Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/125 E. 2020/90 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/125 Esas
KARAR NO : 2020/90

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmasının telif izinleri alınmadan ve bedelleri ödenmeden izinsiz olarak yayıncılık platformuna bağlı tv kanallarında analog ve digital olarak gösterilmiş ve muhtemelen hala gösterilmekte olduğunu, davalı firmaca başka tv kanallarına da master kayıtlarından kopya edilmiş olarak satılmış ve muhtemelen hala satılmakta olan seksen beş adetten daha fazla tv filminin varsa orjinal film master kayıtlarının iadesi eğer yoksa bölüm başına 100.000 TL’den az olmamak üzere izinsiz gösterim-yayın-bedelleri ile resmi bilirkişice kanuni tarifeye göre saptanacak standart telif hakkı bedellerinin 3 katına kadar tazminatın TMK m.2 ve FSEK m.80 kapsamında müvekkili olan firmaların mali ve sanatsal hakları ve hukuki güvenliği için başta ivedilikle bu muhtemel yayınların başlamadan tecavüzün refi yoluyla önlenmesi ve şayet yayanları devam ediyorsa yayanların hukuki aykırılıklarının tespitine ve de durdurulmasına yönelik ivedilikle geçici tedbir kararı verilmesini ve bunun davalı firmaya tensip zaptı ile gereğinin ifası için tebliği ve ihtarına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin net olarak anlaşılamamakla birlikte arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açılmasının usulsüz olduğunu, davacının film isimlerini bile belirtmeksizin açtığı davada Anayasa’dan kaynaklanan savunma haklarının kısıtlandığını, davacı tarafça dava dilekçesi ve eklerinde tam olarak hangi filmler için hak sahipliği iddia edildiğinin net olmadığını, davacının mezkur eserler üzerinde hak sahibi olmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekmekte olduğunu, hak sahibi olmayan davacının açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekmekte olduğunu, davacı tarafından ısrarla talep edilen film master kayıtlarının müvekkili şirketinin uhdesinde bulunmamakta olduğunu, davacının maddi tazminat talebinin yersiz ve fahiş olduğunu iddia ederek öncelikle arabuluculuk şartı yerine getirilmeksizin açılmış davanın usulden reddine, bu talebinin yerinde görülmemesi halinde davacının haksız ve mesnetsiz davasının esastan reddine, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
“6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde talep edilebilecek olan tecavüzün önlenmesi(men), tecavüzün durdurulması(ref’i) ve tazminat taleplerini tek bir dava ile ileri sürülebilir. Burada talep arasında aslilik-fer’ilik ilişkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla mahkemece dava şartı arabuluculuğa tabi olan bir talep ile olmayan bir talebin arabuluculuğa başvurulmaksızın bir aslilik-fer’ilik kurulmadan birlikte açıldığının anlaşılması halinde dava şartı arabuluculuğa tabi olanlar hakkında ayırma kararı verilmelidir.(Dr. Hasan Kadir Yılmaztekin-Zeliha İnce Dava Şartı Arabuluculuk Ekseninde Bazı Fikri Mülkiyet Hukuku Uyuşmazlıkları)
Yukarıda açıklanan hukuki mütalaa çerçevesinde mahkememizin …… esas sayılı dosyası üzerinden 06/03/2020 tarihli celsede verilen karar ile dosyanın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden tefrikine karar verilmiş ve dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce 17/01/2020 tarihli celsede davacı vekiline 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuk tutanağını sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, verilen süre kesin olduğu için bu süre sonunda arabuluculuk tutanağını ibraz edilmediği takdirde bu yönde beyanda bulunma ve tutanak ibraz etme hakkından vazgeçmiş sayılacağı ve bu hususta dava şartları yönünden inceleme yapılarak karar verileceği hususu ihtaratının yapıldığı, dosyaya 06.03.2020 tarihli celsede arabuluculuk tutanağının sunulduğu, buna göre arabuluculuk yoluna dava tarihinden sonra başvurulduğu görülmüştür.
TTK’nun 5/A md’sinde açıkça “dava açılmadan önce” arabuluculuğa başvurma şartının öngörülmüş olması, arabuluculuk dava şartının HMK’da sayılan dava şartlarından farklı ve özel bir dava şartı olarak düzenlenmesi; Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinde arabuluculuk tutanağının dava dilekçesine eklenmemesi halinde bu hususta 1 haftalık kesin süre verileceğinin ve davanın usulden reddedileceğinin yer alması ve bu usulün HMK’da düzenlenen dava şartı yokluğunda izlenecek usulden farklı olması ve son tahlilde sonraki kanunun öncekine; özel kanunun genel kanuna göre uygulama önceliğinin olması genel prensipleri gereği arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte bulunmadığı aksi halin kabulünün, yani yargılama sırasında tamamlanabilir olduğunun kabulünün kanunun getirmek istediği değişikliğin özüne aykırı olacağı, kanunun amacının mümkün olduğunca dava yoluna gitmeksizin uyuşmazlıkları arabuluculuk safhasında çözmek olduğu, zaten yargılaması devam eden uyuşmazlıkta davalının arabuluculuk yolu ile çözüme yanaşmasının zor oluşu, devam eden yargılamada davacıya bu imkanın tanınmasının arabuluculuğu yalnızca tamamlanacak bir formaliteye dönüştüreceği, kanun koyucunun amacının bu olmadığı, bu nedenle “dava açılmadan önce” şeklinde açık ve net bir düzenleme tercih edildiği hukuki ve vicdani kanaatiyle, davacının arabuluculuk yoluna dava açılmadan önce başvurmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Peşin alınan 54,40 TL harcın yeterli olmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.931,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 16/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır