Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/233 E. 2022/65 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/233
KARAR NO : 2022/65

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin Libya’nın en eski ve ulusal bayrak taşıyıcı hava yolu şirketi olduğunu, “…… ” olarak 1964 yılında kurulduğunu ve kurulduğu günden itibaren gerek iç hatlara, gerekse de dünyanın birçok bölgesine seferler düzenlediğini, davalı tarafından müvekkili şirkete “…… ” markasının ve logosunun şirketleri adına …… tescil numarası ile tescil edildiğini, bu markanın şirketlerine ait olduğunu, ihlalli işlemlerin durdurulması içerikli bir ihtarname gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete noterlik kanalıyla “Türk Patent Enstitüsü nezdinde yapılan tescilin haksız ve kötü niyetli olduğu, yasal unsurları taşımadığı ve markanın terkinini sağlanması” içerikli cevap verildiğini, bunun üzerine davalı ile yapılan görüşmede, davalının zaten müvekkili şirkete ait olan marka ve logonun para karşılığında devredileceğinin ifade ifade edildiğini, davalı şirketçe yapılan bu marka tescilinin kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin oluşturduğu itibar ve ticari başarıdan menfaat sağlamak amacıyla gerçekleştirildiğini ve bu eylemin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına tescilli ……. tescil numaralı “……. ” ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı şirket cevap dilekçesi ile, dava konusu “……. ” ibareli marka için yapılan araştırmaları neticesinde dünya genelinde bu isimde bir marka bulunmaması üzerine taraflarınca kötü niyet amacıyla değil yeni bir uçak kargo şirketi kurabilmeleri için bu markayı tercih ettiklerini, markaların kural olarak ulusal olduğunu ve bir markanın başka bir ülkede bulunuyor olmasının o markanın başka bir ülkede tesciline engel teşkil etmeyeceğini, davacı taraf ile yapılan görüşmeler neticesinde de şirketlerince markayı kullanmama kararı aldıklarını, davacının markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiklerine dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını, yapılan görüşmeler sonrasında da markayı zaten kullanmadıklarını, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına olan …… tescil numaralı “……” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini taleplidir. Taraf delilleri toplanarak, bildirilen tanıklar dinlenmiş, konunun teknik bir boyutu bulunmadığından bilirkişi incelemesi yapılmamıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı “……. ” ibareli markanın, 19/10/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
Davacı tanıkları beyanlarında Türkiye’de marka tescili yaptırmadıklarını, ancak sürekli olarak Türkiye-Libya arasında şirketlerinin faaliyet gösterdiğini, 1970’lı yılından bu yana söz konusu markanın Türkiye’de kullanılmakta olduğunu, yolcu ve kargo taşımacılığı yapıldığını, davacı yanın uçaklarında ve diğer ticari evraklarında …….. diye yazdığını, davalı avukatı olduğunu söyleyen bir kişinin pandemiden önce ofislerine gelerek Türk Patent nezdinde marka ve logo tescil ettirdiğini ve davacı şirket faaliyetinin kendisine zarar verdiğini, marka ve logoyu kendilerine satabileceğini söylediğni, ancak ……., Libya Devletinin resmi hava yolu olduğu için davalının bu talebini kabul etmediklerini, davalı tarafın hak sahibi olduğunu iddia ettiği logonun, Libya devletine ait hava yollarına ait olduğunu herkesin bileceğini ve davalı tescilinin kötü niyetli olduğu yolunda beyanda bulunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı deliller, taraf beyanları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça marka tescil başvurusu yapılan ” …… ve arapça yazı ” markanın ve logonun birebir aynısının uzun yıllardan beri Libya devletinin resmi hava yolu şirketi olan şirket tarafından dünya çapında ve Türkiye de yoğun şekilde kullanıldığı, davalı tarafın markanın Türkiye de tescilli olmamasını fırsat bilerek adına tescil ettiği akabinde çektiği ihtarnamelerle şantaj amaçlı kullandığı, davalının gerçek hak sahibini davacı olduğu hususunu bilmemesinin hayatın normal akışına göre mümkün olmadığı, isim ve logonun aynı şekilde kullanılmış olması karşısında davalının tescilinde iyi niyetli olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Buna göre SMK.25 maddesinin atfı ile SMK. 6/3 maddesi uyarınca öncelikli gerçek hak sahipliği ve 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetli tescil olguları sabit olduğundan davanın kabulü ile davalı adına tescilli markanın tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın tescilli olduğu tüm emtia ve hizmet sınıfları bakımından hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 21,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL harç gideri ve 111,50 TL tebligat-tezkere masrafı olmak üzere toplam 230,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacı vekili ile davalı asılın yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır