Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/173 E. 2022/249 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/173
KARAR NO : 2022/249

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2012
KARŞI DAVA : Tazminat
KARŞI DAVA TARİHİ : 19/02/2013
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/12/2022
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…….” markasını kendi ismini vererek ilk olarak imal eden ve kullanan olduğunu, aynı zamanda TPMK nezdinde …. ve ….. sayı ile tescilli “……” ve “….” markalarının tek hak sahibi olduğunu, ancak hal böyle iken, davalıya herhangi bir markasal anlamda kullanım hakkı verilmemesi rağmen, müvekkiline ait “……” markasını davalı yanın kötü niyetli olarak müvekkilinin tescilli emtia sınıflarında kullandığını, davalının TPMK nezdinde … sayılı “…..” ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, davalının söz konusu markayı kendi markası gibi uygulamalar gerçekleştirdiğini, markanın başına ve sonuna yeni ibareler eklediğini, www……net isimli alan adını aldığını ve internet sitesine eylemlerini konu ettiğini ve davalının tüm bu eylemlerinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, www……net alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesini, davalı adına …. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü, şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsili ile verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 1.855.572,96 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP VE KARŞI DAVA ; Davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacı ile müvekkili şirketin ortakları arasında 15/10/1997 tarihinde “…..” isimli restoranın müvekkili şirketçe işletileceği konusunda ortaklık sözleşmesi yapıldığını, sonradan taraflar arasındaki 05/01/1998 tarihli “……” adi ortaklık sözleşmesinin feshi protokolü düzenlendiğini, taraflar arasındaki ortaklığın feshedildiğini ve müvekkili şişrket adına ruhsatlı bulunan …. isimli iş yerinin anı isimle faaliyetine devam edeceğinin hüküm altına alındığını, ortaklığın tasfiyesi sebebiyle ……. tüm demirbaşların bedelini aldığını ve …. isminin bedelini de müvekkili şirketin ortaklarından alındığını, davacının söz konusu isim ve marka üzerinde bir hakkı kalmadığını, müvekkilinin lokantasının tabelasında “…..” ibaresini önüne meşhur kelimesini koymasının reklam amaçlı olduğunu, davacının markasına tecavüz teşkil etmediğini, müvekkilinin 1990’lı yıllardan beri bu işi yaptığını, müvekkilinin kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden aynı unvan ile ticari faaliyetlerine devam ettiğini ve markayı kullandığını, davacı adına …. sayı ile tescilli markanın müvekkili şirket tarafından işletilen lokantada ticari unvan olarak kullanılmasının ve ticari faaliyette bulunma hakkı olduğu önceki kesinleşen mahkeme kararları, adi ortaklığın feshi protokolü gereğince sabit olmasına rağmen davacı tarafın kötü niyetli olarak müşterilere müvekkili şirketin bu markayı hiçbir şekilde kullanmaya hakkı olmadığını, müvekkilinin sahteci olduğu şeklinde yanıltıcı iddialar yönelttiğini, bu durum sonucu müvekkilinin ticari faaliyetinin ve ticari itibarının zedelendiğini iddia ederek, müvekkili aleyhine açılan asıl davanın reddini, 100.000,00 TL manevi tazminat ile 20.000,00 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. .
Mahkememizin 15/03/2018 Tarih, …. Esas ve …. Karar sayılı kararı ile, “Mahkememizin …. Esas, …. Karar sayılı ilamı asıl dava yönünden markaya tecavüzün tespiti, meni ….. sayılı markanın iptali yönünden ve karşı dava yönünden marka hükümsüzlüğü açısından ret kararı kesinleşmiş olup, bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, Maddi tazminat talebinin kısman kabul kısmen reddi ile 956.380,14 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, manevi tazminatın kısmen kabul kısmen reddi ile 15.000 TL manevi tazminatın davalıdna tahsili davacı tarafa ödenmesine, hükmün kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle beş büyük gazeterden birinde ilanına, davalı tarafın malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına yönelik talep ihtiyati haciz niteliğinde olup, yerinde olmadığından reddine,” dair verilen karar, davalı karşı davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 07/01/2020 Tarih, ……. Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile, “davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Asıl dava, davacının marka ve isim hakkına yönelik tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması ve maddi manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece markaya tecavüzün tespitine, maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 956.380,14 TL maddi tazminatın, manevi tazminatın kısmen kabul kısmen reddi ile 15.000.- TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 11.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının yurtiçi tüm satışlarının restoran satışlarından ibaret olduğu gerekçesiyle dava tarihine kadar tüm satışları çıkartılmış, davacının söz konusu yıllarda elde etmiş olduğu faaliyet kâr oranı uygulanmak suretiyle davacının elde edebileceği muhtemel gelir hesaplanmış ve 956.380,14 TL bulunmuştur. Ancak davacı, maddi tazminat talebinin açıkça 556 sayılı KHK’nın 66/2-a maddesi uyarınca “marka tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre” hesaplanmasını talep ettiğine göre, mahkemece, davalının ticari defterleri üzerinde değil davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp davacının elde edebileceği muhtemel gelirin hesaplanması ve tecavüze konu markanın ekonomik önemi ile şirket gelirlerine etkisinin de nazara alınması suretiyle sonuca varılması gerekirken hatalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasına” karar verilmiştir.

Yargılamanın devamında davacı/karşı davalı …….’ın vefatı üzerine davacı vekilince …….’dan veraset ilamı ve tüm mirasçılarından vekaletname ibraz ederek yargılamaya mirasçılar adına devamını talep etmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak bu doğrultuda yeniden yargılama yapılarak bilirkişi rapor ve ek raporu alınmıştır.
Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin Bozma ilamı da değerlendirilerek, dosya kapsamı deliller, taraf beyanları, önceki bilirkişi raporları, davacının tazminat seçeneğinin, dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK’nın 66/2-a maddesi uyarınca olduğu gözetilerek, mahallinde davacı ticari defterleri inceleme yetkisi de verilerek, 28 Ocak 2009 tarihinden dava tarihi olan 28/12/2012 tarihi arası dönemle sınırlı olmak kaydıyla davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarını gösterir rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, heyet tarafından hazırlanan 01/02/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacının dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminatının, 556 Sayılı KHK’nın 66/2-
b maddesine göre Brüt karlılık üzerinden 1.858.659,60 TL, Faaliyet karı üzerinden
586.186,91 TL olduğu,
Yüksek Yargıtay kararına göre hesaplamanın; ‘dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı
KHK’nın 66/2-a maddesine göre brüt karlılık üzerinden 1.405.320- TL, faaliyet
karı üzerinden 987.890,00 TL olduğu
belirtilmiştir.
……. tarafından verilen 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait gelir vergisi beyannameleri ve ekleri celp edilmiş, bu belgeler ile davalı vekilinin itirazlarını değerlendirir ve özellikle Yargıtay Bozma ilamını değerlendirir ek rapor tanzimi için dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 05/05/2022 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davacı ve davalıya ait defter incelemeleri, dosya içindeki belgeler ve Gelir İdaresinden
talep edilen Gelir vergisi beyanlarına göre,
Mahkemeye yol gösterici olması açısından davalı ve davacının brüt satışı karı ve
faaliyet karları aşağıdaki gibi olduğu,
davacının dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminatının 556 Sayılı KHK’nın 66/2-
b maddesine göre davalının mali tablolarına göre, brüt karlılık üzerinden
1.858.659,60 TL, faaliyet karı üzerinden 586.186,91 TL olduğu,
Yüksek Yargıtay kararına göre hesaplamanın dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı
KHK’nın 66/2-a maddesine göre, davalı davacının markasına tecavüz etmese idi bu
satışı davacının yapsa idi brüt karlılık üzerinden 1.388.901,10 TL, faaliyet karı
üzerinden 952.773,23 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna itirazı üzerine dosya, davalı vekilinin itirazları ve özellikle 11/05/2022 tarihinde gelen vergi dairesi belgeler ve eki değerlendirir nihai ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, heyet tarafından hazırlanan 07/10/2022 havale tarihli ikinci ek raporda sonuç olarak, davacı ve davalıya ait defter incelemelerinin bila tarihli 07.05.2014 uyap yükleme
tarihli …… Esas dosya için hazırlanan bilirkişi raporuna, dosya içindeki belgelere
ve Gelir İdaresinden talep edilen gelir vergisi beyanlarına göre,

davacının dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminatının 556 Sayılı KHK’nın 66/2-
b olduğu, davalının mali tablolarına göre brüt karlılık üzerinden 1.858.659,60 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın tetkikinden dava dilekçesinin beşinci sayfası son paragrafında davacı vekilince açıkça “Maddi tazminatın hesaplamasında, davalının ticari defterlerinin ıncelenerek elde ettiği kâr üzerinden hesaplama yapılması yolunu seçtiğimizi ve eğer davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmaması ve sair nedenlerle hesaplamanın mümkün olmaması halinde ise emsal bir lisans bedeli belirlenerek bu bedel üzerinden hesaplama yapılmasını talep ediyoruz.” denilmek suretiyle davacının maddi tazminat seçeneğini dava ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 66/2-b bendine göre tercih ettiği sabittir. Bu haliyle Yargıtay bozma ilamı maddi hataya dayalı olup, bozmaya uyulmuş ise de, maddi hataya dayalı bozmaya uyulması usuli müktesep hak teşkil etmez. Kaldı ki, aldırılan bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre de, bozma ilamı doğrultusunda 556 Sayılı
KHK’nın 66/2-a maddesine göre yapılan hesaplamada da mahrum kalınan kazanç ve buna bağlı olarak davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarı ilk kararla hüküm altına alınan 956.380,14 TL’den fazladır. Bozmadan önceki kararı sadece davalı temyiz etmiştir. Bu itibarla davacının maddi tazminat talebinin önceki kararda olduğu gibi 956.380,14 TL üzerinden kabul etmek gerekmiştir. Dava dilekçesinde faiz talep edilmediği gibi bozmadan önceki kararda da faize hükmedilmediğinden ve davacının temyizi bulunmadığından kabul edilen kısım yönünden faize hükmedilmemiştir.

Davalı tarafça davacı marka haklarına tecavüz ve aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarına tecavüz teşkil ettiğinden tecavüzün niteliği, süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı, önceki kararın sadece davalı tarafça temyiz edilmesi, keza bozmanın sadece maddi tazminata yönelik olması karşısında önceki kararda olduğu gibi davacı yararına 15.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.
Mahkememizin …… Esas ……. Karar sayılı kararı asıl dava yönünden marka haklarına tecavüzün tespiti, meni, ……. sayılı markanın iptali yönünden ve karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan, bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkememizin …… Esas …….. Karar sayılı kararı asıl dava yönünden marka haklarına tecavüzün tespiti, meni, …… sayılı markanın iptali yönünden ve karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan, bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne, 956.380,14 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm kesinleştikten sonra masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin triajı en yüksek 5 gazetenin birinde ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 66.354,97 TL ilam harcından, 816,75 TL peşin ve 31.603,15 TL ıslah harcının toplamı 32.419,90 TL harcın mahsubu ile, 33.935,07 TL bakiye karar harcının, davalı/karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 123.201,82 TL vekalet ücretinin, davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı/karşı davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı/karşı davalıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 116.911,21 TL vekalet ücretinin, davacı/karşı davalıdan alınarak, davalı/karşı davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacı/karşı davalıdan alınarak, davalı/karşı davacıya verilmesine,
10-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan 32.441,05 TL harç giderinin, davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı/karşı davalıya verilmesine,
11-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan 537,30 TL tebligat – tezkere masrafı ve 5.250,00 TL bilirkişi ücreti ve Mahkememizin …… D.İş sayılı dosyada yapılan 40,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 5.827,30 TL yargılama giderinin, davanın kabul – ret oranına göre 4.836,65 TL’sinin, davalı/karşı davacıdan alınarak, davacı/karşı davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı/karşı davacı tarafından yapılan 570,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul – ret oranına göre 96,90 TL’sinin, davacı/karşı davalıdan alınarak, davalı/karşı davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
13-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
14-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır