Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/64 E. 2020/356 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/64
KARAR NO : 2020/356

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2021
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin İsviçre Federal Ticaret Siciline kayıtlı ve İsviçre Saat Endüstrisine üye firmaların temsil yetkisi ve tüzel kişiliğini haiz üst birliği olduğunu, üyelerinin iktisadi menfaatlerini korumanın, özellikle fikri hakların ihlali ve haksız rekabetle mücadele etmenin ve gerekirse bu kapsamda üyelerinin menfaatlerini mahkemelerde savunmanın başlıca görevleri olduğunu, “…”/“….” kelimelerinin Türkçe karşılığının “İsviçre’ye ait/İsviçre menşeli/İsviçre” olduğu gibi, satın alınan saatin İsviçre saati olmasının bir kalite göstergesi de olduğunu, bu ve benzeri ibarelerin kullanımının saatler bakımından İsviçre saatlerine ve saat parçalarına hasredildiğini, ancak hal böyle iken, İsviçre saati üretmeyen ve İsviçre’de kayıtlı olmayan davalının, “…” ve “….” kelimelerini içerecek şekilde TPMK nezdinde marka tescil ettirdiğini, bu markaların tüketiciler nezdinde ürünün menşei, kalitesi ve niteliği hakkında karışıklık yarattığını, aldatıcı nitelikte olduğunu ve İsviçre Saat Endüstrisine mensup firmalar aleyhine haksız rekabet de teşkil ettiğini, davalı markalarının ek olarak ihtiva ettikleri kelime unsurlarının da oluşacak karışıklığı önlemediğini ve davalı markalarının tescilinde kötü niyet bulunduğunu iddia ederek, davalıya ait … ve …. sayılı markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin ortağı ve yetkilisi olduğu şirketler vasıtasıyla saat sektöründe çok çeşitli ürünleri ile sürekli büyüdüğünü ve lider bir saat firması ve markası olmaya çalıştığını, bu gaye ile hem ürün çeşidini ve hem de markalarını çeşitlendirdiğini, davaya konu markaları da bu amaçla tescil ettirdiğini, bu markalar altında saat üretip satmayı amaçladığını, halihazırda bu üretim için girişimlerde de bulunduğunu, müvekkilinin üreteceği saatlerde İsviçre saati olması için gereken şartları sağlayamayacağı ve İsviçre menşeili olmayan saatlerde bu markayı kullanacağı yönündeki bir iddianın hiçbir somut veriye dayanmadığını, her ne kadar İsviçre saatleri saat sektöründe öncü konumda olsalar da, “saatin” İsviçre ile özdeşleşmiş olduğunun, onun adı ile birlikte anılır olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, bugün tüketicilerin nezdinde çok popüler olan ve çok satılan çok sayıda ülkeye ait markaların bulunduğunu ve müvekkilinin daha kullanmadığı bir markanın haksız rekabet teşkil ettiği iddiasının ispata muhtaç olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına … sayılı “… ….” ibareli ve “…. sayılı “….” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “….+…” ibareli markanın, 14, 18, 25 ve 35. Sınıflarda 21/09/2017 tarihinden itibaren, …. sayılı “….” ibareli markanın, 14. Sınıfta 11/04/2018 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 03/12/2020 tarihli raporda sonuç olarak, davalı adına TPMK nezdinde tescilli …. nolu “…. + …” ve …. nolu “….” markalarının, 14. sınıfta tescilli oldukları saatler ve ilgili emtialar bakımından SMK m.5/f.1, (f) bendi kapsamında “halkı yanıltacak marka” olarak kabul edilebilecekleri, davalı markalarının tescilinde kötü niyet bulunup bulunmadığı konusundaki takdirin tamamen Mahkemeye ait olduğu ve davacının dava konusu markaların kullanımının önlenmesi talebine itibar edilebileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça ibraz edilen davacı kurumun tüzüğü ve dosyada birer örneği mevcut Yargıtay denetiminden geçen dosyalardan verilen karar örneklerinden anlaşılacağı üzere davacının tüzel kişiliği haiz olduğu, yine SMK’nın 25/2 maddesi anlamında bu davayı açmakta hukuki yararının var olduğu, yine Türkiye ile İsviçre’nin Hukuk Usulüne dair Lahey Sözleşmesinin tarafı olması hasebiyle davacının teminattan muaf olduğu anlaşılmakla davalının bu hususlardaki itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Hükümsüzlüğü talep edilen …. nolu “….” markası 14. sınıfta “…. menşeiili saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtialarında; …. nolu “…. + Şekil” ve … nolu “….” markası ise 14,18,25 ve 35.sınıflarda tescil edilmiştir. Bilirkişi raporunda değinildiği üzere saat emtiası yönünden İsviçre’nin maruf ve meşhur olduğu yaygın olarak bilinmektedir. İsviçre saatlerinin tüm dünyada kalite ile, hassasiyetle ve güvenirlikle özdeşleştiği, “…. Made” (İsviçre yapımı) yazısı bulanan saatlerin yüksek kaliteli olduğunun, kalite-garanti sembolü olduğu bilinmektedir. Dava konusu markalarda esas unsur …. veya … ibareleri yegane ve esas unsur olarak kullanılmadığından SMK’nın 5/1-c maddesi anlamında hükümsüzlük koşulları oluşmamıştır. Yine davalının tescilinde kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil ibraz edilememiştir. Ancak markalarda kullanılan …. ve … ibarelerinin markalarda yer alması, tüketicilerin saatin menşeiinin İsvicre olduğu yönünde bir yanılgıya kapılmalarına ortam hazırlayacağından bu haliyle saat ve benzeri emtialar yönünden İsviçre saatlerinin sahip oldukları ünden haksız faydalanmaya sebep olacağından SMK’nın 5/1-f bendi kapsamında halkı yanıltacak marka olarak değerlendirilerek hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Dava konusu … nolu “…” markası 14. sınıfta “…. menşeiili saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtialarında tescil edilmiş ise de “…. menşeiili saatler” şeklinde bir ayrıma gidilmiş olması yanıltıcılığı ortadan kaldıran bir etkiye sahip görülmemiştir. Zira bu haliyle İsviçre menşeiili olmayan saatlerde kullanılması ihtimal dahilinde olduğundan bu markanın tümden hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Dava konusu …. tescil nolu markanın ise diğer emtialar yönünden koşulları oluşmadığından sadece tescilli olduğu 14.sınıftaki “saatler ve zaman ölçme cihazları(kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtiaları ve 35.sınıfta kapsadığı “saatler ve zaman ölçme cihazları(kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil) ürünlerin müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alınması için bir araya getirilmesi hizmetleri ” yönünden hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
Yine bilirkişi raporunda değinildiği üzere davalının bu markaları internet sitesinde ve fiilen kullanması karşısında tecavüzün önlenmesi sadece meydana gelmiş ve sona ermiş bir tecavüzün tekrarının önlenmesi için değil, tecavüz tehlikesinin varlığından henüz başlamamış, ancak gerçekleşmesi muhtemel bir tecavüzün önlenmesi içinde talepte bulunabilir. SMK 155 maddesi de nazara alındığında “…” ibaresinin davalı markalarda yanıltıcı olarak yer alması karşısında kullanıma özel koşullara bağlanmış olan bu ibarelerin koşullarını sağlayarak uzun yıllarca üretim yapan saat üreticilerin yarattığı uluslararası kalite, garanti ve güvenden haksız istifade edilmesine ve bu kimselerin aleyhine haksız rekabete sebep olabileceğinden dava konusu markaların hükümsüz kılınan emtialar yönünden davalı tarafça kullanılmasının önlenmesine de karar verilmiştir. Bu itibarla davacının davasının kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın tescilli olduğu 14.sınıftaki tüm emtialar yönünden; davalı adına tescilli … escil nolu markanın ise tescilli olduğu 14.sınıftaki “saatler ve zaman ölçme cihazları(kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil)” emtiaları ve 35.sınıfta kapsadığı “saatler ve zaman ölçme cihazları(kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil) ürünlerin müşterilerin elverişli bir şekilde görmesi ve satın alınması için bir araya getirilmesi hizmetleri ” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Davalının bu markaları hükümsüz kılınan emtialar ve hizmetler yönünden kullanmasının önlenmesine,
Fazlaya dair taleplerin reddine,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin ve 54,40 TL başvuru olmak üzere toplam 108,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 111,50 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.111,50 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabulü nedeniyle 555,75 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.29/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır