Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/210 E. 2021/244 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/210
KARAR NO : 2021/244

DAVA : Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Türkiye’nin en köklü ve tecrübeli şirketlerinden biri olduğunu, müvekkilinin “……” unsurlu ticaret unvanını yaklaşık 32 yıldır kullandığını, müvekkilinin TPMK nezdinde “……” ibareli birçok tescilli markası bulunduğunu, davalı şirketin unvanının, sektörde “…… AMBALAJ” olarak da bilinen müvekkili şirketinin unvanına yönelik iltibasa sebebiyet verdiğini, davalının müvekkilinin ticaret unvanından haberdar olmama ihtimali olmadığını, bu kullanımın davalının kötü niyetinin en büyük göstergesi olduğunu, davalı şirketin ……” üretimi yapan dava dışı bir firmanın ambalajlarını ürettiğini ve bu taklit ürünün üzerinde davalı şirketin ticaret unvanı yazıldığını, esas marka sahibinin ise bu sahte ürünün piyasada toplatılmasını talebi üzerine ticaret unvanı benzerliği nedeniyle polis ekiplerinin sehven müvekkili şirketinin adresine geldiğini, müvekkilinin tescilli “……” ibareli markalarının davalı tarafından hiçbir hak veya meşru bağlantı olmamasına rağmen markasal ve ticari bir etki yaratacak derecede ticaret unvanında kullanılmasının müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, davalının ticaret unvanından “……” ibaresinin terkini ile verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesi ile, davacı ile şirketlerinin iştigal konularının farklı olduğunu, davacı ile şirketlerinin isimlerinde unvanlarını birbirinden ayıran eklerin mevcut olduğunu, kendi şirketlerinin dava konusu “……” ismi ile hiçbir şekilde reklam yapmadığını, “……” kelimesini unvanında kullanan çok sayıda şirket olduğunu, davacı şirketin bir anonim şirket olduğunu, kendilerinin ise limited şirket olduğunu, kendi şirketlerinin “……” ismini salt unvan olarak kullanmakta olduklarını, markasal olarak kullanmadıklarını, davacı şirket ile kendi şirketlerinin ürettikleri ürünler ile müşteri portföylerinin tamamen farklı olduğunu ve şirket unvanlarında “……” ibaresinin yer almasının haksız rekabete sebebiyet vermediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava davalının ticaret unvanından “……” ibaresinin terkini ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Her ne kadar dava dilekçesinin konu kısmında “müvekkilin, marka hakkına da ticaret unvanına tecavüz teşkil eden davalının fiil ve eylemlerinin SMK’nun 6/6, 7/3-e, 149.maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nun 52.maddesi uyarınca tespiti ile yasaklanması” şeklinde açıklama yapılarak davalının davacı marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ve men’ini de talep edilmiş ise de, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında sadece davalının ticaret unvanının silinmesine(terkinine) ve hükmün ilanına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Yüksek Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere Mahkeme neticei taleple bağlıdır. Mahkemenin talepleri dava dilekçesindeki açıklamalara göre değil neticei talebe göre değerlendirmesi gerekir. (Yargıtay 9.H.D. 2015/23226 E. – 2018/12914 K.) Bu itibarla dava dilekçesinde belirtilen netice-i talebe göre değerlendirme yapılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı “……” esas unsurlu markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 20/05/2021 tarihli raporda sonuç olarak, davacı yan tarafından sunulan, davalı yanın eylemlerinin markasal kullanım olduğunu gösterir herhangi bir bulguya rastlanmadığı, bu sebeple davalı kullanımlarının, davacının haklarına tecavüz teşkil etmediği, huzurda bulunan dava bakımından tarafların faaliyet gösterdiği iş kollarının aynı/benzer olsa da, gerek davalı yanın 2014 yılından bu yana davaya konu ticaret unvanını kullanmakta olması, gerekse taraflara ait ticaret unvanları arasındaki farklılıklar nedenleri ile davalı yanın ticaret unvanının terkinini gerekmeyeceği, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu davalı tarafın kötü niyetli olduğunu gösterir herhangi bir bulguya ulaşılamadığı için davalı tarafın kötü niyetli olmadığı ve davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmesine ilişkin şartların oluşmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu 14/09/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, kök raporda arz etmiş olduğu görüşlerinin değiştirmesini gerektirir herhangi bir durumun mevzu bahis olmadığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller birlikte değerlendirildiğinde, “……” esas unsurlu markaların en eskisi 1996 tarihli olmak üzere davacı adına 16, 17, 20, 22, 40 ve 35.sınıflarda tescilli olduğu, davacı şirketin “…” ticaret unvanı ile, 1988 yılında kurulduğu, davalı şirketin ise, “…… Ambalaj Gıda İnşaat Dış Ticaret Limited Şirketi” unvanı ile, 07/01/2014 tarihinde ticaret siciline kaydının yapılarak unvanını kullanmaya başladığı, eldeki davanın ise, 21/08/2020 tarihinde açıldığı, bu haliyle taraf şirketler aynı ilde ve aynı/benzer alanlarda faaliyette bulundukları, unvan tescil ve ilan olmakla davacının bundan haberdar olmadığının kabulünün olmadığı, bu haliyle yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, uzun süre sessiz kalmak suretiyle TMK 2 maddesi gereği dava hakkını yitirdiği, davalının tescilinde kötü niyete rastlanılmadığı ve davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gibi bilirkişi raporunda belirtildiği üzere TTK 50 ve 52 maddeleri anlamında taraf unvanları arasında terkinini gerektirir benzerliğin bulunmadığı da anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 59,30 TL ilam harcından, 54,40 peşin harcın mahsubu ile, 4,90 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır