Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/296 E. 2021/24 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/296
KARAR NO : 2021/24

DAVA : Markaya Tecavüz Durdurulması, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/02/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili tarafından 40 yılı aşkın bir süredir kullanılan …… ismin ……. sayılı ile 22.03.2002 tarihinde 19-37 emtia sınıflarında tescil edildiğini, davalı şirketin müvekkili ile aynı alanda ticari faaliyette bulunduğu, müvekkiline ait …… markasını marka ve firma adı olarak kullandığını tespit ettiklerini buna son vermeleri için ihtarname gönderdiklerini, müvekkilinin tescilli ve uzun süredir tanınmış olan …… markası ve şirketin ticaret unvanı iltibas yaratacak nitelikte olduğunu,davalının haksız kullanımı nedeniyle daalının ticari hayatta kullandığı işaret ve ibarelir ile müvekkilinin markasının halk tarafından birbirine karıştırılması, davalının markasının müvekkilinin markası ile ilişkili olduğu düşüncesinin halkta uyanacağını, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının tecavüzü nedeniyle haksız olarak kazanç elde ettiğini, müvekkilinin markası ile işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle müvekkilinin manevi zarara uğradığını, davalının …… markasını kullanması suretiyle müvekkilinin marka hakkın atecavüz fiillerinin durdurulmasını, davalı tarafından …… isminin kullanılmasının men edilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, işaretin, teşebbüsün iş evrakı, reklamlarda kullanılmasının önlenmesini, verilecek kararın masrafı davalıdan alınarak ilgililere tebliğ edilmesini, kamuya yayın yoluyla duyurulmasını talep ve dava etmiştir.

Davacı taraf usulüne uygun harcını yatırdığı 08.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 500.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı taraf vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin 14.06.2000 tarihinde kurulduğunu, şirket unvanının şirket ortaklarının isimlerinin baş harflerinin birleşmesinden oluştuğunu, müvekkili şirketin usulüne uygun olarak tescil ettirdiği ticaret unvanını kullandığını, haksız rekabetten ve marka tecavüzünden söz edilemeyeceğini, ticaret unvanı bakımından davacı markasına göre müvekkili şirketin kuruluş ve tescil önceliğinin bulunduğunu, davacı firma ile aynı sektörlerde faaliyet gösteren ve unvan veya markaları …… ibaresi ile başlayan bir çok firmanın olduğunu, bu davanın müvekkilinin kuruşulundan bu yana kazandığı güvenirliği, ticari kimliği, saygınlığı, ticari itibarını zedelemeye yönelik ve müvekkiline maddi manevi zarar verecek nitelikte olduğunu savunarnak haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 10/05/2016 Tarih, ……. Esas ve ……. Karar sayılı kararı ile, “Davacı tarafa ait …… markasının davalı tarafından internet üzerinde fatura ve tanıtım evrakında, ticaret unvanını aşar şekilde markasal kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve menine, davalı tarafın …… markasına yönelik ticaret unvanını aşar şekilde tanıtım evrakı, yazılı evrak ve internet üzerindeki markasal kullanımının engellenmesine, ticari ve resmi evraklarda kullanımın engellenmesinin yanında başka bir men kararı verilmesine yer olmadığına, internet üzerindeki …… ibaresine yönelik kullanımın markasal olarak yapılmasının erişimin engellenmesine, tanıtım evrakında kullanımın tanıtım evrakına el konulmak ve …… ibaresinin markasal kullanımı olan tanıtım evrakının masrafı davalıdan alınarak imha edilmek suretiyle giderilmesine, arttırılan değerle birlikte davacı taraf her ne kadar lisansa dayalı talepte bulunmuşsa da bu hususta örnek bir lisans ve anlaşma ortada olmadığından B.K ve hakkaniyet gereği markanın kullanım şekli ve süresi dikkate alınarak 250.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faizle davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, markanın izinsiz kullanımı nedeniyle 12.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizle davalıdoan tahsili davacıya ödenmesine, karar kesinleştikten sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle beş büyük gazeteden birinde ilanına, ticaret unavanın terkini yönünden aradan geçen süre ve sessiz kalma dikkate alındığında ticaret unvanı terkini yönünden yerinde olmayan talebin reddine” dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2018 Tarih, ….. Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile, “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminatın tahsili, hükmün ilanı, ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir. Uzun süreli sessiz kalma suretiyle hak kaybı, gerek TTK’da ve gerekse 556 sayılı KHK’da düzenlenmiş değildir. Bu durum Dairemiz uygulaması ile hukukumuza yerleşmiş olup, yasal dayanağı da TMK’nın 2. maddesidir. Sessiz kalma yolu ile hak kaybının oluşması için öncelik hakkı sahibinin sonraki markadan veya kullanımdan haberdar olması gerekmekte ise de sessiz kalmanın kaç yıl sonra hak kaybına yol açacağı ile ilgili kesin bir süre vermek mümkün değildir. Burada önemli olan öncelik hakkı sahibinin sonraki kullanıma bir süre katlanmış olmasıdır. Bu itibarla bu sürenin belirlenmesinde somut olayın özelliklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sürenin belirlenmesinde de esas alınacak olan dürüstlük kuralıdır. Sessiz kalma yoluyla hak kaybının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilirken, öncelik hakkının sahibinin sonraki tescil veya kullanımdan haberdar olduktan sonra izlediği yol ve sergilediği tavır önemlidir. Bu durumda, davalının markasal kullanımları ve başlangıcı nazara alınarak bu tarihten itibaren dava tarihine kadar geçen süre belirlendikten sonra davacının markaya tecavüz ve haksız rekabete dayalı talepleri yönünden işbu davanın açılmasının TMK’nın 2. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece ticaret unvanının terkini talebinin aradan geçen süre ve sessiz kalma dikkate alınarak reddine karar verilmişse de marka hakkına dayalı talepler yönünden uzun süreli sessiz kalma suretiyle hak kaybı hususu tartışılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesi ile bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine ise bu kez, aynı Daire’nin 08/10/2020 Tarih, …… Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek dosya Mahkememize iade olunmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak bu doğrultuda yeniden yargılama yapılmıştır. Dosya kapsamı deliller, uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların her ikisinin aynı sektörde (İnşaat) faaliyet gösterdiği, davalının ticaret sicili tescilinin 2000 yılında olup, dava tarihinden 14 yıl önce olduğu, davalıya ait www…….org internet sitesinin alan adı kayıt başlangıç tarihinin 03/11/2007 tarihli olduğu, dava tarihinden geriye doğru yapılan sorgulamada bu tarihten itibaren, en azından 26 Şubat 2009 tarihinden beri “…… inşaat” markasal kullanımının yayında olduğu, yine davalıya ait faturalarda da en eskisi 18/09/2001 tarihli olmak üzere faturalarında da markasal anlamda “……” ibaresi ön plana çıkarılarak markasal kullanımın olduğu, davalının gerek internet ortamında gerekse fiziki evrak ve inşaat projelerinde “…… inşaat” ibaresini markasal olarak kullandığı olgusunu aynı sektörde faaliyet gösteren davacının haberinin olmadığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Buna göre davalının markasal kullanımları ve başlangıç tarihi nazara alındığında bu tarihten itibaren dava tarihine kadar geçen 10 yılı aşkın süre içerisinde davacının sessiz kalması karşısında markaya tecavüz ve haksız rekabete dayalı talepleri yönünden de işbu davanın açılmasının TMK’nın 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olacağından davacının davasının tüm talepler yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınan 444,05 TL peşin ve 8.522,00 TL ıslah harcının toplamı 8.966,05 TL harçtan, 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile, 8.906,75 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince ret edilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve men’i talepleri yönünden 5.900,00 TL ret edilen maddi tazminat talebi yönünden tarifenin 13/4 maddesi gözetilerek 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince ret edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 176,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine verilen karar, karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır