Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/175 E. 2020/265 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/175 Esas
KARAR NO : 2020/265

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi …. esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesinde; davalının www….com adlı internet sitesinin sahibi olduğunu, davalının internet sitesine girilip müvekkili şirket hakkında arama yapıldığında 02/03/2013 tarihinden günümüze görünürde 35, gerçekte 114 adet şikayetin, 0 adet teşekkürün bulunduğunu, memnuniyet düzeyinin %8 olarak belirlendiğinin görüldüğünü, söz konusu şikayetlerin kaldırılmasını, bir daha müvekkili şirket hakkında aslı araştırılmaksızın şikayetlerin yayınlanmamasını, müvekkili firmaya da internet sitesinde gerekli cevapları yazabilmek için ücretsiz üyelik tanınması yolundaki ihtarlarının davalı tarafından olumsuz yanıtlandığını, davalı tarafın böylelikle haksız rekabet ettiğini, haksız kazançlar elde ettiğini, buna karşılık diğer firmaların ticari itibar kaybına uğradığını, davalının haksız rekabet oluşturan bu eylemlerinin men-ine, ref’ine ve müvekkili nezdinde oluşan ticari itibar kaybı dahil tüm zararların tazmininin gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 tarih, … esas, …karar sayılı ilamıyla davanın haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davacıya ait davaya konu markanın TPE’de tescilli olduğu ve bu ürünlerin bayilik anlaşması olmaksızın satışa arzının haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağı hususunun davaya bakmakla görevli Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı görüldü.
Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Dava dilekçesinin tetkikinde; davacı vekilinin davacı markalarından doğan haklarına yönelik herhangi bir tecavüz iddiasında bulunmadığı, davasını herhangi bir sınai hakkına dayandırmadığı, münhasıran davalıya ait internet sitesinde haksız, gerçeğe aykırı ve davacı hizmetlerini kötüleyen yorumları yayınlamasına ve davacının cevap hakkını kısıtlamasına yönelik iddialara dayalı haksız rekabet davası olduğu, dava dilekçesinde yer alan vakıalara göre yapılması gereken hukuki tasnife göre davanın -sınai mülkiyet hakkına dayanmayan- haksız rekabet davası olduğu kanaatine varılmıştır. Yüksek Yargıtay’ın da benzer olaylarda uygulaması bu yöndedir;
“Dava, TTK 54 vd.maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı, davalının …. sayfasında kendi hizmeti ile davacı hizmetini kıyaslayarak, davacı hizmetini kötülediğini, … sosyal medya paylaşımları ile yayınlanan reklamların haksız rekabete sebep olduğunu iddia etmiştir. Davada 556 sayılı KHK kapsamında kalan bir hukuki koruma talebin bulunmadığından, fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görev alanına giren bir dava olmayıp TTK 4 ve 5.maddeleri uyarınca ticaret mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”(Y.11. HD.29/11/2017 t., 2016/4657 E-2017/6701 K)
“Dava haksız rekabetin tespiti, men’i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın markaya tecavcüz iddiasına dayalı olarak açıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak davacılar vekili tarafından marka hakkına dayalı bir iddia ileri sürülmediği gibi, uyuşmazlık, basım, yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğunu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 58.maddesi gereğince haksız eylemden kaynaklanan haksız rekabete dayanmaktadır. Bu durumda mahkemece(Asliye Ticaret Mahkemesince) uyuşmazlığa 556 sayılı KHK’nın uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.(Y.11. HD.19/12/2016 t., 2016/12168 E., 2016/9641 K.)
Somut olayda da davacılar vekili tarafından marka hakkına dayalı bir iddia ileri sürülmemiştir. Açıkça ve yalnızca marka hakkına dayanılmaksızın şirket hizmetlerinin kötülenmesi haksız rekabet davasına dayanak iddia olarak yer almıştır. Bu durumda mahkememizce karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, ancak yetkili ve görevli mahkemece daha önce görevsizlik kararı verildiği anlaşıldığından dosyanın karar kesinleştiğinde görev uyuşmazlığının çözümü için ilgili istinaf dairesine gönderilmesine,
2-Yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hususların görevli mahkeme belirlendikten sonra görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸