Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/26 E. 2022/105 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/26
KARAR NO : 2022/105

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 24/01/2020

– BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2.FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK HUKUK
MAHKEMESİNİN 2021/387 ESAS SAYILI DOSYASI –

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i, Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile,
müvekkilinin “……”
markasını ve içinde “……” ibaresi bulunan diğer (seri) markalarını 35 yılı aşkın bir süredir faaliyet
alanına ve tescil kapsamına giren emtialarda da kullandığını, müvekkilinin hitap ettiği tüketici
çevresinde bu markaların yaygın bir şöhret, itibar ve itimada sahip olduğunu, müvekkili menşeinden
geldiğinin tüketici çevresinde bilindiğini, müvekkilinin 1970 yılından beri tekstil sektöründe
faaliyet yürüten ve Türkiye’nin en büyük üreticilerinden biri olduğunu, 15.06.1988 tarihinden beri … ve 31.10.1995 tarihinden beri “……” markalarını kendisi adına tescil ettirdiğini,
her 10 yılda bir “……” ibaresini …. sayı ile tescil ettirerek koruma altına
Aldığını, müvekkilinin markasının birçok iltibas, kopyalama, taklit, haksız yararlanma gibi işlemler konu olduğunu, hal böyle iken tekstil alanında faaliyet gösteren davalının, ürünlerini “……” markası altında sunmasının müvekkiline ait bir markaymış izlenimi yarattığını, markanın çekim gücünden istifade etme amacı güttüğünü, davalının mevzuata aykırı şekilde …. sayı ile “……” markasını tescil ettirerek haksız ve hukuka aykırı şekilde
kullandığını, söz konusu markanın müvekkilinin daha önce koruma altına alınmış “……”
markası ile iltibasa sebep olduğunu, tüketicinin davalı markasını müvekkilinin markalarının serisi
veya yeni bir versiyonu olarak algılamasına neden olduğunu, davalı markasının müvekkilinin
tanınmış markasının ayırt ediciliğini zedelediğini, piyasa ve tüketici nezdindeki konumuna ve imajına telafisi imkansız zararlar verdiğini, davalının müvekkilinin “……” markasına tekstilin kısalması olan “…….” ibaresini ekleyerek marka oluşturmasının iyi niyetle açıklanamayacağını,
davalının markayı kullandığı ürünlerin niteliği bakımından yakınlık bulunduğundan
müvekkilinin markasının tanınmışlığı nedeniyle farklı ürün kabul edilse de davalı markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu iddia ederek, davalı adına …… ve …..sayı ile tescilli “…..” ibareli markaların hükümsüzlüğünü, müvekkilinin markasına yönelik tecavüzün tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve verilecek hüküm özetinini ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile,
müvekkili şirket
yetkilisi …….’nin …… sayılı “…….” markasını TPMK nezdinde kendisi adına tescil
ettirdiğini, mezkur benzerlik hususunun davacı yanca iddia edildiği gibi olmadığını, markalar
arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, tescil sınıflarının farklı olduğunu, üretilen ürün, mal ve verilen hizmetin taraflar için farklılık arz ettiğini, aralarında rekabete konu hiçbir unsur
bulunmadığını, mallarının/hizmetlerinin örtüşmediği, karıştırılma ihtimali olmayan taraflar
arasında marka benzerliğinden bahisle herhangi bir hak kaybı doğmadığını, ayrıca müvekkilinin markasının “…….” olduğunu,”……” olmadığını, bütüncül olarak bakıldığında markalar
arasında okunuş ve görsel benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin markasında “……” kısmının
turuncu “…..” kısmının siyah olarak yazıldığını, davacı markaları ile görsel olarak benzer
olmadığının açık olduğunu, telaffuz ve işitsel olarak da benzerlik olmadığını, kavramsal olarak
taraf markalarındaki “……” ibaresinin İngilizce “……”, “……” anlamına geldiğini, dünyada benzer ifadeye sahip çokça şirketin bulunduğunu, bütüncül yaklaşıldığında müvekkilinin …….
isimli şirket olduğunu, bunun da markalar arasındaki kavramsal benzerliği ortadan kaldırdığını,
orta nitelikteki alıcılar tarafından karıştırılma ihtimalinin marka ve unvanların açık farklılığı
sebebiyle olmadığını, iltibas tehlikesinin ise hiç olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Birleşen Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/387 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 15/06/1988 tarihinden itibaren “…..” markasını, 31/10/1995 tarihinden itibaren de “……” markasını kendi adına tescil ettirdiğini, bu tarihten itibaren de her 10 yılda bir “……” ibaresini …. sayı ile tescil ettirdiğini, müvekkili firmanın “……” ibaresinin adeta firmanın kurumsal imzası niteliğine büründüğünü, davalı tarafından kullanılan “…….” ibaresinin müvekkili firmaya ait markaymış izlenimi yarattığından, “……” markasının çekici gücünden istifade etme amacı güttüğünü, davalının haksız kullanımının “……” marka ürünlerin piyasa ve tüketici nezdindeki konumuna ve imajına telafisi imkansız zararlar verdiğini ve markanın ayırt ediciliğini olumsuz yönde etkilediğin iddia ederek, davalı adına tescilli ….. ve …… tescil numaralı “…….” markalarının hükümsüzlüğünü, müvekkilinin markasına yönelik tecavüzün tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava; davalılar adına tescilli ….. ve …… tescil numaralı “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğü, davacının markadan doğan haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve hüküm özetinin ilanı taleplidir.

Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. tescil numaralı “…” ibareli markanın 07/03/2016 tarihinden itibaren davacı adına, hükümsüzlüğü talep edilen …… tescil numaralı “….” ibareli markanın müddet durumda olduğu, başvurunun işlemden kaldırıldığı ve tescilli olmadığı, …… tescil nolu “…….” ibareli markanın ise davalı ……. adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 02/03/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, asıl ve birleşen davalarda hükümsüzlüğü istenen ….. tescil numaralı markanın
tescilli olmaması sebebiyle bu marka yönünden hükümsüzlük davasının konusuz kaldığı, dosya kapsamındaki delillerden hareketle, davacının “……” ibareli markasının davalı
markasının koruma tarihi öncesinde tanınmış marka niteliğine kavuşmuş olduğuna dair bir
sonuca ulaşılamadığı, birleşen davanın davalısı ……. adına tescilli …… tescil numaralı markanın 24.
sınıfta “dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ve 40. sınıfta “terzilik hizmetleri”, “deri ve kürk işleme hizmetleri”, “saraçlık hizmetleri”, “adi metallerin işleme hizmetleri”, “değerli metallerin
işlenmesi hizmetleri” bakımından davacının önceki tarihli tescilli markaları ile karıştırılma ve
işletmesel bağlantı kurulma ihtimaline sebep olabileceği, bu emtia ve hizmetler yönünden iltibasa
dayalı olarak kısmi hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, dava konusu …… tescil numaralı markanın tescilinde kötü niyet bulunup bulunmadığı
konusundaki takdirin tamamen Mahkeme’ye ait olduğu, dosyadan tespit edilen fiili marka kullanımının davacı markaları ile SMK m.7/f.2 (b)
anlamında “benzerlik” kurulabilecek bir emtiaya/hizmete ilişkin olmadığı, davalı tarafın davacı
markalarının tescili kapsamına giren bir marka kullanımına rastlanmadığı, bu sebeple davacı
marka hakkına tecavüzün söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; asıl dosya yönünden, Türk Patent Kurumundan gelen kayıtlara göre hükümsüzlüğü istenen marka davalı adına olmayıp birleşen dosya davacısı ……. adına tescilli olduğundan ve hükümsüzlük davası tescil sahibi aleyhine açılmak gerektiğinden davacının hükümsüzlüğe dair talebi yönünden davanı pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının marka haklarına tecavüze ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, dosyadan tespit edilen davalının fiili marka kullanımının davacı markaları ile SMK m.7/f.2 (b)
anlamında “benzerlik” kurulabilecek bir emtiaya/hizmete ilişkin olmadığı, davalı tarafın davacı
markalarının tescili kapsamına giren bir marka kullanımına rastlanmadığı, bu sebeple davacı
marka hakkına tecavüzün ispatlanamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın esastan reddi gerekmiştir.
Birleşen Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/387 Esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede, davacının ….. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden bu marka davadan önce müddet olduğundan tescilli olmadığından , hukuki yarar dava şartı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu …… tescil numaralı marka yönünden ise, davacının “……” ibareli markasının davalı
markasının koruma tarihi öncesinde tanınmış marka niteliğine kavuşmuş olduğuna dair bir yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle tanınmış markanın kabulü mümkün olmadığı, davalı ……. adına tescilli …… tescil numaralı “…….” ibareli markanın görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olması sebebiyle 24.
sınıfta “dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ve 40. sınıfta “terzilik hizmetleri”, “deri ve kürk işleme hizmetleri”, “saraçlık hizmetleri”, “adi metallerin işleme hizmetleri”, “değerli metallerin
işlenmesi hizmetleri” bakımından davacının önceki tarihli tescilli markaları ile karıştırılma ve
işletmesel bağlantı kurulma ihtimaline sebep olabileceği, bu emtia ve hizmetler yönünden iltibasa
dayalı olarak kısmi hükümsüzlük şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalının tescilinde kötü niyetli olduğuna dair yeterli delil sunulamadığından bu yöndeki talep yerinde görülmemiştir. Bu itibarla hükümsüzlüğe dair davanın kısmen kabulü ile markanın belirtilen emtialar yönünden kısmi hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Dosyadan tespit edilen mevcut delil durumuna göre davalının yetkilisi olduğu asıl davalı şirketin fiili marka kullanımının davacı markaları ile SMK m.7/f.2 (b)
anlamında “benzerlik” kurulabilecek bir emtiaya/hizmete ilişkin olmadığı, davalı tarafın davacı
markalarının tescili kapsamına giren bir marka kullanımına rastlanmadığı anlaşılmakla marka haklarına tecavüze dair dava sübut bulmadığından reddedilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DOSYA YÖNÜNDEN;
1-Davacının hükümsüzlüğe dair talebi yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine,
2-Davacının marka haklarına tecavüze ilişkin talebi yönünden davanın esastan REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 26,30 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükümsüzlük davasının reddi yönünden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince markaya tecavüz davasının reddi yönünden hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2.FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN 2021/387 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacının ….. tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden bu marka davadan önce müddet olduğundan, hukuki yarar dava şartı nedeniyle usulden reddine,

2-Davacının dava konusu …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden davasının KISMEN KABULÜNE, davalı adına tescilli …… tescil nolu markanın tescilli olduğu 24. sınıftaki “dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar” ve 40.sınıfta “terzilik hizmetleri”, “deri ve kürk işleme hizmetleri”, “saraçlık hizmetleri”, “adi metallerin işleme hizmetleri”, ” değerleri metallerin işlenmesi hizmetleri” bakımından hükümsüzlüğüne, sair emtialar ve tecavüz yönünden davanın REDDİNE,

3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile, 21,40 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 24,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 8,08 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
C-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
D-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır