Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/112 E. 2021/23 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/112
KARAR NO : 2021/23

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 27/03/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kendisine ait “……” markasını uzun yıllardır dünya genelinde, Türkiye de dahil birçok ülkede yoğun ve yaygın şekilde kullandığını ve tescil kayıtları ile koruma altına aldığını, müvekkili ile “……” markası arasında tüketici nezdinde çok güçlü bir bağ oluştuğunu, “……” markasının veyahut benzeri bir ibarenin üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılması veya tescil ettirilmesinin müvekkili olan firmanın koruma altına alınan markasal haklarının ihlalini doğurduğunu, müvekkili olan şirkete ait “……” markası ile davalı yanın tescilli markalarının benzer olduğğunu, markların benzer emtiaları kapsadığını, davalı tarafın TPMK kayıtlarına göre 20, 24 ve 35. sınıflarda tescilli markaları “………” ibarelerinden oluşan ve esas unsuru “……” ibaresi olan kelime markaları olduğunu, müvekkilinin hükümsüzlük talebine dayanak TPMK nezdinde 20, 24 ve 35. sınıflarda tescilli……. sayı ile kayıtlı markalarının tümünün esas unsurunun da aynı şekilde “……” ibaresi olduğunu, markalara ayırt edici nitelik kazandıran unsurun esas unsur olduğu ve mahkemelerce değerlendirmenin esas unsura göre yapılması gerektiğini, davalı tarafın tescilli “…… …… ” ve “……..” markalarında “……” kelimesinin sonrasında yer alan “…..” ibaresinin “tasarım, dizayn” anlamına geliyor olması sebebiyle ilgili emtialar için ayırt edicilik vasfını haiz olmadığını, davalı markasında yer alan “….. ” ibaresinin “ev” anlamına gelmesi sebebiyle ayırt edicilik vasfını haiz olmadığını, müvekkiline ait “……” markasının Paris Sözleşmesi ve 6769 Sayılı SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddeleri anlamında tanınmış marka olduğunu iddia ederek, davalı adına ….. sayılı markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, 1965 yılında kurulduğunu, 2016 yılında kurumsallaştığını ve sektörün önde gelen firmalarından biri olduğunu, müvekkili olan şirketin kalitesi ve dünyada bir ilk olan radyasyondan koruyan yatak ürünü ile ayırt edicilik seviyesine ulaştığını, müvekkili ile davacı şirketin faaliyet gösterdiği alanların farklı olması sebebiyle karıştırılma ihtimalinin olmadığını, TPMK tanınmış marka sicilinde kayıtlı markanın “……” ibaresi olmayıp, şekil markası olduğunu, “……” markasının çeşitli sektörlerde oldukça yaygın kullanılmakta olan bir ibare olduğunu, “……” ibaresinin at üzerinden oynanan dünya çapında organizasyon ve federasyonu olan oyuna verilen isim olduğunu, tanınmışlık değerlendirilmesinin sektörel bazda yapılmasını gerektiği ve davacının tanınmışlığının sektörel bazda dahi tartışma konusu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ……. sayı ile tescilli markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 30/11/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davacı yana ait “……” ibaresini ihtiva eden markaların dava konusu davalı yana ait marka tescil başvurularının gerçekleştirildiği tarihten önce tanınmış olduğu, karşılaştırmaya tabi davacı yana ait …… asli unsurlu tanınmış markalar ile ……. kod numaralı “………” ibareli ve görseli ihtiva eden, …… kod numaralı “……” görselini ihtiva eden,…… kod numaralı “……” görselini ihtiva eden markaların ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiği, davalı yanın dava konusu marka tescil müracaatını gerçekleştirmesinin kötü niyetli olarak değerlendirilebileceği, açıklanan nedenlerle davalı yana ait…… kod numaralı “…….” görselini ihtiva eden, ….. kod numaralı “……” görselini ihtiva eden, …. kod numaralı “……” görselini ihtiva eden dava konusu markaların tümden hükümsüzlüğü şartlarının oluştuğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamıyla uyumlu görülen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğine; dosyadaki deliller ve eski tarihli mahkeme kararlarına göre davacı markasının davalı tescil başvuru tarihi itibari ile Türkiye’de tanınmış marka olduğu, karşılaştırmaya tabi davacı yana ait …… asli unsurlu tanınmış markalar ile …… tescil numaralı “…… .” ibareli ve görseli ihtiva eden, …. tescil numaralı “……. görselini ihtiva eden, …..tescil numaralı “……” görselini ihtiva eden markaların ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiği, davalı yanın dava konusu marka tescil müracaatını gerçekleştirirken davacı markalarından habersiz olduğunun düşünülemeyeceği, davacı markalarının tanınmışlığından yararlanma amacıyla kötü niyetli olarak tescil edildiği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, dava konusu markanın tescilli olduğu tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli …… tescil nolu markaların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 59,30 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 4,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL dava ilk masrafı, 74,00 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.182,80 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır