Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/136 E. 2022/160 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/136
KARAR NO : 2022/160

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Durdurulması, Men’i, Ref’i,
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili markasının ilk
olarak 1967 yılında yaratıldığını, ABD’deki en
büyük perakende satış mağazalarından biri olduğunu, müvekkilinin giyim ürünleri,
aksesuarlar, kokular, mobilyalar üretimi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin “……” markasını uzun yıllardır menşe ülke ABD başta olmak üzere, Türkiye’de dahil
100’den fazla ülkede yoğun ve yaygın bir şekilde kullandığını ve çok sayıda marka tescilleri ile
koruma altına aldığını, müvekkili ile “……” markası ve …. figürlü marka
arasında tüketici nezdinde çok güçlü bir bağ oluştuğunu, müvekkilinin bu markalarının Paris
Sözleşmesi ve SMK m.6/4 ve 5 anlamında tanınmış marka olduğunu, bu hususun birçok farklı yerel
mahkeme ilamı ve TPMK kararı ile de kabul edildiğini, ancak hal böyle iken davalı tarafın,
işyerinde ve
www…., https://…. /,
Https://www……/, http://…-……-
….. alan adlı sosyal medya adreslerinde, müvekkilinin TPMK nezdinde
…… sayılar ile tescilli markalarının aynısını/benzerini, müvekkili markalarının da tescilli olduğu 25 ve 35. sınıfta yer alan
emtialar üzerinde izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığını, bu kullanımın müvekkilinin marka haklarına tecavüz
teşkil ettiğini, ayrıca, davalı adına ……. sayı ile tescilli “……” markasının müvekkiline ait
….. sayı ile tescilli markalar ile benzer olup, aynı
emtiaları kapsadığını, iltibasa sebep olduğunu, esas unsurunun
müvekkilinin markaları ile aynı (……) olduğunu ve ” …..” ibaresinin yeterli ayırt edicilik vasfını haiz
olmadığını iddia ederek, davalı adına ……. sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü, müvekkilinin “……” ve “……” şekil markasına yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasını, men’ini, ref’ini, davalının “……” ve “…..” ve “……” ibarelerinin mümkün ise davalı ürünlerinden çıkarılmasını, mümkün değil ise ürün ve tanıtım araçlarına el konularak imhasını ve www……com.tr alan adının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak davanın esasına ilişkin cevap dilekçesi sunulmamış ise de, davalı … 17/02/2022 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanları ile, kendi markasının tescilli olduğunu, yine alan adının da adına tescilli olduğunu ve davacının markaları ile kendisinin bir ilgisinin olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bilahare kendisini vekil ile temsil ettirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markanın hükümsüzlüğü, markaya tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması, men’i ve ref’i, tecavüz teşkil eden ibarelerin ürünlerden çıkarılmasını, aksi halde ürün ve tanıtım araçlarına el konularak, imhası ve alan adının iptali taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı “……” ve “…… ” esas unsurlu markaların davacı adına, hükümsüzlüğü talep edilen ……. tescil numaralı “……” ibareli markanın 25 ve 35.sınıfta davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
….. Üniversitesi Alan Adları Yönetimi’nden gelen kayıtlardan, dava konusu www……com.tr alan adının davalı …’a ait olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-a maddesinin atfı ile aynı kanunun 7/3-d maddesi uyarınca “işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması” marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 21/03/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı adına ……. sayı ile tescilli “……” lafzi markasının tescil tarihi (19.08.2014) ile huzurdaki davanın açıldığı tarih (26.05.2021) arasında 5 yıllık hak düşürücü süreyi aşan bir
sürenin geçtiği, bu itibarla ancak tescilinde kötü niyetin bulunması halinde markanın hükümsüz
kılınabileceği, davalı markasının tescilinin tesadüfen gerçekleştirilmiş olmasının
olanaklı görünmediği, böyle olmakla birlikte, kötü niyet konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının tescilli ve tanınmış marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin bu kapsamda
davalı alan adının iptalinin de koşullarının oluştuğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı adına tescilli “……” ve “…..” markalarının önceki tarihli mahkeme kararlarına göre davalı markasının koruma tarihi ve öncesinde 25.sınıfta giyim sektöründe tanınmış marka olduğu, davalının ……. başvuru nolu yine “……” ve “……” şeklindeki marka başvurusunun davacı tarafın itirazları üzerine reddedilmiş olmasına rağmen dava konusu ……. tescil numaralı “……” ibareli markayı tescilden farklı olarak bilirkişi raporunda gösterildiği şekilde “……” ile birlikte kullandığı anlaşılmıştır. Tanınmış markanın varlığı
her ne kadar kötü niyetli tescile otomatik olarak işaret etmese de, tanınmış marka söz konusu
olduğunda aynısını/benzerini aynı/benzer ve hatta farklı sınıflarda tescil ettiren kimsenin o
markayı tesadüfen seçmiş olduğundan bahsetmek güçleşmektedir. Davacı markasının davalı
markasının koruma tarihi itibarıyla tekstil (giyim ürünleri) sektöründe tanınmış marka olması,
taraf markalarının 25. sınıfta tescilli olmaları, bir kimsenin aynı alanda faaliyet gösteren kimselerin
markalarından hele de tanınmış marka ise haberdar olmamasının basiretli tacir davranışına
uymaması, basiretli tacirin başkasının markasından ayırt edilmeye yetecek önlemler alarak marka
seçmesi ve tescil ettirmesi gereği, ….. ibaresinin davalı adına tescilli markaya karıştırılma
tehlikesini bertaraf etmeye yeterli ayırt edicilik katmaması, tanınmış markanın karıştırılma
tehlikesini güçlendiren bir yönünün olması gibi hususlar göz önüne alındığında, davalı marka
tescilinin tesadüfen gerçekleştirilmiş olması olanaklı görünmediğinden davalı tescilinin kötü niyetli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak SMK’nun 25/6 maddesi anlamında hak düşürücü süreye tabi olmadan hükümsüzlük istenmesi mümkün olduğundan davacının hükümsüzlüğe ilişkin talebi yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Davalıya ait olduğu belirtilen, onun adres ve cep telefonu bilgisinin tespit edildiği internet
adreslerindeki fiili marka kullanımı, davacı markası ile iltibasa sebep olacak derecede benzerdir.
…….com.tr alan adlı internet sitesinin 25. marka sınıfına ilişkin olduğu görülmüştür. Alan adı davacının “……” tanınmış
marka ibaresini barındırmaktadır. Bu itibarla davacının tescilli
ve tanınmış marka hakkına tecavüzün (ve haksız rekabetin), bu kapsamda davalı alan adının
iptalinin de koşullarının oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı adına tescilli …… no.lu …… lafzi markasının tescil tarihi (19.08.2014) ile
huzurdaki davanın açıldığı tarih (26.05.2021) arasında 5 yıllık hak düşürücü süreyi aşan bir
sürenin geçtiği değerlendirilse dahi yukarıda değinildiği üzere bilirkişi raporunda belirtilen 2018 ve sonrası tarihlerdeki kullanım biçimi ve kötü niyetli tescilin söz konusu olması karşısında
davacının tescilli ve tanınmış marka hakkına tecavüzün (ve haksız rekabetin), bu kapsamda
davalı alan adının iptalinin de koşullarının da oluştuğu sonuç ve kanaatine varılarak bu talepler yönünden de dava kabul edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli ……. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Davacı adına tescilli “……” ve “……” şekil markasına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, men’i ve ref’ine, davalının “……” ve “……” ve “……” ibarelerinin mümkün ise davalı ürünlerinden çıkarılmasına, mümkün değil ise, ürün ve tanıtım araçlarına el konularak imhasına,
3-Davalı adına olan www……com.tr alan adının iptaline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 21,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz ve haksız rekabet davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL dava ilk masrafı, 246,10 TL tebligat-tezkere masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.864,70 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır