Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/92 E. 2021/28 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/92
KARAR NO : 2021/28

DAVA : FSEK-Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/01/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin müzik camiasında bilinir ve tanınır bir ses sanatçısı olduğunu, aynı zamanda söz yazarı ve beste de yaptığını, 2014 yılında “……” isimli albümü, 2018 yılında da “…….” isimli single albümünün yayımlandığını, halen aktif olarak müzik hayatına devam ettiğini ve konserler verdiğini, müvekkilinin davalı yanın reklam filminde oynadığını, söz konusu reklam filminin ulusal televizyonlarda yayınlandığını, internette dolamış girdiğini, reklam panolarında ve davalı şirketin web sitesinde uzun süre boyunca yer aldığını, aradan geçen uzun zamana rağmen kararlaştırılan 30.000,00 TL ücret ödenmediği gibi hiçbir ücretin de ödenmediğini, müvekkili taleplerinin bugün yarın ödeme yapılacak denilmek suretiyle geçiştirildiğini, müvekkilinin ücretinin ödenmesi hususunda noter aracılığı ile davalıya ihtarname gönderilmiş ise de, davalının müvekkiline ödenmesi gereken ücretten sorumlu olmadığını iddia ettiğini, müvekkili ile yazılı sözleşme yapılmadığı gibi, reklam filminin yayımlanması için de müvekkilinden muvafakatname de alınmadığını ve davalı yan fiillerinin müvekkilinin telif hakkına tecavüzde bulunduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkiline ait fotoğrafın izinsiz kullanımı nedeniyle FSEK 68. Maddesi uyarınca 90.000,00 TL tutarındaki kullanım bedelinin, haksız fiil tarihi olan 16/11/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, her ne kadar davacı taraf ücretinin ödenmediğinden bahisle müvekkiline huzurdaki ikame etmiş ise de ,davacı ile müvekkili arasında herhangi bir hukuki ya da fiili ilişki yahut sözleşme bulunmadığını, davacının müvekkili şirketten talep edebileceği herhangi bir hak ve alacağı olmadığından işbu davanın husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davanın niteliğine göre dava şartı olan arabuluculuk yolunun tüketilmemiş olması halinde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine, yine zaman aşımı nedeniyle davanın reddine aksi halde reklamda oynayan kişinin davacı olup olmadığının taraflarınca bilinmediğini, şayet davacı ise de reklam filminde figüran olarak yer aldığını, bu nedenle bağlantılı hak sahibi olmadığını, bir an için davacının bağlantılı hak sahibi olduğu kabul edilse dahi, müvekkilinin davaya konu reklam filminin tüm haklarını eser sahibi dava dışı reklam ajansından devraldığını, davacının ücretini borcun sorumlularından yıllardır tahsil edemediğinden, alacağını müvekkilinden tahsil etmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının icracı sanatçı olarak davalıya ait reklam filminde rol alması sebebiyle FSEK 68 ve 80 maddesi kapsamında alacağı olduğu iddiasıyla tahsiline ilişkindir.
TTK’nun 4/1-b maddesi uyarınca fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuattan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardandır. Davalı taraf tacir olmakla uyuşmazlığın aynı Kanunun 4/1-f bendi kapsamında ticari işletmeyi ilgilendirdiği sabittir. TTK’nun 5/A maddesi uyarınca ” Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Bu kapsamda , tensiple davacı vekiline muhtıra tebliğ edilerek 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini 1 hafta kesin süre içerisinde ibrazı için, aksi halde davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiş, ancak davacı vekili ihtara rağmen arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini ibraz etmemiştir. Bu durumda uyuşmazlığın niteliği ve yukarıda değinilen yasal düzenleme karşısında davacının davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usülden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.536,98 TL haçrtan, 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile, 1.477,68 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır