Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/18 E. 2021/250 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/18
KARAR NO : 2021/250

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin
Önlenmesi, Durdurulması, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 14/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/11/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili markasının …… tarafından ilk olarak 1967 yılında yaratıldığını, 2009 yılı itibariyle … adı altında dünya çapında birçok satış noktasına sahip olduğunu, müvekkilinin kendisine ait “……” markasını uzun yıllardır menşe ülke ABD başta olmak üzere düna genelinde ve Türkiye de dahil, yüzden fazla ülkede yoğun ve yaygın bir şekilde kullandığını, müvekkilinin “….” ibareli markasını TPMK nezdinde ……. tescil numarası ile, “……” ibareli markayı ise ……. tescil numarası ile tescil ettirdiğini, davalıların …. Mah…… Cad. … Sok. No:10/3 Sultangazi/İSTANBUL adresi ile sosyal medya hesabı ve internet sitelerinde müvekkiline ait TPMK nezdinde tescilli ……. tescil numaralı “……” ibareli markanın benzeri olan “…..” ibareli markayı ürünleri üzerinde izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığını, müvekkiline ait “……” markası ile davalının tescilli markalarının benzer olduğunu, markaların aynı emtiaları kapsadığını, davalıların basiretli bir tacir gibi davranmadıklarını, kötü niyetli olduklarını, müvekkilinin tescilli markasından, aynı sektörde faaliyet gösteren davalılar tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığını, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına olan … ve ….. tescil numaralı markaların hükümsüzlüğünü, müvekkilinin tescilli “……” ibareli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesini, durdurulmasını ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalıların “…… …” ve “….” ibarelerini taşıyan ürünlerinin ve tanıtım evraklarının toplatılarak bu ibarelerin çıkarılmasını, çıkarılması mümkün değil ise imhasını ve davalıya ait “www…..com.tr” alan adının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu olan “……” ibaresinin, …. “……” ibaresinin anonim bir ibare olup, spor dalı adı olduğunu, bu kelimenin tek başına kimsenin tekeline bırakılamayacağını, davacının ……. tescil numaralı “…..” ibareli markasının tek başına “……” ibaresinden oluşmadığını, TPMK kayıtları incelendiğinde, “……” ibareli markaların davacıdan önce başka kişilerce kullanıldığını, bu nedenle de davacı markasının tanımış marka olduğu iddiasının gerçekten uzak olduğunu, müvekkilinin markasının tek başına “……” ibaresinden oluşmadığını, markalarındaki “……” ibaresinin de esas unsurlu olmadığını, müvekkilinin markaları ile davacı markaları arasında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmadığını, herhangi bir iltibas tehlikesi olmadığını ve müvekkilinin markalarının ayırt edici olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı gerçek kişi adına olan … ve ….. tescil numaralı markaların hükümsüzlüğü, davalıların, davacının tescilli “……” ibareli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması, davalıların “…..” ve “…..” ibarelerini taşıyan ürünlerinin ve tanıtım evraklarının toplatılarak bu ibarelerin çıkarılması, çıkarılması mümkün değil ise imhası ve davalıya ait “www….. com.tr” alan adının iptaline karar verilmesi taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. tescil numaralı ……” ve ……. tescil numaralı “……” ibareli markaların davacı adına, …. tescil numaralı “…..” ve …. tescil numaralı “……” ibareli markaların davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
…. Üniversitesi Alan Adları Yönetimi’nden gelen kayıtlardan, dava konusu ” … com.tr” alan adının, 16 Eylül 2019 tarihinde davalılardan … adına yapılan başvuru sonrası tahsis edildiğini, herhangi bir yenileme yapılmaması halinde 15 Eylül 2024 tarihine kadar mevcut sahip adına kayıtlı olacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki tespit talebi uyarınca, dosya resen seçilen bir marka uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, bilirkişi tarafından hazırlanan 04/02/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacının “……” kelimesi ve “…” figüründen oluşan markasının ……. tescil numarası ile TPMK nezdinde tanınmış marka olarak kayıtlı olduğu, davacının ……. tescil numaralı markasının 25. sınıfta “….” (ayak giysileri) emtiasını kapsar şekilde tescilli olduğu, davalılardan … adına tescilli ….. ve… tescil numaralı markaların 25. sınıfta ayak giysilerinde tescilli oldukları, dava dilekçesinde belirtilen adreste çocuk ayakkabısı alanında iştigal eden farklı bir firmanın bulunduğu, firma sahibi olduğunu belirten dava dışı …….’nın (… Ayakkabıcılık), davalı tarafın adresten taşındığını beyan ettiğini, bu sebeple yerinde inceleme yapılamadığı, davalıya ait olduğu belirtilen “www……com.tr” alan adında yapılan incelemede, ana sayfada “Erişmeye çalıştığınız web sitesinin lisans süresi dolmuştur. Lisans süresini uzatmak için lütfen tıklayınız.” açıklaması göründüğü, davacının dilekçesinde belirttiği “https://www …..com.tr/…” linkine 15.01.2021 tarihinde tıklandığında, açılan ekran görüntüsünde …. Ayakkabı şeklinde “….” markalı spor ayakkabısı ürününe rastlandığı, davalıya ait olduğu belirtilen ….com.tr alan adına ve davacının belirttiği https://www…..com.tr/….. linkine bakıldığında, “….) açıklaması ile karşılaşıldığını, halihazırda ilgili siteye ulaşılamadığı, davalıya ait olduğu belirtilen …… hesabının ana sayfasında (https://www. …….com/…..) “www …. com.tr” alan adı bilgisinin verildiği, sayfanın oluşturulma tarihinin 3 Mart 2020 olduğu bilgisinin de yer aldığı, söz konusu “….” isimli …… hesaplarında “……” markasının kullanımına rastlandığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 20/09/2021 tarihli raporda sonuç olarak, dava dilekçesinde belirtilen https://www …….com/…..” adresli ”… ..” adlı sosyal medya hesabı adı içeriğinde ve 18 Mart 2020 tarihli gönderi içeriğinde “….” şeklinde markasal kullanımın bulunduğu, söz konusu sosyal medya kapak fotoğrafı görseli olarak “….” logo görselinden görüldüğü, “…..” şeklinde markasal kullanımın olduğu, dava dilekçesinde belirtilen https://www…..com tr/…. linki içeriğinde yer alan spor ayakkabısının görüldüğü, “….” şeklinde markasal kullanımın olduğu, web sitesinin sol üst bölümünde ….” logo görselinden görüldüğü üzere “…..” şeklinde markasal kullanımın olduğu, davalı …’in …. tescil numaralı markaları incelendiğinde, esaslı unsurun “……” ibaresi olduğu, …. yan unsurlarının hitap edilen tüketici nezdinde ayırt edici olmayıp, şirket kuruluş yılı olarak düşünülebileceği, davacının ……. tescil numaralı “……” ibareli markasının da tek bir ibareden oluşup, esaslı unsurunun “……” olması bakımından benzerlik de taşıdığı, 25. Sınıfta ayakkabı ürünleri ile hitap edilen ortalama tüketicinin esaslı unsurları ortak olan bu iki markayı davacının diğer seri markalarını da düşünerek ve davalının markalarındaki …. yan unsurlarını şirket kuruluş tarihi şeklinde yan unsur olarak algılayarak bağlantılı olduğu kanısıyla SMK m.6/1 kapsamında karıştırma ihtimali olduğu, SMK mad.7/3d uyarınca “www…….com.tr” alan adı ayakkabı satışına yönelik ticari alanda kullanıldığından, Mahkemenin takdirinde yasaklanabileceği, davacının …. başvuru numaralı “…..” markasının TPMK tarafından tanınmış marka olarak kabulü (……. tescil numarası ile), dünyanın bir çok yerinde mağazaları olması, Türkiye’de de mağazası ve perakende satış yapan mağazalarda satılıyor oluşu, 1967 yılında kurulmuş olması, Türkiye ve dünyadaki çok sayıda marka tescilleri ile Türkiye’de tanınmış marka olduğu, İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasının kesinleşme tarihi olan 27.10.2014 tarihi dikkate alındığında, sicildeki tanınmışlık kayıt tarihi öncesinde, davacı markasının tanınmış marka olarak kabul edildiği, davalının, davacının hem tanınmış markası hem de diğer markalarında esas unsur olan “……” ibaresini içeren dava konusu markaları tescil ettirmesinin SMK m.6/9 kapsamında “kötüniyetli tescil” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, davacının Türkiye’de tanınmışlığa ulaşan markası ile ve karşılaştırıldığında esaslı unsurların aynı olduğu, ancak davacının markasının tanınmışlığının ….. ve …… oyuncusuyla birlikte farklılaştığı görüldüğünden, bu yönde SMK m.6/5 kapsamında karıştırılma ihtimali olmadığı, davacının ……. tescil numaralı “……” ibareli markası ile davalının ayakkabı üzerinde kullanmakta olduğu “….” ibaresi, hitap edilen ortalama tüketici nezdinde karıştırılabileceğinden, marka hakkına tecavüze dair şartların mevcut olduğu, davalıların kalemin kullanımında esaslı unsur olarak vurgulanan ibarenin “……” olduğu, alt kısımda “…….” ibaresiyle iki renkli şekilli “……” ibaresinin de kuruluş yılı olarak tüketici nezdinde yan unsur olarak anlaşılacağı ve koyu arka plan kullanımıyla 25. Sınıftaki ayakkabılar ürünlerine yönelik kullanımın davacının aynı sınıfta tescilli …… tescil numaralı “……” ibareli marka ile …… tescil numaralı “…… …….” ibareli ve yine diğer seri markalarıyla birlikte aralarında bir bağlantılı olduğu kanısıyla karıştırma ihtimali olduğu, davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği bu sebeple yukarıdaki tespitler ışığında, karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden haksız rekabet oluşacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davalı … adına tescilli …… ve …….. tescil numaralı markaların esaslı unsurun “……” ibaresi olduğu, …… veya …… yan unsurlarının hitap edilen tüketici nezdinde ayırt edici olmayıp, şirket kuruluş yılı olarak düşünülebileceği, davacının ……. tescil numaralı “……” ibareli markasının da tek bir ibareden oluşup, esaslı unsurunun “……” olması bakımından benzerlik de taşıdığı, 25. Sınıfta ayakkabı ürünleri ile hitap edilen ortalama tüketicinin esaslı unsurları ortak olan bu iki markayı davacının diğer seri markalarını da düşünerek ve davalının markalarındaki …… ve …… yan unsurlarını şirket kuruluş tarihi şeklinde yan unsur olarak algılayarak bağlantılı olduğu kanısıyla SMK m.6/1 kapsamında karıştırma ihtimali olduğu, SMK mad.7/3d uyarınca “www……..com.tr” alan adı ayakkabı satışına yönelik ticari alanda kullanıldığından, davacının marka haklarına ihlal teşkil ettiği, davacının ……. başvuru numaralı “……..” markasının TPMK tarafından tanınmış marka olarak kabulü (……. tescil numarası ile), dünyanın bir çok yerinde mağazaları olması, Türkiye’de de mağazası ve perakende satış yapan mağazalarda satılıyor oluşu, 1967 yılında kurulmuş olması, Türkiye ve dünyadaki çok sayıda marka tescilleri ile Türkiye’de tanınmış marka olduğu, İstanbul …….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasının kesinleşme tarihi olan 27.10.2014 tarihi dikkate alındığında, sicildeki tanınmışlık kayıt tarihi öncesinde, davacı markasının tanınmış marka olarak kabul edildiği, davalının, davacının hem tanınmış markası hem de diğer markalarında esas unsur olan “……” ibaresini içeren dava konusu markaları tescil ettirmesinin SMK m.6/9 kapsamında “kötüniyetli tescil” olarak kabulü gerektiği, davacının Türkiye’de tanınmışlığa ulaşan markası ile ve karşılaştırıldığında esaslı unsurların aynı olduğu, ancak davacının markasının tanınmışlığının …… ve …… oyuncusuyla birlikte farklılaştığı görüldüğünden, bu yönde SMK m.6/5 kapsamında karıştırılma ihtimali olmadığı, davacının ……. tescil numaralı “……” ibareli markası ile davalının ayakkabı üzerinde kullanmakta olduğu “……” ibaresi, hitap edilen ortalama tüketici nezdinde karıştırılabileceğinden, marka hakkına tecavüze dair şartların mevcut olduğu, davalıların kullanımında esaslı unsur olarak vurgulanan ibarenin “……” olduğu, alt kısımda “……” ibaresiyle iki renkli şekilli “…….” ibaresinin de kuruluş yılı olarak tüketici nezdinde yan unsur olarak anlaşılacağı ve koyu arka plan kullanımıyla 25. Sınıftaki ayakkabılar ürünlerine yönelik kullanımın davacının aynı sınıfta tescilli ……. tescil numaralı “……” ibareli marka ile ……. tescil numaralı “……….” ibareli ve yine diğer seri markalarıyla birlikte aralarında bir bağlantılı olduğu kanısıyla karıştırma ihtimali olduğu, davalıların davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği ve bu sebeple yukarıdaki açıklamalar ışığında, karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden haksız rekabet oluşacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
-Davalı … adına tescilli …… ve …….. tescil nolu markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
-Davalı … adına olan “www…….com.tr” alan adının iptaline,
-Davalıların “……” ve “…….” ibarelerini, ticaret faaliyetlerinde kullanmak suretiyle davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetlerinin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olarak davalıların “……..” ve “……” ibarelerini taşıyan ürünlerinin ve tanıtım evraklarının toplatılarak bu ibarelerin çıkarılması mümkün ise çıkarılmasına, çıkarılmadığı takdirde bunların imhasına,
2-Peşin yatırılan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL dava ilk masrafı, 177,00 TL tebligat – tezkere masrafı ve 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.295,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır