Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/200 E. 2021/245 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/200
KARAR NO : 2021/245

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin
Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kurulduğu 1984 yılından bu yana saat sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, bu süre zarfında çeşitli saat markalarının Türkiye distribütörlüğünü yaptığını, müvekkilinin “……” esas ibareli markalarını yirmi yılı aşkın süredir kullandığını, işbu ibare üzerinde münhasıran hak sahibi olduğunu, müvekkilinin bu ibareye yönelik tescilinin 1995 yılına dayandığını, davalının ise müvekkilinin tescilli markasının sadece ilk iki harfini değiştirerek “…….” ibareli markayı TPMK nezdinde …… tescil numarası ile tescil ettirdiğini ve bu markayı kullanmaya başladığını, davalıya ait “……” ibareli markanın müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalının “……” ibareli ürünleri her türlü ticaretine konu ettiğini, gerek fiziki ortamda, gerekse de https://www. …….com internet sitesinde kullanımı gerçekleştirdiğini, davalının müvekkilinin “……” ibareli markasının Türkiye ve dünyadaki tanınmışlığından faydalanmak istediğini, davalının bu kullanım ve eyleminin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı tarafından müvekkilinin tescilli markalarına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men ve ref’ini ve davalı adına tescilli 2018/108038 nolu markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 1999 yılından bu yana kendi sektöründe dünya markası olmuş bir firma olduğunu, sayısız genişlikte ürün yelpazesi ile dünyanın birçok pazarında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin son olarak İstanbul’da şube açarak Türkiye faaliyetlerine başladığını, bu sebeple müvekkilinin …… tescil numaralı markayı kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin her türlü ticari faaliyetlerini dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun usulüne uygun olarak gerçekleştirdiğini, davacının “……” ibareli markası ile müvekkiline ait “……” ibareli marka arasında yazı fontundan, büyüklüğe, renk kombinasyonlarından, markayı oluşturan kelime sayısına kadar birçok farklılık bulunduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir iltibas söz konusu olmadığını, müvekkilinin kullandığı “……” markasının usulüne uygun tescil edildiğini ve davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacı markalarına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve davalı adına tescilli ……. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. tescil numaralı “……” ibareli markaların davacı adına, ….. tescil numaralı “……” ibareli markanın davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Dosyada, davalının …. Mah. ….. No:1/60 Beylikdüzü/İSTANBUL adresinde ve https://www……com internet sitesinde bilirkişi aracılığıyla delil tespiti yapılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 04/09/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, https://www. …….com alan adı kontrol edildiğinde, alan adının 04.10.2019 tarihinde alındığı, alan adı kayıt şirketinin PDR……com olduğu, alan adı sahibi/yetkilisi bilgilerine ……com firmasından talep edilerek ulaşılabileceği, https:/ /www….com alan adı içerisinde bulunan web sitesi kontrol edildiğinde, web sitesi içerisinde “……’ ibareli ürün/ürünler olduğu, dosya içerisinde bulunan USB Bellek kontrol edildiğinde, içerisinde ….. isimli ….. dosyası olduğu, bu dosya içerisine girildiğinde ise toplamda 28 adet link olduğu, 27 Adet link içerisinde ‘……’ ibareli ürün/ürünler olduğu, “……” gözlük ibaresi ile ….. arama motorunda yapılan arama sonucunda “Yazımı düzeltilmiş şu sorgu için sonuçları görüyorsunuz: “……” gözlük yine de şu sorguyu ara: “……” gözlük” ibaresinin olduğu ve “……” ibareli sonuçların çıktığı, davacı yana ait …… tescil numaralı “……” ibaresini ve “……” görselini içerir markanın ilk olarak 26/07/1996 tarihinde tescil edilirken, davalı yana ait ….. tescil numaralı “……” numaralı, “……” ibaresini ve görselini içerir markanın 12/02/2020 tarihinde tescil edildiği, bu bakımdan davacı yan tarafından ikame edilen huzurdaki marka hakkına tecavüz davası bakımından, davalı yan sonraki tarihli marka hakkına sahip olduğundan, söz konusu marka hakkını savuma gerekçesi olarak, davalı yana ait olduğu belirtilen ….. Mah. …. Sk. …. No:1 K:3 D:60 Beylikdüzü İstanbul adresinde yapılmış olan incelemelerde, tespit edilmekle ve fotoğraflanmak ile birlikte; davalı yan tarafından gerçekleştirilen kullanımların, davacı yanın markasından kaynaklanan haklarını ihlal eder mahiyette olduğu ve davalı yanın “……” ibareli tescilli markası ile gerçekleştirdiği kullanımların, davacı yanın “……” ibareli tescilli markası ile iltibas yaratacak şekilde benzer olduğu, bu nedenlerle davalı yanın kullanımlarının haksız rekabet teşkil edeceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 08/10/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı adına …… tescil numaralı “……” markasının, hükümsüzlüğü istenen “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları” emtiaları bakımından davacının önceki tarihli “……” ibareli tescilli markaları ile karıştırılma ve bağlantı kurulma ihtimaline sebep olabileceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; önceki tarihli davacı markalarının tanınmış marka olduğuna dair yeterli delil sunulmadığı, SMK 6/1 ve 25/1 maddesi uyarınca yapılan değerlendirme yapılmak gerekmiştir. Taraf markalarının karşılaştırılmasında, her iki markanın da esaslı-asli unsurunun kelime unsuru olduğu anlaşılmaktadır. Davacı markalarında kelime unsuru “……”, davalı markasında “…… ‘dur”. Davalı tarafın marka tescilinin hükümsüzlüğünün talep edildiği emtialar doğrudan önceki tarihli davacı markalarının tescili kapsamında olup, markalar arasında işaret olarak da yüksek düzeyde benzerlik bulunmaktadır. İşitsel yönden davacı markası “……”, davalı markası “……” olarak okunmakta, ilk harflerinin (B-D) farklı olması okunuşta bırakılan benzerlik algısını ortadan kaldırmamaktadır. Yine davalı markasında ….. ibarelerinin bitişik değil de ayrı yazılı olması, markanın yazı karakteri ve stilinin davacı markası ile aynı olmaması gibi hususlar da bütünsel benzerliği bertaraf etmemekte, karıştırılma ve bağlantı kurulma ihtimalini engellememektedir. Daha önce gördüğü, kullandığı-yararlandığı davacı markasının aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesi, dava konusu ürünler için ayırdığı satın alım süresi içinde, davalı markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabilir. Davacı markasının bir serisi olduğu izlenimine kapılabilir ve yanılgıya düşebilir. Taraf markaları arasında işletmesel bağlantılandırma da tesis edilebilir; davalı ürünlerinin davacı işletmeyle ticari anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçiminde bir algı oluşabilir. Özetle davalı markasının, hükümsüzlüğü istenen emtialar açısından, davacının önceki tarihli tescilli markaları ile karıştırılma ve bağlantı kurulma ihtimaline sebep olabileceği sonuç ve kanaatine varılarak davalı tescilinin kötü niyetli olduğu sabit değilse de, davacı talebi aynı emtialar yönünden olduğundan hükümsüzlüğe dair davanın kabulü gerekmiştir. Yine davalının bilirkişi raporlarında belirtilen aynı emtia sınıflarındaki fiili kullanımı SMK’nun 155 maddesi düzenlemesi karşısında önceki tarihli davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden bu yöndeki talebi de kabul edilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
-Davalının davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markaya ayırt edilemeyecek derecede benzer şekilde “…..” ibareli markayı “gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları” emtiaları yönünden kullanmak suretiyle davacının markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine ve ref’ine,
-Davalı adına tescilli ….. tescil nolu markanın tescilli olduğu “gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları” emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 4,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL dava ilk masrafı, 77,00 TL tebligat-tezkere ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.185,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır