Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/182 E. 2021/178 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/182 Esas
KARAR NO : 2021/178

DAVA : Marka Haklarına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ : 10/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/09/2021
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin yemek sektöründe tanınmış olduğunu ” …… ” markasının tescili için ……. Başvuru No’su ile 20/09/2018 TARİHİNDE Türk Patent Enstitüsüne müracaat edildiğini: 12/03/2019 tarihinde …….. Tescil sayısıyla markasını kendi adına tescil ettirdiğini, davalının müvekkili ile aynı alanda faaliyette bulunduğunu, ” ……. ” ibaresini marka olarak hizmetlerinde fiili olarak kullanmakta olduğunu, davalı tarafça restaurant girişinde kullanıldığını, tabeladaki “….. ” ibaresinin müvekkiline ait marka ile ayırt edilemeyecek şekilde kullanıldığını ve iltibas oluşturulduğunu, “……. ” ibaresi ile tekrar marka tescil başvurusunda bulunduğunu, tescil işlemleri için gerekli tescil ücreti ve diğer evrakların süresinde tamamlanmaması üzerine markanın tescil işleminin gerçekleşmediğini, davalının davacıya ait tescilli markayı taklit ederek açıkça tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalının ticaret unvanından müvekkilinin marka hakkına tecavüz eden ibarenin çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın iddialarının aksine markasının tanınmış bir marka olmadığını, ” …… ” ibareli markanın tek başına tescilli bir marka olamayacağını, davacının ” …… ” ibaresini asli unsur olarak kullanmadığını, müvekkilinin ticaret unvanı ile davacı markası arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, bu nedenle de açılan davanın son derece haksız olduğunu savunarak, müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
Taraf vekilleri ibraz etmiş oldukları 10/09/2021 tarihli dilekçeler ile, taraflar arasında sulh sözleşmesi imzalandığını, davanın konusuz kaldığını, işbu davadan kaynaklı uyuşmazlığa ilişkin hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmayacaklarını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını bildirmişlerdir. Vekaletnamelerden taraf vekillerinin sulhe yetkilerinin bulunduğu ve talebin davayı sonlandırır nitelikte olduğu anlaşılmakla, taraflarca tanzim ve ibraz olunan 10/09/2021 tarihli sulh nedeniyle taraf vekillerinin talepleri gözetilerek HMK 315/1 maddesi uyarınca dava konusuz kaldığından ayrıca esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olmaları nedeniyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Her bir tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Harcanmayan avansın yatırana iadesine,
5-Karardan birer suretin taraf vekillerine tebliğine,
Taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır