilikleri sektörüne yönelik satış hizmetlerinde korunduğu görülmektedir. Bu durumda, eski tarihli ….. yegane ibareli ….. tescil nolu bu markanın, davalının hükümsüzlüğü talep edilen 2020 tarihli ….. asli ibareli markasının 35. sınıfta mağazacılık olarak tabir edilen hizmette 29 ve 30. sınıf emtiaları kapsayan tescili ve 29 ve 30. sınıfları kapsayan tescili açısından kazanılmış hak teşkil etmektedir. Bu nedenle davacının sadece 43. sınıfta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde gerçek hak sahibi olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, davacı SMK 6/6 maddesi anlamında unvana dayalı olarak da hükümsüzlük talebinde bulunmuş olup, davacının unvanı “….. İşletmeciliği Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” şeklinde olup, bu haliyle aynı şekilde 43. Sınıfta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerini işaret etmekte olup, yukarıda değinildiği üzere çok eski tarihli olan davalı adına tescilli ….. tescilli markanın sağladığı kazanılmış hak gözetildiğinde sair emtia ve hizmetler yönünden hükümsüzlük sebebi kabul edilmemiştir. Buna göre, davacının davasının kısmen kabulü ile SMK 6/3 ve 6/6 maddeleri kapsamında davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın tescilli olduğu 43. sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne, sair sınıf ve emtialar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının SMK 6/9 maddesi kapsamında kötü niyete dayalı hükümsüzlük iddiası yönünden yapılan değerlendirmede ise, davacı ….. E. sayılı dosyası ile marka hükümsüzlüğü ve birleşen …. E. sayılı dosyası ile marka hakkına tecavüz konulu davaların kendisi lehine karara bağlandığını belirtmiştir. Söz konusu davaya konu ….. sayılı “…..” ibareli marka her ne kadar ilk başta davalı adına tescilli olmasa da, davaya konu markanın başvuru tarihinden önce 12.11.2020 tarihinde devir alınmıştır. Davacı tarafından açılan hükümsüzlük ve tazminat davalarında davalı taraf, huzurdaki davada davalının kurucusu olduğu şirkettir. Bu halde davalının, davacıyı ve ….. markasını bildiği anlaşılmaktadır. Ancak, önceki markalardan haberdar olmak kötü niyet için tek başına yeterli değildir. Dayanak davacı markalarının hükümsüz olması ve yukarıda değinildiği üzere 43. sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” dışındaki mal ve hizmetler yönünden davacının fiili kullanımının dahi bulunmaması ve ….. sayılı markanın sağladığı kazanılmış hak gözetildiğinde davalının marka tescilinin kötü niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış, davacının bu yöndeki hükümsüzlük talebi yerinde görülmemiştir. Bu itibarla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı adına tescilli … Tescil nolu markanın tescilli olduğu 43. sınıftaki “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne, sair sınıf ve emtialar yönünden davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile 120,60 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davanın kısmen kabulü nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davanın kısmen reddi nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 241,10 TL tebligat – tezkere masrafı ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.241,10 TL yargılama giderinin, davanın kabul – ret oranına göre 1.120,55 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul – ret oranına göre 50,00 TL’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2023

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır