Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/180
KARAR NO : 2022/54
DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması,
Kaldırılması, Unvan Terkini,
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2022
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 1979 yılında kurulduğunu ve gıda,
temizlik, sağlık, ilaç, kozmetik, parfümeri sanayinde kullanılan esanslar ve uçan yağlar, boya ve
matbaa sanayinde kullanılan maddelerin imali, imal ettirilmesi, ithalatı, ihracatı ve ticareti
konusunda faaliyet gösterdiğini, meslek grubunun … kod numaralı “kimyevi madde” olduğunu, “
……” ibaresinin müvekkilinin faaliyet gösterdiği esans, aroma ve pigment sektöründe ayırt ediciliği
yüksek, müvekkili şirketin kurucu ortaklarının soyadlarının ilk hecelerinin birleştirilmesinden
oluşturulmuş orijinal bir ibare olduğunu, söz konusu ibarenin uzun yıllardır müvekkili tarafından marka ve ticaret
unvanı olarak kullanılıp tanıtıldığını, müvekkilinin 1989 yılından itibaren “……” ibareli marka
tescillerinin bulunduğunu, müvekkilinin aynı zamanda 06.11.2002 tarihinden bu yana www……com alan adının
da sahibi olduğunu, davalı şirketin ise 2015 yılında kurulduğunu, davalının da müvekkili ile aynı sektörde
faaliyet gösterdiğini ve meslek grubunun
müvekkili ile aynı olduğunu, müvekkilinin müşterilerinin karıştırması üzerine davalı şirketten ve
haksız kullanımlarından haberdar olunduğunu, davalıya ihtarname gönderdiğini, davalının cevaben
iltibas olmadığını bildirdiğini, davalıya ait
www…….com internet sitesinde de bu şekilde markasal kullanımların olduğunu, davalının müvekkilinin tanınmış “……” markasını bilmesine veya
bilmesi gerekmesine rağmen ayırt edilemeyecek derecede benzer ……. ibaresini haksız surette
kullanarak müvekkilinin tescilli ticaret unvanı, alan adı ve marka haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalının müvekkilinin tescilli “……” ibareli markasına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, tecavüz teşkil eden davalının “…….” ibaresi taşıyan tüm tanıtım evraklarına el konularak imhasını, davalı şirket unvanından “…….” ibaresinin terkinini, davalı adına olan www……com alan adının iptalini, iptali mümkün değil ise erişimin engellenmesini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının gıda boyası ve kimyasalları ürettiğini,
müvekkilinin boya kimyasalları sattığını, tarafların … kodlarının farklı olduğunu, aynı sektörde
faaliyet gösteriyor olmalarının sadece kağıt üzerinde olduğunu, gerçekte rakip olmadıklarını, sektörlerinin birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin üretici firma olmadığını, davacının
kendisi tarafından üretilen bazı kimyasalları müvekkili şirketin de sattığı iddiasının soyut olduğunu,
davacının herhangi bir müşterisi nezdinde karıştırmanın mümkün olmadığını, taraflar arasında SMK
kapsamında bir marka ihtilafının da olmadığını, çünkü davacının tescilli markasının turuncu “…… “
yazısı üzerinde portakal meyvesi ve ….. yazılarından oluşan bir logo olmasına karşın, müvekkilinin kullandığı bir tescilli markası olmadığını, müvekkilinin ticari unvanı olan “…….”’nin, iş
yerindeki tabeladan ibaret olup, sattığı boya kimyasallarının herhangi bir marka vurulmadan mavi
plastik varil içinde müşterilere teslim edildiğini, müvekkilinin tabelasında, faturasında yahut
broşüründe, davacının tescilli markası yahut bu marka ile karıştırılma ihtimali bulunan en ufak bir
ibare/işaret olmadığını, ortada ne kötü niyet ve davacı markası ile karıştırılmak sureti ile haksız
rekabetten kar elde etme kastı, ne de marka tecavüzü/ihtilafı, taklit ürün, iltibas yahut benzerlik
seviyesinde bir durum bulunmadığını, “…….” isminin müvekkili şirket kurucusunun kızının ve eşinin
adlarının ilk iki harflerinin birleşimi şeklinde olduğunu ve “…….” ve “……” ibarelerinin fonetik olarak
benzerliğinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacı adına tescilli “……” ibareli markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, kaldırılması, tecavüz teşkil eden ürünlerin imhası, davalı şirket unvanından “…….” ibaresinin terkini, davalı adına olan www…..com alan adının iptali, iptali mümkün değilse erişimin engellenmesi ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. tescil numaralı “…….” ibareli markanın 3 ve 30 emtia sınıflarında 21/03/2011 tarihinden itibaren,…. tescil numaralı “…… ….” ibareli markanın 2. emtia sınıfında 15/03/2012 tarihinden itibaren, ….. tescil numaralı “……” ibareli markanın 3,29,30 ve 32 emtia sınıflarında 15/03/2012 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 26/10/2021 tarihli raporda sonuç olarak, davalının “…….” ayırt edici ibareli markasal kullanımının, davacının önceki tarihli
markaları ile karıştırılma ve bağlantı kurulma ihtimaline sebep olabileceği, davalı şirketin tescilli iştigal alanları ile davacı markalarının tescilli olduğu emtialar
ve davacı şirket ana sözleşmesinin konu maddesi arasında örtüşen emtiaların-faaliyet
alanlarının bulunduğu, bu itibarla davalı şirke vet ticaret unvanının da iltibasa yol açabileceği, davacının uzun süre sessiz kalmak suretiyle dava hakkını kaybedip kaybetmediği
konusundaki takdirinin Mahkemeye ait olduğu
belirtilmiştir.
Davacı vekilinin rapora itirazı üzerine dosya itirazları karşılar ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi hazırlamış olduğu 11/01/2022 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, tarafların itirazlarının değerlendirilmesi neticesinde, kök raporda belirtilen kanaat ve sonuçtan dönülmesini gerektiren bir durumun tespit edilemediği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller bilirkişi raporu ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan, davalıya ait olduğu belirtilen ve davalı tarafın buna itiraz
etmediği www…….com alan adlı internet sitesinden alınan ekran görüntüleri incelendiğinde Davalının, “…….” ibaresini, unvan kullanımı haricinde internet sitesi
içeriğinde ve işyerinde asılı tabelada marka olarak da kullandığı görülmüştür. Ticaret sicil kayıtlarına göre de davacı şirketin , davalı şirketten daha önce ticaret siciline tescil edilmiş olduğu, Davacının sicile 27.07.1979 tarihinde, davalının ise 07.05.2015 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacının ticaret unvanındaki ihtiyari ek “……”, davalının ticaret unvanındaki ihtiyari ek ise
“…….” ibaresidir. Bu ibareler, tarafların ticaret unvanlarındaki vurgulayıcı ibarelerdir. Taraf
unvanlarındaki ihtiyari ek ve aynı zamanda vurgulayıcı unsurlar arasında karıştırılmaya
mahal verebilecek benzerlik söz konusudur. Son harflerinin farklı olması iltibası ortadan
kaldırmaya yetmemektedir. Tarafların ticaret unvanlarında yer alan çekirdek unsurlardaki ilk kelime “….. ”dır. Her iki tarafın da meslek grubu 69-Kimyevi Madde’dir. Her iki taraf da kimya sektöründe faaliyet göstermektedir. Davalının ayırt edici unsuru ……. ibaresi olan marka kullanımının ilişkili olduğu
emtialar ile davacı (……) markalarının önceki tarihli tescilleri arasında aynı/benzer emtiaların
bulunması karşısında, davalı markasal kullanımının karıştırılma ve bağlantı kurulma
ihtimaline yol açabilecektir. Davalı ana sözleşmesinin tescilli olduğu iştigal
alanları ile davacı markalarının tescilli olduğu emtialar ve davacı ana sözleşmesinin konu
maddesi arasında örtüşen emtiaların-faaliyet alanlarının bulunduğu da anlaşılmaktadır. Bu
itibarla, davalı ticaret unvanının da iltibasa yol açabileceği kabul edilmiştir. Davalı, “…….”
isminin şirket kurucusunun kızının ve eşinin adlarının ilk 2 harflerinin birleşiminden
oluştuğunu beyan etmiş ise de, iltibasa sebep olan tanıtıcı işareti kullananın niyetine
bakılmamakta, kusurlu olması aranmamaktadır. İltibasın varlığı kusurdan bağımsız olarak ele
alınmaktadır. Bu itibarla davalının fiili kullanımıyla davacının tescilli markası arasında görsel,işitsel ve anlamsal olarak benzerlik bulunduğu gibi emtia sınıfları arasında da ayniyet bulunduğu anlaşılmakla davalının SMK 29 maddesi anlamında davacının markadan doğan haklarını tecavüzünün varlığı kabul edilmiştir. Yine taraf unvanları arasında da yukarıda denildiği şekilde de iltibas bulunduğundan ve taraf iştigal alanları da aynı olduğundan davacının ticaret unvanından doğan haklarında da tecavüz söz konusudur. Ayrıca davalı eylemi aynı zamanda TTK 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet teşkil etmektedir. Yine yukarıda değinilen unvanlar arasındaki benzerlik nedeniyle TTK.50 maddesi anlamında unvan terkini koşullarının da oluştuğunun kabulü gerekmiştir.
Davalı vekili sessiz kalma yoluyla hak kaybı olduğunu iddia etmiş ise de davalı ticaret unvanı ticaret siciline 07.05.2015’te tescil edilmiş, keyfiyet 13.05.2015
tarihli TTSG’de ilanedilmiştir. Davalıya ait olduğu belirtilen ……com internet sitesinde
…….org’da görülen ekran görüntülerine göre 18.06.2015 tarihi ilk olmak üzere …….
ibareli marka kullanımlarının olduğu anlaşılmıştır. Dava tarihi 24.07.2020’dir. Yani, davalının
ticaret unvanının sicile tescilinden ve internet sitesinde görülen ilk marka kullanımından dava
tarihine kadar beş yılı aşkın sürelerin geçtiği görülmektedir. Ancak davacının davalıya gönderdiği
ihtarname 30.03.2020 tarihlidir (Davalı 10.04.2020 tarihinde cevabi ihtarname göndermiştir.).
Unvan tescili ve internet sitesindeki fiili kullanım ile ihtarname arasında 5 yıl geçmemiştir.
Bu itibarla sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu değildir. Davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyerek davacının davasının tüm talepler yönünden kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli “……” esas unsurlu markası ve aynı ibareli ticaret unvanından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, tecavüz teşkil eden davalının “…….” ibaresini taşıyan tüm tanıtım evraklarına el konularak imhasına,
2-Davalı şirket unvanından “…….” ibaresinin terkinine,
3-Davalı adına olan www. …..com alan adının iptaline, iptali mümkün değilse Türkiye’den erişimin engellenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin Türkiye çapında yayınlanan trajı en yüksek bir gazete ile ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 26,30 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince tecavüz ve haksız rekabet davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince unvan terkini davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL dava ilk masrafı, 245,00 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.353,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
10-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2022
Katip …
Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır