Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/338 E. 2021/50 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/338
KARAR NO : 2021/50

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, İptali
DAVA TARİHİ : 24/11/2014
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dünyanın 5 büyük bira üreticisi arasında yer alan ve dünya biracılığına kazandırdığı maya teknolojisi ve titiz bira anlayışıyla tanınmış ve öne çıkmış bir firma olduğunu, müvekkili adına tescilli ……. sayılı “……”, ……. sayılı Türk ……”, …… sayılı “……”, …… sayılı “…….”, …… sayılı “…….”, ……. sayılı “…..” ibareli markalarını hizmet sınıfında da tescil ettirmek için Türk Patent Enstitüsüne başvuruda bulunduğunda, müvekkiline ait …… ve ……. başvuru nolu markalarının, davalının …… tescil nolu “…….” markası nedeniyle TPE tarafından reddedildiğini, davalı adına tescilli markada bulunan “…… ” ibaresinin Almanca’da “…..”, “….. ” kelimesinin de “usta, uzman” anlamına geldiğini, bu nedenle davalı adına tescilli markanın tek başına tescil edilemeyeceğini, aynı zamanda davalının, söz konusu marka adı altında tescil ettirdiği tarihten itibaren bugüne kadar herhangi bir hizmet üretip satmadığını iddia ederek, 556 sayılı KHK’n’nın 7/1-a, c, d, f maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne, 14. madde gereğince kullanmama sebebiyle iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili markasının ayırt edicilik şartlarını taşıdığını, herkesin kullanımına açık olmadığını, halkı yanıltıcı nitelikte olmadığını ve kullanılmakta olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Bakırköy Kapatılan …. Fikrive Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/02/2016 Tarih, …… Esas ve ……. Karar sayılı kararı ile, “Davanın kısmen kabulüne, davalı adına……. tescil nolu markanın 556 sayılı KHK.’nin 7.maddesi gereğince 43.sınıfta yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, restoran hizmetleri, self servis restoran hizmetleri, lokanta hizmetleri, kafeterya hizmetleri, kafe hizmetleri, kantin hizmetleri, kokteyl salonu hizmetleri, sinek bar hizmetleri, bar hizmetleri, ikram hizmetleri, yiyecek ve içecek araçlarının kiralanması hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne, diğer sınıflar yönünden hükümsüzlük talebinin reddine, davalı adına ……. tescil nolu markanın kullanmama nedeniyle 556 sayılı KHK.’nin 14 maddesi uyarınca iptaline” dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 15/10/2018 Tarih, …… Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile, “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece davalı adına tescilli …… sayılı “…….” ibareli markanın 43. sınıf hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-d maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne, yine dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. 556 sayılı KHK’nın 7/1-d maddesinde ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir. Her ne kadar mahkemece, 43. sınıf hizmetler yönünden dava konusu 556 sayılı KHK’nın 7/1-d maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmişse de, markanın tescil edilmek istendiği 43. sınıfta yer alan yiyecek-içecek hizmetlerinde bu alanda hizmet veren tüm tacirlerin kullanımına açık olması gerektiği, oysa “…….” ibaresinin, markanın yönelik olduğu ortalama Türk tüketicilerince anlamı bilinmeyen yabancı dilde bir kelime olduğu, bu ibarenin ortalama tüketici kitlesi tarafından yaygın şekilde anlamı bilinen belirli bir meslek veya sanatı ifade eden bir ibare olarak anlaşılacağının kabulü mümkün olmayıp davacı tarafça bu yönde bir ispatta da bulunulmadığına göre, yazılı şekilde davanın kabulü doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece, dava konusu markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmişse de, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve …… Esas ve …… Karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesi ile bozulmuş ve davalı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine bu kez, aynı Daire’nin 06/10/2020 Tarih, …. Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek, Bakırköy …… FSHHM’nin kapatılması üzerine dosya Mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Bozma ilamına uyularak bu doğrultuda yeniden yargılama yapılmıştır. Dosya kapsamı deliller ve uyulan Yargıtay ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı tarafça dava konusu markanın dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 7/1 maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesi istenmiş ise de, markanın tescil edilmek istendiği 43. sınıfta yer alan yiyecek-içecek hizmetlerinde bu alanda hizmet veren tüm tacirlerin kullanımına açık olması gerektiği, oysa “…….” ibaresinin, markanın yönelik olduğu ortalama Türk tüketicilerince anlamı bilinmeyen yabancı dilde bir kelime olduğu, bu ibarenin ortalama tüketici kitlesi tarafından yaygın şekilde anlamı bilinen belirli bir meslek veya sanatı ifade eden bir ibare olarak anlaşılacağının kabulü mümkün olmayıp davacı tarafça bu yönde bir ispatta da bulunulmadığına göre davacının hükümsüzlüğe ilişkin davasının reddi gerekmiştir.
Davacının aynı markanın kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin talebine gelince; Karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve …… Esas ve ……. Karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu haliyle kullanmama nedeniyle iptale ilişkin dava yönünden dava dayanaksız kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Dava tarihi itibariyle haklılık durumu gözetilerek, kullanma hususunu ispat külfeti kendisinde olan davalı bu yönde herhangi bir delil ibraz etmediği gibi ticari defterlerinin de incelenmesine muvafakat etmediğinden bu talep yönünden yargılama gideri davalı üzerinde bırakılarak davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden davanın reddine,
2-Davacının davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın kullanmama nedeniyle iptaline dair talebi yönünden dayanak 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 25,20 TL peşin harcın mahsubu ile, 34,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Reddedilen hükümsüzlük davası nedeniyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Konusuz kalan iptal davası nedeniyle, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL ilk masraf, 107,00 TL tebligat ücreti, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.632,20 TL yargılama giderinden haklılık durumu gözetilerek 816,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 146,00 TL yargılama giderinden, haklılık durumuna göre 73,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtaya temyiz yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır