Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/34 E. 2021/204 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/34
KARAR NO : 2021/204

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin sektöründe tanınmış “…….” maraksı ile kozmetik ve temizlik ürünlerinin üretimi, satış ve pazarlaması işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin söz konusu markayı 35 yıl önce TPMK nezdinde ilk defa 12/12/1985 yılında koruma altına alındığını, “……. ” markasının da aynı sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, bunların dışında Türkiye’de “…….” kelimesini içeren yaklaşık 70 adet markanın müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkili adına tescilli markayı taşıyan ürünlerin Türkiye’de üretme ve satışa sunma hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, ancak hal böyle iken, davalı tarafından üretildiği tespit edilen “…….. ürün ambalajında, müvekkili adına tescilli “…… ” ibaresinin de yer aldığını ve bu durumun müvekkili marka haklarını açıkça ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüzün tespitini, önlenmesini, tecavüz teşkil eden ürünlerin, ilgili tanıtma vasıtalarının ve bunların üretiminde kullanılan makinelere el konulması ile imhasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin Fas ülkesinde …… isimli bir firmaya fason üretim yaptığını, müvekkilinin bu şirketten sipariş alıp, bu şirkete üretim yaptığını, müvekkilinin üretim yaptığı ürünlerde “…….” marka veya ibaresinin bulunmadığını, yanızca ürün kutularının arka kısmında ürünü ürettiren şirket olarak Fas’taki şirketin unvanını kullandığını, kutuların arkasında kullanılan ibarenin Fas şirketinin talebi ile kutu arkalarına konulduğunu, müvekkilinin davacının markasını taklit etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen hususların sadece ürün ambalaj kutusu olduğunu, bu ürünlerin müvekkili tarafından satılmadığını ve ve müvekkilinin “…….” markasıyla bir üretim yapmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve tecavüz teşkil eden ürünler ile bu ürünlerin üretiminde kullanılan makinelere el konularak imhası taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı “…….. ” ibareli marka ile, …… tescil numaralı “…….” ibareli markanın davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 05/07/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, dava konusu ürünlerde tespit edilen …… ibareli kullanımların, davacının tescilli markası ile iltibasa mahal verebileceği, zira işletmeler arasında bağlantı kurulma ihtimali bulunduğu ve davacı markasının köken belirtme fonksiyonunun zarar görmesine sebep olabileceği, ayrıca ürünlerde yer alan ……. the potential ifadesinin Türkiye – Gücü Keşfet şeklinde çevrilmekte olduğunu ve bu ibarenin Türk sanayini yurt dışında üst düzeyde temsil etmek ve Türk malı algısını yükseltmek amacıyla 2014 yılında başlayıp 2016 yılında tamamlanan çalışmalar sonucu ihraç edilen ürünlerde ve tüm tanıtım materyallerinde kullanılmasına karar verildiğini, bu nedenle (http://….. ) ibaresinin, dava konusu ürünler üzerinde bulunmasının, davacı markası ile kurulan bağlantıyı güçlendirdiğini, çünkü ürünün Türk malı olduğu tespiti ile ……. ve ……. …… tescilli markalarının Türkiye’deki sahibinin davacı tarafından ya da onun izni ile üretilip aralarındaki ticari ilişki (ticari/ekonomik bağ) kapsamında dava dışı şirkete gönderildiği ve dava dışı şirketin …… ibaresi sebebiyle davacının …… ) distribütörü olduğu vb. davacı ile arasında ticari/ekonomik bağ olduğu yönündeki algıyı ve dolayısıyla karıştırılma ve bağlantı kurulma ihtimalini destekleyeceği ve dava konusu ürünler üzerinde kullanılan “……” ve “……..” şeklindeki ibarelerin, davacının bu ibareleri taşıyan tescilli markaları ile karıştırılma ve bağlantı kurma ihtimaline sebep olabileceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamıyla uyumlu görülen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalının bilirkişi raporunda değinilen eylemin SMK 9/2-b bendi anlamında “Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarda kullanılması” şeklinde markasal kullanım olup, davacının markadan doğan haklarını ihlal ettiği ve SMK’nın 29/1 maddesi kapsamında tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
-Davalının davacı adına tescilli “…….” esas unsurlu markadan doğan haklarına tecavüzünün tespitine, önlenmesine, davalı tarafça davalı tarafa ait “…… ” ibaresini taşıyan ürün ambalaj, etiket ve tanıtım vasıtalarının ve bunların imalinde kullanılan klişelere el konularak imhasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 4,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL dava ilk masrafı, 261,50 TL tebligat – tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.370,30 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.07/10/2021

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır