Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/204 E. 2021/201 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/204
KARAR NO : 2021/201

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkini, Markaya Tecavüz ve
Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Durdurulması ve Giderilmesi
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/10/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin …tescil numaralı “…”, … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” markalarının sahibi olduğunu, söz konusu ibarenin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu, davalının “…” markasını 43. sınıfı kapsar şekilde … tescil numarası ile kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin “…” markasını davalıdan önce kullanmaya başladığını ve bu markanın müvekkilinin kullanımı ile tanıtıldığını, davalının kullanmakta olduğu markanın müvekkiline ait TPMK nezdinde tescilli …ve … tescil numaralı markaların koruma kapsamına girdiğini, müvekkilinin 30 ve 43. sınıflarda tescilli “…” markası ile davalı markası arasında iltibas bulunduğunu, davalının marka tescillerinin kötü niyetli olduğunu ve davalının “…” markasını kullanmasının müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı adına tescilli … tescil numaralı “…” ibareli markanın 43. sınıf bakımından hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, durdurulmasını ve giderilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin … başvuru numaralı “…” ibareli markasını 39 ve 43. sınıfta yer alan hizmetlerde tescil ettirmek için TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, başvurunun kabul edildiğini, davacının yanıltıcı ve gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, adına tescilli olmayan bir marka üzerinden hak iddia ettiğini, müvekkilinin “…” markası ile sektöre girdiğini, müvekkili markası ile davacı markaları arasında benzerlik ve ilişkilendirme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının … tescil numaralı “…” ibareli markasının 43. sınıf bakımından hükümsüzlüğü, sicilden terkini ve markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması ve giderilmesi taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … tescil numaralı “…” ibareli markanın, 30 ve 43. sınıflarda, … tescil numaralı “…” ibareli markanın 43. sınıfta davacı adına tescilli olduğu, … tescil numaralı “…..” ibareli markanın 39 ve 43. sınıflarda davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 05/07/2021 havale tarihli raporunu ibraz etmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraf markalarında “…” ilinin kullanılmış olması bakımından öncelikle coğrafi yer adlarının tek başına marka olarak tescil edilmesi mümkün değildir. Yargıtay içtihatlarına göre, bir işaretin, coğrafi yer adı olsa bile, tescil edildiği ilgili emtia yönünden meşhur ve maruf bir yer değilse (o coğrafi yerle özdeşleşmemişse ve onun adı ile birlikte anılmamakta ise), ilgili ürün veya hizmetin adı ile ve birtakım ayırt edici ekler alarak marka olarak tescili mümkündür. Zayıf-ayırt ediciliği düşük bir marka seçen kimse ise, yapılacak küçük bazı değişikliklerle iltibasın bertaraf edilebileceğini peşinen kabul etmiş sayılır. Urfa ili yemekleri ile meşhur bir ilimiz olup, yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde Urfa ilinin adının bir kimsenin tekeline bırakılması mümkün değildir. Taraf markalarının almış olduğu ekler dikkate alındığında, davacının 2017 tarihli 43. sınıfta tescilli markasında … figürünün ve … ibaresinin ayırt ediciliği bulunmamaktadır. Konak ibaresinin ayırt ediciliği ise düşüktür. Esasen markaya ayırt edicilik katan unsur “…” ibaresidir. Davalı markası ise, konak figürüne benzer bir şekil unsurundan ve … ibaresinden oluşmakta olup, 43. sınıf yönünden …ayırt edici unsurunu içeren davacı markası ile iltibasa sebep olmaz. Davacının 2015 tarihli markasında yine ayırt ediciliği olmayan … ibaresinin ek alarak kullanıldığı, …’nın 43. sınıfta ayırt edici bir işaret olmaması, konak ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olması karşısında, davacının şekil unsurunu ve “…” işaretini de içeren 2015 tarihli markası ile davalının … figürünü ve “…” ibaresini içeren 30. sınıfta tescilli markası arasında markaların olağan alıcıları nezdinde karıştırılma ihtimali doğurmaz. Buna göre, davalı markasının 43. sınıfta (kısmi) hükümsüzlüğünün ve sicilden terkini koşulları oluşmadığı gibi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete dayalı talepleri de yerinde değildir. Davacının, ayırt ediciliği olmayan Urfa ve ayırt ediciliği düşük-zayıf bir ibare olan “Konakları” ibarelerinin davalı tarafça tescil edildiği haliyle kullanılmasına katlanması gerektiği ve davalı markasının 43.sınıf yönünden hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gibi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete dayalı taleplerinin de yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 59,30 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 4,90 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen hükümsüzlük davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır