Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/130 E. 2020/289 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/130
KARAR NO : 2020/289

DAVA : Markanın İptali
DAVA TARİHİ : 03/01/2017
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…….” ibaresini sirke ve benzer ürünlerde markasal olarak kullanmakta olduğunu, bu markasının ….. no ile TPMK nezdinde tescilli olduğunu, yine müvekkilinin ……. ibaresini 32.sınıftaki diğer emtialarda da kullanma arzusunda olduğunu, bu kapsamda yapılan araştırmalarda ……. markasının ……. tescil no ile 32.ve 33.sınıf emtialarında davalı adına tescilli olduğunun tespit edildiğini, ancak markanın uzun süredir kullanmadığını, bu nedenlerle davalıya ait ……. tescil nolu markanın; 32.sınıftaki tüm emtiaları yönünden tamamen iptaline, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 32.sınıftaki ilgili emtialar açısından kısmen iptaline, iptaline karar verilen tüm emtiaların müvekkili adına tesciline, müvekkil adına tesciline karar verilmemesi halinde markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu markayı yenilemelerini yaparak kullandığını beyanla davanın reddini istemiştir. 07.12.2017 tarihli duruşmada, Anayasa mahkemesi tarafından davanın yasal dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14 maddesi iptal edildiğini ve bu nedenle davanın yasal dayanağının ortadan kalktığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 03/01/2017 Tarih, …… Esas ve ….. Karar sayılı kararı ile, “Davacı tarafın dava tarihi 03.01.2017 tarihi olup dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK.nın 14 maddesi Anayasa mahkemesinin 14.12.2016 tarih, …… esas, …… karar sayılı ilamı ile iptal edilmiş olup iptal hükmü 06.01.2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış olup dava tarihi itibariyle davanın yasal dayanğı ortadan kalktığından yasal dayanağı ortadan kalkan davanın usulden reddine” dair verilen karar, taraf vekillerinin istinaf talebi üzerine, İstanbul BAM ……. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2019 Tarih, …… Esas ve…… Karar sayılı ilamı ile, “İlk derece mahkemesinin davanın dayanağı 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptali nedeniyle davanın reddine karar verdiği, gerekçeli kararında yasal boşluğun TMK’nın 1.maddesine göre hakim tarafından doldurulmasının mümkün olmadığını açıkladığı, davacı vekilinin davalı aleyhine 6789 sayılı SMK’nın 9/1 maddesi, SMK 26.madde ve aynı kanunun geçici 4.maddesi gereğince, SMK hükümlerinin uygulanabileceğini, Bakırköy ……. FSHHM’nin ……. E.sayılı dosyasında SMK hükümlerine göre açtıkları dava ile birleştirme istediklerini, birleştirme talebinin gerekçe gösterilmeksizin usulden reddedildiğini beyanla istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmışsa da; 6100 sayılı HMK 166/1 maddesi gereğince ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme yapılabileceği, davacı vekilinin birleştirme talebini bu davada ileri sürmesinin yasal düzenlemeye uygun olmadığı gibi, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden, HMK’nın 166/4 maddesinde düzenlendiği şekilde “davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması koşulunun da” mevcut olmadığı anlaşılmakla, davaların birlikte görülmesinde hukuki yarar ve zorunluluk bulunmadığı, mahkemenin birleştirme talebinin reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle davacı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunda; müvekkili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürdüğü anlaşılmış, dosyanın incelenmesinde mahkemenin,ön inceleme duruşmasında henüz deliller toplanmadan karar verdiği görülmekle, davanın yasal dayanağı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, tarafların dava tarihindeki haklılık durumunun tespit edilerek yargılama giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletilmesi ve haklı olan taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilerek tarafların haklılık durumlarının tespiti ile varılacak sonuca göre davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerekip gerekmediği konusunda karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir” gerekçesi ile Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine bu kez, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2020 Tarih….. Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ile, “Dava konusu markayı tescil amacına uygun, ciddi ve kesintisiz olarak kullandığını ispatla yükümlü olan marka sahibi olan davalı tarafın, cevap dilekçesi ekinde delil listesi ve eklerini sunması, ikinci cevap dilekçesi ekinde de fatura örneklerini sunması, ilk derece mahkemesince yargılama giderleri konusundaki hükmün davanın yasal dayanağının ortadan kalmış olmasına dayandırılması karşısında, tarafların gösterdikleri delillerin hiç toplanmadığından veya hiç değerlendirilmediğinden bahsedilemeyecek olup, dava dosyasının esası incelenmeksizin ilk derece mahkemesine geri gönderilmesinin kanunda öngörülen gerektirici sebepleri bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bölge adliye mahkemesince verilen kararın usuli anlamda bir geri gönderme kararı niteliğinde bulunmadığı açıktır. Hal böyle olunca, buna bağlı olarak bölge adliye mahkemesince verilen kararın kesin olduğundan da söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi tarafından dosyada toplanan deliller kapsamında, davacının yasal dayanak olarak ileri sürdüğü kanun hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle davanın reddine değil, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama giderlerine de tarafların dava tarihindeki haklılık ve haksızlık durumuna göre hükmedilmesi gerekirken davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusu yönünden ise dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesi ile bozularak, dosya Mahkememize iade olunmuş ve Mahkememizce bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Buna göre, davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesi Anaya Mahkemesince iptal edilmiş olmakla, dava dayanaksız (konusuz) kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri yönünden ise, tarafların dava tarihindeki haklılık ve haksızlık durumuna göre karar verilmesi gerekmekte olup, davalı tarafından sunulan deliller ve faturalardan, dava konusu markanın davalı tarafından bazı emtialar yönünden kullanıldığı, bazı emtialar yönünden ise kullanılmadığı anlaşıldığından, her iki taraf lehine vekalet ücreti takdirine ve taraflarca yapılan yargılama giderlerine de yarı yarıya hükmetmek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasına dayanak 556 Sayılı KHK’nın 14. Maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 23,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davadaki haklılık durumuna göre, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davadaki haklılık durumuna göre, karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru ve 31,40 TL peşin olmak üzere toplam 62,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 452,40 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 226,20 TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilin yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır