Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/312 E. 2021/115 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/312
KARAR NO : 2021/115

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 19/11/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2021
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin başta baharat olmak üzere gıda toptan ürünleri sektöründe üretim ve satış yaptığını, “…” markasının ilk olarak 1992 senesinde … sayılı marka ile tescil edildiğini, müvekkili adına “…” esas unsurlu birçok marka tescili bulunduğunu, müvekkili adına tescilli “…” esas unsurlu markanın tanınmış marka statüsünde olduğunu, söz konusu markalardan yalnızca … sayılı marka üzerinde müvekkilinin davalı ile birlikte hak sahibi olunduğunu, davalı firmanın ortağının, müvekkili şirketteki hisselerini devrederek ortaklıklarını sonlandırdıklarını, 26.09.2017 tarihinde yalnızca … numaralı “…” markasının yüzde elli payının karşı yan şirket yetkilisinin ortağı olduğu … Gıda Sanayi ve Tic. Ltd.Şti.’ye devredildiğini, … şirketinin 22.11.2017 yılında unvan değişikliğine giderek … Doğal ve Organik Ürünler Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti unvanını aldığını, müvekkili şirketin yetkilisinin de … şirketindeki hissesini karşı yan olan kardeşine devrettiğini, … sayılı marka üzerinde tarafların birlikte hak sahibi olduğunu, davalı yanın … sayılı markaya dayanarak … sayılı “… …” ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, davalı yanın … sayılı marka tescilinin müvekkilinin adına tescilli markalar ile benzer olduğunu, birlikte hak sahibi olunan … sayılı markaya dayanılarak davalı yanın münhasıran marka tescil ettiremeyeceğini, davalı yanın … sayılı marka tescilinin müvekkili adına tescilli markalar ile benzer olduğunu, davalı yanın kötü niyetli olduğunu ve davalı adına tescilli … sayılı marka tescilinin tüm sınıflar bakımından SMK’nın 5/1-ç, 6/1, 6/5 ve 6/9 maddeleri uyarınca hükümsüz kılınması gerektiğini iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı, ancak dava ile ilgili herhangi bir yazılı yanıtta bulunmadığı gibi, duruşmalara da iştirak etmediği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına … sayılı ” …+…” ibareli markanın, tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “… …+…” ibareli markanın, 03, 05, 29, 30, 31, 32, 35 ve 43. Sınıflarda 18/04/2019 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu ve “…” esas unsurlu birçok markanın davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Davacı tarafça deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 19/03/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı adına tescilli … kod numaralı markanın SMK’nın 5/1.ç ve SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında tümden hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, dava dosyasında davacı markasının tanınmışlığını ortaya koyan delillerin bulunmadığı, bu nedenle davacı taraf adına tescilli markaların tanınmış marka olarak değerlendirilemeyeceği, dosya kapsamında davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu, tarafların … sayılı marka üzerinde birlikte hak sahibi olduğu, davalı yanın tescile başvurusuna konu ettiği … sayılı marka davacı adına tescilli markalar ve davacı ile davalı yanın birlikte hak sahibi olduğu markalar ile benzer olduğu birlikte değerlendirildiğinde, davacı yanın söz konusu benzerlikten ve davacı yanın hak sahipliğinden haberdar olduğu anlaşıldığından, davalı yanın kötü niyetli olduğunun değerlendirilebileceği, bu halde dava konusu markanın SMK’nın 6/9. Maddesi kapsamında da hükümsüzüğü koşullarının oluştuğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; en eskisi 1992 yılına ait olmak üzere “…” esas unsurlu bir çok markanın davacı adına tescilli olduğu, … tescil nolu markanın ise davacı ve davalı adına ortak marka olarak tescilli olduğu, dava konusu olup davalı adına tescilli … tescil nolu markanın davacı adına tescilli eski tarihli markalar ve tarafların ortak sahibi oldukları … tescil nolu marka ile görsel, işitsel ve anlamsal yönden ayniyet derecesinde benzer olduğu, yine tescil sınıfların da aynı olduğu anlaşılmıştır.
Bir marka üzerinde ortak olan tüzel kişilerden her birinin diğerinin onayını almadan ortak markayı yada ortak marka ile iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer başkaca bir işareti tek başına kendi adına tescil ettirmesi hukuken korunmaz. Bu itibarla … tescil nolu marka üzerinde davalının ortak olması bu marka ile iltibas oluşturan başkaca markaları kendi adına tescil ettirmesi yönünde bir hak bahşetmez. Olayımızda markalar arasında görsel, işitsel, anlamsal ve sınıfsal olarak ayniyet derecesinde benzerlikler söz konusu olup aynı zamanda davalının dava konusu markayı tescil ettirirken aradaki ticari ilişki nedeniyle davacının önceki markalarını bildiği ve sırf bunlardan yararlanmak amacıyla dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiği anlaşılmakla, SMK’nun 5/1ç , 6/1 ve 6/9 maddesi kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın tescilli olduğu tüm emtia ve hizmet sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 4,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL dava ilk masrafı, 44,00 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.152,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır