Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/151 E. 2022/134 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/151
KARAR NO : 2022/134

DAVA : Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i , Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2022
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizce yapılan incelemesi sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin uzun yıllardan bu yana traktör parçaları alanındaTürkiye’nin önde gelen ana üreticilerine ve yan sanayine üretim yapmakta olduğunu, müvekkilinin ürettiği parçaların tasarımlarını da TPMK nezdinde …… sayı ile tescil ettirdiğini, ancak hal böyle iken davalı tarafın, müvekkili adına tescilli tasarıma konu parçanın birebir aynısını üreterek, gerek elden, gerekse de internet sayfaları aracılığıyla satışını yaptığını ve davalının tüm bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli tasarımdan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, ref’ini, şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/04/2022 tarihli dilekçesi ile, 5.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 40.000,00 TL tutarında ıslah ederek, harcını yatırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacının iddialarının aksine, dava konusu tasarıma konu sinyal kolunu hiçbir şekilde üretmediğini, elden veya belirtilen internet sayfasında satışını ve pazarlamasını yapmadığını, iş yerinde tabela ve benzeri bir işaret bulunmadığını ve davacı iddialarının haksız ve de dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 20/06/2017 Tarih, ……. Esas ve …. Karar sayılı kararı ile, “Davacı tarafın davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, davacı tarafa ait…… tasarıma yönelik davalı tarafın 15 adet ürün satışı olduğundan tasarıma yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i’ne, davalı tarafın …… endüstriyel tasarıma yönelik satış yapmasının ürünleri piyasaya sürmesinin tanıtım yapmasının engellenmesine, ürünlere el konulmasına, el konulan ürünlerin masrafı davalıdan alınarak imhasına, maddi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile, 166,99 TL maddi tazminatın dava tarihinden geçerli değişen oranlarda ticari faiz ile davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,manevi tazminat yönünden mahkememizin kesinleşen …… esas, … karar sayılı dosyasında manevi tazminata hükmedilmiş olup yeniden manevi tazminat talebinin reddine, hükmün kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle 5 büyük gazeteden birinde ilanına,” dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 22/04/2021 Tarih, ……. Esas ve ….. Karar sayılı ilamı ile, “Marka KHK’nın 62. maddesi, markası tecavüze uğrayan tarafa tazminat hakkı tanımaktadır. Davalının TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli tacir olarak kendi sektöründeki rakip markayı bilmemesi düşünülemeyeceği gibi, karıştırılabilecek nitelikteki bir markayı tescillemesi hukuki ve mali sorunlara yol açacağına ön görmemesi de kabul edilemez. Davacının ticari faaliyeti ve büyüklüğü ne olursa olsun, tescil edilmiş, kullanılmış, kullanım sonucu bir pazar elde etmiş markası bulunmaktadır. Markanın, tescilli olduğu sürece sahibine başkalarını kullanmaktan men etme ve haksız kullanımdan doğan zararları talep etme yetkisi verdiği kabul edilmelidir. Davalının; davacının kullanım hakkına sahip olduğu marka ile iltibas yaratacak şekilde marka kullanımında bulunduğu bilirkişi raporundan anlaşılmış olmakla ; Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden bu kullanım yasada tanımlanmış bir ihlal hali kabul edilmelidir.. Markanın haksız kullanımı nedeniyle haksız rekabet özel haksız fiil çeşididir. Tecavüzle ilgili olarak davalının önceki markadan ne kadar yararlandığının tam anlamıyla ölçülmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, Borçlar Kanunu’nun 50/2. maddesine göre, uğranılan zarar miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Diğer taraftan davacının marka hakkının ihlali nedeniyle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 149/1-ç maddesine dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunabileceği pek tabiidir. Ancak özel durumlar göz önünde tutularak hükmedilecek manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. KHK.’nin 62-(b) maddesi gereğince ise, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi, manevi zararının tazminini talep etme hakkına sahiptir (SMK.’nun 149-(1)-ç) ve 150. maddeleri). Ancak, anılan KHK.’de, manevi tazminata hangi koşullarda hükmedileceğine ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Bu istemin, genel hükümler arasında yer alan 6098 sayılı TBK.’nun 58. ve 6102 sayılı TTK.’nun 56-(1)-e) maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, marka hakkı tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişinin, piyasada oluşturduğu kalite algısı, yarattığı güven ve imajda meydana gelebilecek tahribat gibi hususlar dikkate alınarak, bir manevi zararın meydana geldiği kabul edilebilir. Manevi tazminat rakamının belirlenmesi, hakimin takdir yetkisindedir. Ancak, bu yetki kullanılırken, olayın oluş şekli, ele geçen taklit ürün miktarı, ihlal süresi, sayısı, tarafların ekonomik ve sosyal konum ve durumları dikkate alınmalıdır. Bu tazminat tutarlarına hükmedebilmek için davacının tescilli “……..” markasının, tecavüz olmasaydı marka sahibinin, markasını ilgili emtiada kullanmakta elde edeceği gelirin, diğer deyimle, yoksun kaldığı kârın gerçeğe ve hayatın olağan akışına uygun biçimde hesabı gereklidir. Bu yönde değerlendirmeler yapılabilmek açısından, tazminatın somut olayın özelliklerine, yanların ticari faaliyetlerinin özelliklerine, marka ile imajları için yaptıkları tanıtımlara, pazarları üzerindeki etkilerine, markanın tescilli olduğu süreye göre, hesabı konusunda, bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekmektedir. Ancak, davacının kazanç kaybının tespitine ilişkin olarak dosya içerisinde bulunan rapor, hüküm vermeye yeterli değildir. Bu durumda mahkemece, davacının talebi doğrultusunda 556 Sayılı KHK’nın 66/2-a maddesi hükmü ile aynı KHK’nın 66/son fıkrasında düzenlenen “Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle markanın ekonomik önemi, marka hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında markaya ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler göz önünde tutulur” hükmü birlikte nazara alınmak suretiyle haksız rekabetin gerçekleştiği tarih ile dava tarihi itibariyle davacının ticari defterleri üzerinde konusunda uzman mali müşavir, marka ve sektör bilirkişileri aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılıp, davacının maddi zararının tespiti yoluna gidilmesi, davacının maddi zararının miktarının tespit edilememesi halinde tecavüz olgusu ve buna bağlı olarak zararın doğduğunun sabit olması karşısında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50., 51. maddeleri uyarınca somut olayın özelliği, tarafların konumları gibi hususlar da dikkate alınarak uygun bir tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yine davacının internet sitesinin kullanımına ilişkin isteminin bulunduğu ancak Mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği kanatine varılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlarda değerlendirme yapılarak, ayrıca davacı talebinde yer alan ancak Mahkemece değerlendirilmemiş olan davalı tarafça web sitesi ve kataloğunda kullanılıp kullanılmadığı da araştırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurularının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kabulü ile kararın davacı yararına kaldırılmasına” karar verilerek, dosya Mahkememize iade edilmiş olmakla, Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararında markadan bahsedilmiş ise de bunun maddi hataya dayalı olduğu gözetilerek davanın dayanağı endüstriyel tasarım tescili olduğundan buna göre değerlendirme yapılmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında işaret edildiği üzere, haksız rekabetin gerçekleştiği tarih ve dava tarihi itibariyle davacının ticari defterleri de incelenerek davacının maddi zararının ne olduğu konusunda dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 25/02/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, tasarım ve görsel internet incelemesi yönünden yapılan değerlendirmede;
davalı yana ait “……” marka ibareli “……” ürününün davacı yana ait
…… tescil nolu “motorlu araçlar için sinyal kolu grubu” tasarımı ile benzer olduğu yönündeki
kanaatin sabit olduğu, benzerlik değerlendirmesine ilişkin bir görevlendirme
yapılmamış olmakla birlikte, şayet Mahkeme bu hususda bir değerlendirme talep
edecek olsa idi, dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde mevcut bilirkişi heyetinin önceki heyet ile aynı
kanaatte hem fikir olduğu, davalı yana ait “www……com.tr” adresinde yer alan ürün kataloğunda, dava konusu ürünün kaydı
nın tespit edilemediği, davalıya ait marka ibaresi ile birlikte “……” yazılarak yapılan internet görsel
aramasında çıkan sonuçlarda, en üstte görülen “www……com.tr” ibareli ürün görselinin “……. com.tr” sitesinde yayınlandığı, bu görselin davalıya ait olduğunun tespit edildiği, davalı defterlerine göre dava konusu ürünün davacı tarafından satışa sunulsa idi 166,99 TL
olabileceği, Mahkemenin takdirinin davacının defter ve belgelerindeki ciro kaybının davalının
tecavüzünden kaynaklı olduğuna kanaat getirilir ise davacının defter ve belgelerine göre tasarıma
davalı tarafın tecavüz gerçekleştirdiği yıllarda 188.975,23 TL kazanç kaybına uğradığı, ancak bu
kazanç kaybının farklı değişkenlerden kaynaklanabileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile bu karar doğrultusunda alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalının dava tarihi itibariyle koruması devam eden davacı adına tescilli ….. tescil nolu tasarım tescili koruma kapsamında “……” ismi altında ürün satışı yaptığı yine bu ürünün davalıya ait “www……com.tr” adresinde tanıtımının yapılarak davacının bu tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüzde bulunduğu, bu eylemin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla davacının tasarım tescilinden doğan haklara tecavüze dair davasının kabulü gerekmiştir. Davacı maddi tazminata dair tercihini davalının rekabeti olmasaydı elde edebileceği muhtemel gelire göre kullanmıştır. Bilirkişi raporunda değinildiği üzere davalı defterlerine göre dava konusu ürünün davacı tarafından satışa sunulsa idi isteyebileceği tazminat tutarının 166,99 TL olabileceği, davacının defter ve belgelerine göre tasarıma
davalı tarafın tecavüz gerçekleştirdiği yıllarda 188.975,23 TL kazanç kaybına uğradığı, ancak bu
kazanç kaybının farklı değişkenlerden kaynaklanabileceği, davalının haksız rekabetinin bu ciro düşüklüğüne etkisinin tam olarak tespiti mümkün olmadığı gibi, ülke gerçeğine göre tüm satışların ticari defterlerine yansıtılmasının da her zaman söz konusu olmadığı, bu halde zarar miktarının ve buna bağlı olarak istenebilecek tazminat tutarının tam olarak mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, tarafların ticari varlığının büyüklüğü, tespit edilen ürün sayısı dikkate alındığında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50., 51. maddeleri uyarınca davacı yararına 5.000,00TL maddi tazminat takdir edilmiştir. Yine davalının yukarıda değinilen eylemi davacının tasarım tescilinden doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden, dava konusu eylemin mahkememizin ….. Esas sayılı dosyasında görülen taraflar arasındaki davanın dava tarihinden sonraki olaylara ilişkin bulunması gözetilerek tarafların ekonomik durumu manevi tazminatın amacı ve ihlalin boyutları gözetilerek davacı yararına 5.000,00TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli ……. tescil nolu tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, giderilmesine,
Toplam 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine,
2-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere bir gazete ile ilanına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 256,17 TL harç ve 597,72 TL ıslah harcının toplamı 853,89 TL harçtan, 683,10 TL ilam harcının mahsubu ile, 170,79 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/2 maddesi gereğince, kabul edilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, kabul edilen manevi davası nedeniyle hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/3 maddesi gereğince, reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/2 maddesi gereğince, reddedilen manevi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru, 256,17 TL peşin ve 597,72 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 881,59 TL harç giderinden, iade olunan 170,79 TL harcın mahsubu ile 710,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 493,00 TL tebligat – tezkere masrafı ve 4.941,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.434,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 3.369,08 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
11-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
12-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır