Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/250 E. 2022/22 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/250
KARAR NO : 2022/22

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde ….. tescil numaralı “……. koleji” isimli markanın, “eğitim ve öğretim hizmetleri” sınıfı olan 41. sınıf kapsamında hak sahibi olduğunu, kendilerince yapılan araştırma neticesinde, davalı tarafça ….. sayılı başvuruyla “……” adıyla marka tescili yapıldığının öğrenildiğini, yapılan tescilden farklı olarak okul tabelalarında ve sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda “……” şeklinde kullanımının olduğunun tespit edildiği, davalıya bu eylemlerini sonlandırması amacıyla noterlik vasıtasıyla ihtarname keşide edildiğini, davalı yan bu ihtara karşılık “marka tecavüzünün olmadığı yönünde” cevap verdiğini, gelinen süreçte davalı şirketin işbu eylemlerinin müvekkilinin markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalının, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüzün tespitini, önlenmesini ve şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde …. tescil numaralı “……” adıyla tescilli markanın sahibi olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmayarak bu markanın tesciline yasal süresi içinde itiraz etmediğini, bu nedenle dava açma ve tazminat talep etme hakkınını bulunmadığını, müvekkilinin halihazırda Ordu’nun Fatsa ilçesinde yalnızca ana sınıfı ve ilkokul düzeyinde eğitim hizmeti verdiğini, “…….” kelimesinin müvekkili adına yapılan marka tescilinde de olduğu için yasal olarak kullanmalarında herhangi bir engel bulunmadığını, dolayısıyla davacının tecavüz ve tazminat taleplerinin mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacının tescilli markasına yönelik tecavüzün tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. tescil numaralı “……. KOLEJİ” ibareli markanın, 18/10/2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına, ….. tescil numaralı “…..” ibareli markanın, 23/10/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, dosyada resen seçilecek mali müşavir bilirkişiye davalı işyerinde ticari defterleri inceleme yetkisi de verilerek, dava tarihi olan 24/09/2020 tarihinden geriye doğru 2 yıllık süre ile sınırlı olmak üzere, davalı şirketin eğitim-öğretim faaliyetinden elde ettiği cironun ne olduğu ve bundan elde edilen net karın ne olduğu hususlarında rapor tanzimi istenilmiş olup, aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak, “Davalı ……. Özel Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti.’ne ait 2018-2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin olduğu, davalı ….. Özel Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti.’nin 24/09/2018 ile 31/12/2018 tarihli tarihi arasındaki cirosunun 991.065,19 TL olduğu ve 685.265,55 TL zarar ettiği, davalı …. Özel Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti.’nin 01/01/2019 ile 31/12/2019 tarihi arasındaki cirosunun 1.800.676,54 TL olduğu ve 685.265,55 TL zarar ettiği, davalı Fatsa ……. Özel Eğitim Hizmetleri Tic.Ltd.Şti.’nin 01/01/2020 ile 24/09/2020 tarihi arasındaki cirosunun 518.964,13 TL olduğu ve 269.704,23 TL zarar ettiği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 05/08/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, taraf markaları arasında sınıfsal benzerlik olmakla birlikte işaretsel açıdan farklılığın olduğu ve taraf markalarının farklı marka algısı yarattığı, genel anlamda
markalar arasında iltibasın bulunmadığı, bu nedenlerle SMK anlamında tecavüz
şartlarının mevcut olmadığı,
davalının markasını kullanım şekli dikkate alındığında; davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz
oluşturmayacağı, dosyadaki tespitler sonucu; davalının markaya tecavüzü sabit görülür ve kusurlu
olduğu noktasında bir görüş takdir edilirse; maddi tazminata ilişkin
koşulların oluşacağı, aksi takdirde; maddi tazminata ilişkin koşulların oluşmayacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine, aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu 17/01/2022 tarihli ek raporda sonuç olarak, sunulan lisans sözleşmelerinin dava konusu somut olaya uygulanabilir nitelikte olmaması, fiili kullanımı belirtir herhangi bir belgenin verilen kesin süre içinde dosyaya ibraz edilmemesi, davalının yapılan incelemeye göre 2018-2019-2020 yıllarında zarar ettiği görülmekle, kök raporda varılan sonuçlardan dönülmesini gerektirir bir durum olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; taraf markaları arasında sınıfsal benzerlik olmakla birlikte işaretsel açıdan farklılığın olduğu ve taraf markalarının farklı marka algısı yarattığı, genel anlamda markalar arasında iltibasın bulunmadığı, bu nedenlerle SMK anlamında tecavüz
şartlarının mevcut olmadığı,
davalının markasını kullanım şekli dikkate alındığında; davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz
oluşturmayacağı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 341,55 TL harçtan, 80,70 TL ilam harcının mahsubu ile, 260,85 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır