Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/180 E. 2022/207 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/180
KARAR NO : 2022/207

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi,
Durdurulması, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1991 yılından bu yana dar dokuma ana faaliyet alanında “…… Ltd.Şti” unvanını kullandığını, ancak hal böyle iken, müvekkilinin bu unvanının kanuna aykırı bir biçimde davalı şirket tarafından, hem de aynı ilçe sınırları içerisinde, müvekkilinine yakın olacak şekilde ve aynı faaliyet alanı olan dar dokuma sektöründe kullanıldığını, müvekkilinin bu kullanımdan müşteriler ve tedarikçiler nezdinde iki şirket arasında karışıklık yaşanması üzerine haberdar olduğunu, müvekkilinin mallarının tedarikçiler tarafından zaman zaman davalı şirketin iş yerine götürdüğünü, müşterilerinin müvekkili şirket zannederek ticari görüşmeler yapmak için davalı şirkete başvurduğunu, davalı şirketin ticaret unvanını “….. ” olarak kullanmasıyla, müvekkilinin 1991 yılından bu yana kullandığı ticari unvanını çağrıştırdığı, davalı yanın söz konusu kullanımın, müşterileri, hatta tedarikçileri dahi yanıltacak nitelikte olduğunu, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını ve davalı ticaret unvanından “…..” ibaresinin terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin faaliyetlerinin 15 yıldan uzun bir süredir devam ettiğini, müvekkili şirketin yetkilisi …… ile …. …. kardeş olduklarını ve birlikte çalıştıklarını, davacı şirket yetkilileri ……. ve …… ile aralarında akrabalık ilişkisi bulunduğunu, bu kişilerin aile ortamında bir araya geldiklerini, davacı tarafın müvekkilinin kullandığı ticaret unvanını ve kullanım süresinden haberdar olduğunu, müvekkilinin davacının markasına ait herhangi bir işaret veya malı uhdesinde bulundurmadığını, müvekkili ve davacının ticaret unvanları arasında karıştırılmaya yol açacak benzerlik de bulunmadığını, davacı tarafın tescil edilen markasındaki yazı karakterleri, renkler ve işaretlerin hiçbirinin müvekkili tarafından kullanılmadığını ve davacı iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, kaldırılması ve unvan terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ………., …….ve ……… tescil numaralı “……” esas unsurlu markaların 26. sınıfta davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 155. Maddesi uyarınca “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.”
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizin 16/06/2022 tarihli duruşmasında taraf tanıkları huzurda dinlenerek, beyanları alınmıştır.
Dava dilekçesindeki tespit talebi üzerine, davalı adresinde inceleme yapılarak, marka ve unvana tecavüz olup olmadığı hususlarında inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya resen atanan marka uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş ve bilirkişi tarafından hazırlanan 18/11/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalının İstanbul Ticaret Odasına …… Sicil Numarası ile 15/03/2019 tarihinde …… Ticaret Limited Şirketi olarak kaydedildiğini, meslek grubunun 42-Tekstil Yan Sanayi Ürünleri olduğu ……. kodunun …. kumaşların imalatı (etiket, arma ve diğer benzeri eşyalar hariç) olduğu tespit edilmiş olmakla unvan tescilinin mevcut olduğu, …… sayılı “…..” ve ……. sayılı “………” ibareli markaların 26. Sınıfta “Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. Giysiler için düğmeler, kopçalar, halkalar, fermuarlar, ayakkabı ve kemer tokaları, perçinler, yapışkan bantlar, bağlar, toplu iğneler, iğneler, dikiş iğneleri, dikiş makinesi iğneleri, tığlar ve örgü şişleri, iğne kutuları ve iğnelikler. Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler” emtiaları açısından marka tescil başvurularının olduğu ama henüz tescil aşamalarının sonuçlanmadığı, ….. başvuru nolu davalı markasına itiraz edilmiş olduğu, davalı tarafın işyerinde “…..” veya “…..” ibareli herhangi bir mala, ürüne yada markasal kullanıma rastlanmadığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları, ticaret sicil kayıtları, tanık beyanları ve önceki rapor değerlendirilmek suretiyle, davalının davacı ticaret unvanı ve markasından doğan haklarına tecavüzünün olup olmadığı, ne şekilde giderileceği ve davalı unvanının terkini koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 23/09/2022 havale tarihli raporunda sonç olarak, davacının ……. tescil nolu markası 26. sınıfta
tescilli olup, tescili yenilenmiştir-korumasının devam ettiği, dosya içeriğindeki bilgi ve delillere göre, davalı tüzel kişinin, dava dışı ticari işletmenin
….. unvanına dayanamayacağının değerlendirildiği, davalının dava konusu markayı davacı marka tescilinden önce kullandığına dair bir delile
rastlanılmadığı, tespit raporunda davalı yana ait işyerinde yapılan tespitte “….. ”
ibareli herhangi bir marka kullanımına rastlanmadığı belirtilmişse de, inceleme adresinde
tespit edilen faturada “……” ibaresinin marka olarak kullanıldığının görüldüğü, bu
yönden tespit raporundaki bilirkişi beyanına katılmadığı, davalı yanın faturadaki “…..” ibareli markasal kullanımı davacının tescilli markası
kapsamında olup, davacının markası ile bağlantı kurulma ihtimali dahil karıştırılma
ihtimaline sebep olacağı kanaatinin hasıl olduğu, iltibas doğuran bu markasal kullanımın davalı şirket ortağı ve tek yetkilisinin soyadı
olduğundan bahisle SMK m.7/f.5-a anlamında dürüst kullanım olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, tarafların tescilli ana sözleşmelerinin iştigal konuları arasında örtüşmenin söz konusu
olduğu, meslek gruplarının ve ……. kodlarının aynı olduğu (yan tekstil ürünleri-dar
dokuma kumaşların imalatı), davalının iştigal konularının davacının tescilli markası
kapsamındaki emtialarla da örtüştüğünün tespit edildiği, davalı unvanındaki “…….”
ibaresinin daha önce tescil edilmiş olan davacı unvanındaki “…….” ibaresi ile
iltibasa sebep olacağı, kanaatinin, davacı şirketin marka tesciline ve
ticaret unvanına dayalı olarak davalı şirket ticaret unvanının kanuna uygun olarak
değiştirilmesi veya “……” ibaresinin silinmesi (kısmi terkin) yönündeki talebine ilişkin
koşulların mevcut olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları, ticaret sicil kayıtları, tanık beyanları ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacının ….. tescil nolu “……” ibareli markanın 26. sınıfta
tescilli olup, tescilinin yenilendiği ve korumasının devam ettiği, davalının dava konusu markayı davacı marka tescilinden önce kullandığına dair bir delile
rastlanılmadığı, tespit raporunda davalı yana ait işyerinde yapılan tespitte “……”
ibareli herhangi bir marka kullanımına rastlanmadığı belirtilmişse de, inceleme adresinde
tespit edilen faturada “…….” ibaresinin marka olarak kullanıldığı gibi davacı tarafça delil olarak dayanılıp, davalıdan alınan ürün ambalajında da “….” ibaresinin markasal olarak kullanıldığının görüldüğü, davalı yanın faturadaki “….” ibareli markasal kullanımı davacının tescilli markası
kapsamında olup, davacının markası ile bağlantı kurulma ihtimali dahil karıştırılma
ihtimaline sebep olacağı, iltibas doğuran bu markasal kullanımın davalı şirket ortağı ve tek yetkilisinin soyadı
olduğundan bahisle SMK m.7/f.5-a anlamında dürüst kullanım olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı anlaşılmakla davacının marka haklarına tecavüze ilişkin talebi yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Davacının davalı şirket ticaret unvanının terkinine dair talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı şirketin 03 Mayıs 1991 tarihinde ticaret sicilinde tescil edildiği, davalı şirketin ise 15 Mart 2019 tarihinde tescil edildiği, taraf şirketlerin tescilli ana sözleşmelerinin iştigal konuları arasında örtüşmenin söz konusu
olduğu, meslek gruplarının ve ……. kodlarının aynı olduğu (yan tekstil ürünleri-dar
dokuma kumaşların imalatı), davalının iştigal konularının davacının tescilli markası
kapsamındaki emtialarla da örtüştüğünün tespit edildiği, davalı unvanındaki “….”
ibaresinin daha önce tescil edilmiş olan davacı unvanındaki “….” ibaresi ile
iltibasa sebep olacağı anlaşılmakla davacı şirketin marka tesciline ve
ticaret unvanına dayalı olarak davalı şirket ticaret unvanının kanuna uygun olarak
değiştirilmesi veya “…” ibaresinin silinmesi istenmesi koşullarının TTK 52/1 maddesi kapsamında olduğu anlaşılmakla bu talep yönünden de davanın kabulü gerekmiştir.
Davacının haksız rekabete ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise ; Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin……….. E, 2…… Karar sayılı, 14.03.2022 Tarihli kararında; “… markaların kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (mülga 556 sayılı Marka KHK) hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, Dairenin bu konudaki eski içtihatlarını sürdürme imkanı kalmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının tescilli markasının benzerinin, tescil kapsamındaki ilaç emtiasında kullanılması şeklindeki davalı eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmediğinden, hükmün bu kısım yönünden temyiz eden davalı yararına bozulması…” şeklindeki gerekçe ile açıklandığı üzere; somut uyuşmazlıkta, davacının haksız rekabet iddiasının marka hakkına dayandığı, bu durumda TTK 55/1-a-4 maddesi gereğince aynı zamanda haksız rekabetin oluştuğundan söz edilemeyeceği kanaatine varılmakla haksız rekabet isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının marka haklarına tecavüz ve ticaret unvanının terkinine yönelik talepleri yönünden davanın KABULÜNE, davalının ticari evraklarında ve ürünlerinde “……” ibarelerini kullanmasının davacı adına tescilli “…..” , “…..” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, kaldırılmasına, “…” ibaresinin davalı ticari evrak ve ürünlerinden çıkarılmasına, çıkarılması mümkün değil ise, toplatılarak imhasına,
2-Davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinine,
3-Davacının haksız rekabete ilişkin talebi yönünden davasının REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 21,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen unvan terkini davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen haksız rekabet nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 161,40 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 242,00 TL tebligat – tezkere masrafı ve 2.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.742,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul – ret oranına göre 1.809,72 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
10-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
11-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır