Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/4 E. 2021/42 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/4
KARAR NO : 2021/42

DAVA : Markaya Tecavüzün Durdurulması, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/02/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde cafe/restoran sektöründe ülkemizin önemli markalarından biri olduğunu, “…….” ana ibareli markanın sahibi olan müvekkilinin uzun yıllardır kullandığı ve üzerine maddi-manevi büyük yatırımlar yaparak tanıtımını gerçekleştirdiği “…….”, “…….”, “…….” gibi onlarca seri markanın da sahibi olduğunu, davacı markalarının TPMK sicilinde sırasıyla ……. (…….), …… (…….) ve ……. (…….) sayılı tescil belgeleri ile tescilli olduğunu, “…….” markasının müvekkili tarafından uluslararası düzeyde tanınmış hale getirilmiş bir marka olduğunu, ancak hal böyle iken, müvekkiline ait “…….” markasının birebir aynısı ve “…….”, “…….” markalarının son derece benzeri olan “…….” ibaresinin, müvekkilinin tescil sınıfı olan 43. sınıfta davalı şirket tarafından kullanılarak iltibasa sebep olunduğunu, davalının müvekkilinin ününden yaralanmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, bahse konu ibareye sahip ürünlerin satışını, hem fiziki lokasyonunda hem de sosyal medya üzerinde her türlü broşür, satış fişi, tabela, reklam vb. kullanarak haksız bir şekilde devam ettirdiğini, davalının kullandığı “…….” markasının müvekkilinin markaları ile yazılış olarak ayniyet derecesinde benzer, okunuş olarak ise birebir aynı olduğunu, davalıya gönderilen ihtarnameye ve haksız marka başvurusunun TPMK tarafından reddedilmesine rağmen davalının müvekkiline ait markayı kullanmaya devam ettiğini ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalı hakkında Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde savcılık şikayeti yapıldığını ve davalının müvekkili markasına tecavüz eden eylemler içinde olduğunun teyit edildiğini, Çanakkale ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …….Esas sayılı dosyasında aynı eyleme ilişkin ceza davası da açıldığını iddia ederek, davalının müvekkili markalarına vaki tecavüzünün durdurulmasını ve önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davaya konu marka ile ilgili herhangi bir tecavüzünün söz konusu olmadığını, TPMK’ya ……. sayı ile başvurusunu yaptığı “…….” markasının yasal prosedür tamamlanmak suretiyle kullanma hakkını kazandığını, bu belgeye istinaden bilindiği üzere turizm kenti olması hasebiyle bu amaca matuf olarak ciddi bir yatırım yaptığını ve aynı zamanda Çanakkale’de deniz-plaj şeklinde vatandaşlara yaz boyunca hizmet verdiğini, bu hizmet için 50’ye yakın kişinin müvekkili şirket bünyesinde çalışmakta olduğunu, tüm bunlara karşın davacı şirketin işbu davayı açmasının marka tescili göz önüne alındığında iyi niyetli olmadığını, markaya ilişkin olarak verilen tescil belgesine davacının itirazı varsa bunu ancak TPMK’ya yapması ve bu durumda davalı şirkete karşı husumetin yöneltilmemesi gerektiğini, diğer yandan üçüncü kişilerin taraf markaları arasındaki farkı ayırt etmesi kolay olmakla beraber işin niteliğinin de davacıya ait marka ile aynı olmadığı en basitinden Çanakkale ile özgüleşen “………..” ibaresinin yeteri kadar ayırt ediciliği ortaya koyacak nitelikte olduğunu, kaldı ki bu eklerin ayrı ayrı olmayıp tescil belgesinden de görüleceği üzere birleşik tek kelime halinde markaya konu olduğunu ve tescilli bir markanın kullanımının tecavüz oluşturmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir. Tazminat talepleri yönünden davacının davası tefrik edilip, Mahkememizin ……. Esasına kaydedilerek yargılama yapılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. sayılı “…….” ibareli markanın, 43. Sınıfta 08/08/2018 tarihinden itibaren, …… sayılı “…….” ibareli markanın, 29, 35 ve 43. Sınıflarda 24/01/2013 tarihinden itibaren 10’ar yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu, ……. sayılı “…….” ibareli markanın, 41. Sınıfta 03/09/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 15/01/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacının kafe ve restoran işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiği ve dava konusu tescilli markalarının da 43. sınıfta tescilli olup, davacının sunduğu hizmet kapsamında kullanıldığı, davalının Çanakkale ilinde bulunan bir plajda restoran/cafe işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini, “…… ” markalarını davacının faaliyet alanı olan ve davacı markalarının tescilli olduğu 43. sınıfta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri kapsamında kullandığı, davacı markalarının “…….”, “…….” ve “…….” ifadelerinden oluştuğu, bu ibarelerin işitsel olarak bakıldığında benzer hatta aynı şekilde okunduklarının anlaşıldığı, “…….” kelimesinin Hindistan’da halk dilinde “………”yi ifade ettiği, İngilizce’de ise nargile için “……..” ibaresinin kullanıldığı, davacı markaları olan “…….”, “…….” ve …….” kelimelerinin nargile kelimesini doğrudan/bağlantılı olarak ifade ettikleri kabul edilse bile, daha geniş kapsamda 43. sınıfta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde tescilli oldukları ve kullanıldıklarının görüldüğü, dolayısıyla yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri yönünden “…….”, “…….” ve “…….” kelimelerinin ayırt edici işaretler olmadıklarının söylenemeyeceğini, ayrıca 43. sınıfta yer alan yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin olağan alıcılarının geniş bir tüketici kitlesi olduğunu, “…….” kelimesinin nargile ile bağlantılı olduğunu yaygın olarak bilmediğini, bilindiği gibi, yabancı kelimelerin marka olarak tescilinde, o kelimenin zayıf marka ya da ayırt ediciliği olmayan bir işaret olarak kabul edilebilmesi için, kelimenin anlamının yaygın olarak bilinmekte olması şartının arandığını, olayda ise, böyle bir durumun söz konusu olmadığı, davalı kullanımında aynen yer alan ibarenin, aralarında işitsel anlamda benzerlik hatta ayniyet olsa da, davacı markalarından “…….” değil, “…….” olduğunu, davalının marka kullanımları incelendiğinde, ve şeklinde olup, davacının yegane unsuru “…….” ibaresi olan …… tescil no.lu markasını aynen ve vurgulayıcı biçimde ihtiva ettiğinin görüldüğünü, davalı kullanımında görülen “…….” kelimesinin “…….”dan (“…..”dan) geldiğini, davalının bir kullanımın da “……. ” ibaresini de eklediğini, bu kelimenin bir anlamının tespit edilemediğini, Davalının, davacıya ait “…….” markasını aynen kullandığını, davalının ek olarak “……” ve ….. ” ibarelerine yer vermesinin davalı marka kullanımını davacı markalarından yeterince ayırt etmediği, davalı işletmesinin davacı ile arasında ekonomik-ticari bir bağ bulunduğu izleniminin doğabileceği, bu kapsamda davalının davacının …. şubesi vb. Algılanabileceği ve bu sebeplerle, davalı marka kullanımının, davacının tescilli markaları ile karıştırılma ihtimaline sebep olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve yeterli gelen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davalının davacı adına tescilli “…….” ve “…….” “…….” esas unsurlu markaları ile iltibas oluşturacak şekilde, markaların tescilli olduğu, yiyecek ve içecek hizmetleri sağlanması sınıfında kullandığı, davalı tescilinin sadece 41. Sınıftaki eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında olup, fiili kullanımın dahi farklı olup, davacı markasına yakınlaştırılarak kullanıldığı anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-Davacının maddi ve manevi tazminatı yönünden dosya tefrik edilip başka bir esasta yargılama yapıldığından bu talepler yönünden bu dosyada ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
B-Davacının maddi ve manevi tazminat talepleri dışındaki talepleri yönünden davasının KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli “…….” ve “…….” “…….” esas unsurlu marka haklarına tecavüzünün durdurulmasına ve önlenmesine,
Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye çapında yayınlanan trajı en yüksek iki gazetenin birinde ilanına,
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 68,31 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 9,01 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 122,71 TL dava ilk masrafı, 128,00 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1250,71 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır