Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/218 E. 2021/66 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/218 Esas
KARAR NO : 2021/66

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin …… Büro Mobilyaları firmasının sahibi olduğunu, firma bünyesinde kendi adına …… numaralı “…….” marka ve ……. tescil numaralı oyuncu koltukları ve marka ibareli oyuncu koltuklarını ürettiğini ve satışını yaptığını, müvekkili adına tescilli işbu ibareli markalar hakkında davalı tarafın …… kanalında video yayınlayarak “…… ” yorumlarında bulunduğunu, müvekkiline ait markaları haksız ve hukuka aykırı bir şekilde kötülediğini, müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini iddia ederek, davalı tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet ve marka tecavüzünün tespitini, durdurulmasını, 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL itibar ve 60.000,00 TL manevi tazminat ve ayrıca davalının müvekkilinin markası ve işletmesi hakkında tekzip videosu yayınlamasını talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi, tensip tutanağı ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak dava ile ilgili herhangi bir yazılı yanıtta bulunmadığı gibi duruşmalara da iştirak etmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili dilekçesi ile, davalının müvekkiline ait ürün ve markayı internet üzerinden yapılan yayın ile kötülediği maddi vakıasına dayalı taleplerde bulunmuştur.
SMK’nın 29 maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller ” a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla iddianın ileri sürülüş şekline yani dayanılan maddi vakıalara göre olaya SMK hükümlerinin uygulanması olanağı yoktur. SMK’nın 156. Maddesi uyarınca “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.” SMK hükümlerinin uygulanılması söz konusu olmadığına göre işbu davada mahkememiz görevli değildir.
TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde haksız rekabet düzenlenmiştir. MADDE 54-” (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. MADDE 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; 1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,…” olarak açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca bu eylemlerin basın, yayın, iletişim ve bilişim yoluyla işlenmesi hususu da TTK’nın 58. Maddesinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, dava konusu olaya uygulanacak hukuk TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümleridir.
TTK’nın 4/1 maddesi uyarınca, TTK’da düzenlenen hususlardan doğan davalar, mutlak ticari davalardandır. Aynı kanunun 5. Maddesi uyarınca da aksine düzenleme bulunmadıkça ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemelerine aittir. Görev hususu, kamu düzeninden ve dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmek gerektiğinden, davacının davasının mahkememiz görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine,
2-Süresinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine,
3-Süresinde ve talep halinde dosya görevli mahkemeye gönderildiği takdirde yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece değerlendirilmesine, aksi takdirde taraflardan birinin talebi üzerine mahkememizce bu konuda karar verilmesine,
4-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır