Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/191 E. 2022/75 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/191
KARAR NO : 2022/75

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARŞI DAVA : Markanın İptali, Markanın Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA TARİHİ : 26/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 1988 yılında “….. ” ticaret unvanı ile saat sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulduğunu, müvekkilinin 27/04/2017 tarihinde ticaret unvanını “…., LTD” olarak değiştirdiğini, ve TPMK nezdinde ….. ve ….. tescil numaralı “….. ibareli markaların tescilli sahibi olduğunu, ancak hal böyle iken, davalı adına tescilli ….. tescil numaralı “….. ” ibareli markanın, müvekkili şirkete ait “…. ” markasına benzer olduğunu, davalı markasının müvekkilinin “…. ” markasıyla aynı yahut farklı bir serisi, alt veya üst sınıf başka bir markası olduğu intibasını yarattığını ve bu nedenle müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarının ihlal edildiğini iddia ederek, davalı adına tescilli ….. tescil numaralı ” ….. .” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, müvekkili markası ile davacı/karşı davalı adına tescilli marka emtialarının birbirine benzemediğini, müvekkili markasına bütün itibariyle bakıldığında, hiçbir ifadeye vurgu yapılmadığı, her bir kelimenin aynı büyüklükte ve özellikle yazıldığını, davacı markasına ise bütün itibariyle bakıldığında “….” ibaresinin yanında şeklinde yer aldığını, bu açıdan davacı markasının da aynen tescil edildiği haliyle esas unsur içerdiğini, bu açıdan müvekkili markası ile davacı markasının birbirinden ayrıldığını, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, davacı markasının bir yer ismi olduğunu, “…. ” markasının, İsviçre’nin …. şerhinin telaffuz ediliş şeklinin birebir aynısı olduğunu, bu nedenle de davacı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini gerektiğini, ayrıca davacının bu markayı kanunda belirtilen süre içerisinde de kullanmadığını iddia ederek, asıl davanın reddini ve öncelikle davacının markasının ülkemizde kullanılmaması nedeniyle iptalini, davacı adına tescilli … ve ,…. tescil numaralı “…,..” ibareli markaların hükümsüzlüğünü ve iptalini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, davalı adına tescilli ….. tescil numaralı “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, karşı dava ise, davacı/karşı davalı adına tescilli …. ve ….. tescil numaralı “…..” ibareli markaların hükümsüzlüğü ve iptali taleplidir.
Davanın başta, İstanbul Anadolu ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı ve Mahkemece 18/05/2021 Tarih, ….. Esas ve …. Karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın bu suretle Mahkememize intikal ettiği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. ve ….. tescil numaralı “….” ibareli markaların davacı adına, ….. tescil numaralı “….. ” ibareli markanın 22/07/2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Taraf delilleri toplanarak, TPMK kayıtları getirtilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamıyla uyumlu görülen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; asıl dava yönünden; davacı adına …. tescil numaralı “….. ” markasının 18. sınıfta
tescil edildiği, 18.01.2021 tarihi itibariyle davadan sonra markanın müddet olarak işlemden
kaldırıldığı, ….. tescil numaralı “…..” markasının 14. Sınıfta “Kol
saatleri.” için tescil edildiği, markanın 17.02.2018 tarihinde yenilendiği, “…”
markasının pek çok ülkede tescilli olduğu, ancak tüm tescillerin davacı adına olmadığı,
davacı şirketin eski ticaret unvanı üzerine de bir takım tescillerin devam ettiği,
davalı adına ….. tescil numaralı “….” ibareli markanın 14. sınıfta “Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları
dahil).” için tescilli olduğu, markanın ….. isimli gerçek kişiden
09.03.2017 tarihinde İstanbul ….. Noterliği’nin ….. Yevmiye Numaralı devir senedi ile
devralındığı anlaşılmıştır. Davacı adına …. tescil numaralı “….. ” markasının 14. Sınıfta
tescilli olduğu “kol saatleri” emtiasının ….. tescil nolu “…. ”
ibareli markanın emtia listesinde yer alan “Saatler ve zaman ölçme cihazları
(kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil).” ile aynı türde emtia olduğu, bu
anlamda davacı ve davalı markalarının emtiasının örtüştüğü,
her iki markanın da aynı mallar üzerinde kullanımı söz konusu olduğundan “çağrıştırma-bağlantı kurma” ihtimali suretiyle karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu,
“…..” ve “….” ibarelerinin benzer kabul edilebileceği, her ne
kadar ilgili tüketici kitlesi özellikle saat emtiası bakımından uzun araştırmalar yapmaya
ehil bir kitle olsa da, “…..” ibaresinin özgün bir ibare olması nedeniyle genel izlenim, anlam, tertip tarzı, telaffuz unsurları markaların karıştırılacağı,
tüm unsurlar bir arada değerlendirilip tarafların markayı tescil ettirdikleri mallar da
dikkate alındığında, 14. sınıftaki mallar bakımından markaların birbiri ile benzer olduğu,
bu nedenle davalı adına tescilli….. tescil nolu markanın SMK 6/1 anlamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Davacı markasının tescil tarihi, tarafların aynı sektörde olması, davalı tarafın ve
huzurdaki dava bakımından halefi olan …..’ın “…. ” ibareli seri
başvurular yapması, davacı markasının sektördeki eskiliği ve bilinirliği, dosyaya
sunulan delillerin niteliği dikkate alınarak davalı tarafın başvurusunun kötü niyetli olduğu ve SMK 6/9 anlamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Ancak
…… ve ……. tarafından ilan edilen kriterlerin tek tek değerlendirilmesi ve somut
olaya tatbikinde davacı tarafça dosyaya sunulan sınırlı veri ile davacı markasının
tanınmış marka olarak kabul edilmesi mümkün görülmemiştir.
Davalı
SMK 25/7 ve SMK 19. maddeye dayanan kullanmama def’inde bulunmuştur. Dosyaya sunulan delillerden davacı
tarafça marka ile 2013 yılına kadar çok yoğun sponsorlukların verildiği
ve markanın bu dönemde çok fazla reklam harcaması yaptığı, ancak davacının 2015-
2020 arasındaki kullanıma ilişkin herhangi bir fatura sunmadığı sadece e-ticaret
sitelerine atıf yaptığı, …. arama motorunda ve muhtelif sitelerin web arşiv
kayıtlarında yapılan incelemede dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönemde de
davacı markası ile ilgili satışa ilişkin verilerin girildiği, bu anlamda davacı markasının
markasal ve ciddi kullanımının dava tarihinden önceki 5 yıllık dönemde de devam ettiği anlaşılmakla davalının kullanmama def’ine itibar edilmemiştir. Bu itibarla davacının davasının kabulü ile iltibas ve kötü niyetli tescil nedeniyle davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden; davacı markasının belirli bir dönem çok yoğun reklam ve tanıtım yaptığı, (2013’e kadar)
ancak ondan sonraki dönemde de markasal ve ciddi kullanımın devam ettiği davacı markasının
kullanımının kesintisiz olarak 2002 yılından bu yana sürdüğü, bu anlamda kullanmama
nedeniyle iptal şartlarının oluşmadığı,
ortalama tüketicinin İsviçre’nin saatlerle maruf bir ülke olduğunu bilmesi kabul
edilmekle birlikte, “…..” isimli kasabanın adının saatlerle özdeş kabul edilip bu
kasaba adından gelen çağrışımla da “….” ibaresinin coğrafi kaynak
oluşturacağının kabulünün ispata muhtaç olduğu, ortalama tüketicinin ….
kasabasını biliyor olması, bu kasabayı saatlerle özdeşleştirmesi, “…. “
markasını da bu kasabayla bağlantılı kabul edip “….” markasını doğrudan bu
kasabaya bağlamasının ciddi zihin ve araştırma faaliyeti gerektirmesi nedeniyle,
“….” markasının SMK 5/1-c anlamında hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla karşı dava yönünden davanın reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 26,30 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL dava ilk masrafı, 39,50 TL tebligat – tezkere masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.648,30 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 60,00 TL peşin harcın mahsubu ile, 20,70 TL bakiye karar harcının, davalı/karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı/karşı davalıya verilmesine,
C-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
D-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır