Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/188 E. 2022/191 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/188
KARAR NO : 2022/191

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 2018 yılında kurulduğunu ve kurulduğu tarihten itibaren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte çalıştığını, projeler yaptığını, müvekkili şirketin kurucu ortağı olan davalının 04/06/2020 tarihinde ortaklık hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, davalının kötü niyetli olarak ortaklıktan ayrılmadan hemen önce müvekkili şirketin diğer ortaklarından habersiz olarak şirket unvanının kendi adına tescili için başvuru yaptığını, ayrıca davalının TPMK’ya …. başvuru numaralı “……” ibareli marka için de başvuru yaptığını, müvekkilinin ilk faaliyet gösterdiği tarihten itibaren tüm fatura ve sevk irsaliyelerinde “….., olduğunu ve davalı tescilinin kötü niyetli olduğunu iddia ederek, davalı adına ….. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 11/07/2018 tarihinde kurulan …’nin kurucu ortaklarından olduğunu, şirketin kuruluşundan itibaren “…” isim ve markasının büyümesine katkı sağladığını, markanın logosunun tasarımını bizzat müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkilinin yıllardır emek verdiği “……” markası ve logosunun elinden alınmak istendiğini, markanın hem hukukken hem de gerçek ticari hayatta gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkilinin dava konusu markayı tescil tarihinden önce ve sonra aktif olarak kullandığını, müvekkilinin tescilinde herhangi bir kötü niyet bulunmadığını ve davacı iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına 2020/19405 sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı markanın 14/02/2020 tarihinden itibaren on yıl müddetle adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Aynı kanunun 6/9 maddesi uyarınca kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Taraf delilleri toplanarak bilirkişi incelemesi yapılmıştır. İtirazı üzerine bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Dosya kapsamı deliller, bilirkişi rapor ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde ; SMK m.6/3 kapsamında, davacı açısından sunulan söz konusu belgelerden en eski
tarihli olanın 03.09.2018 tarihli olduğu, ilgili yetki belgesinde dava konusu markanın
kullanılmakta olduğu, şirket görevlisi olarak davalı …’ün
yetkilendirildiğinin görüldüğü,
davacı açısından en eski tarihli kullanımı gösterir yetki belgesinin tarihi olan
03.09.2018 tarihi itibariyle davalı …’ün şirketin ortağı konumunda
olduğu,
SMK m.6/3 kapsamında davalı açısından sunulan söz konusu belgelerin
bazılarında davalının markasal bir kullanımının yer almadığı, ayrıca sunulan bazı
belgelerin, tarihsel açıdan da marka başvurusundan sonraki tarihli belgeler olduğu,
dolayısıyla davalı açısından eskiye dayalı/gerçek hak sahipliği savunmasını destekler
nitelikte, adına olan 14/02/2020 tarihli marka tescil başvurusu dışında, tescilsiz markasal
kullanımın daha önceki tarihli olduğunu gösterir yeterli belge olmadığı, bu noktada, tarafların ilgili şirketin kurucu ortakları oldukları, markayı beraber
ihdas edip, şirketin 2018 yılında tescili ile birlikte markayı yoğun bir şekilde şirket tarafından
kullanmaya başlandığı, SMK 6/3 kapsamında davacı şirketin marka üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğu, keza SMK 6/9 maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede de davalının davacı şirketin önceki ortağı olup, şirketin kullanımından haberdar olduğu gibi şirket ortaklığından ayrılmazdan kısa süre önce şirketin bilgisi dışında şirket unvanı ile aynı olacak şekilde marka tescili yaptığı, bu nedenle bu tescilin SMK m.6/9 kapsamında “kötüniyetli
tescil” olarak değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli ….. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 21,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL dava ilk masrafı, 94,50 TL tebligat-tezkere masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.713,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır