Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/108 E. 2022/195 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/108
KARAR NO : 2022/195

DAVA : Markadan Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti
DAVA TARİHİ : 24/03/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin uzun yıllardır güzellik bakım hizmetleri ve tıbbi hizmetler alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin TPMK nezdinde …… sayı ile tescilli “……..” ibareli markanın maliki olduğunu, müvekkilinin bu markayı iş yerlerinde, reklam panolarında, tabela, reklam vasıtalarında ve sosyal mecralarda kullandığını, ancak hal böyle iken davalı şirketin, TPMK nezdinde ……… sayı ile tescilli “……..” ibareli markayı müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda kullanarak tüketici nezdinde iltibasa yol açtığını, müvekkili şirketin markası ile davalı şirketin markasının görsel olarak da birbirlerinde benzediğini ve davalı şirketin söz konusu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markadan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkili adına …….. sayı ile tescilli “…… ” ibareli markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini talep ve dava etmiştir. Başlangıçta dava limited şirketi adına açılmış ise de, davacı şirketin nevi değişikliği ile anonim şirketine dönüştüğü anlaşılmıştır.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının tescilli markasına yönelik tecavüz olduğu ve haksız yararlanmaya yol açacak şekilde iltibas olduğuna dair iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili adına tescilli marka ile davacı markasının basit düzeydeki benzerliğinin karıştırılma için yeterli olmadığını, her iki markanın da sektörel tanımlayıcı kelimeler kullanılarak oluşturulduğunu, taraf markalarının farklılığı kadar faaliyet konuları açısından da herhangi bir iltibas, haksız yararlanma imkanı ve ihtimalinin de bulunmadığını, müvekkilinin bugüne kadar davacının faaliyet konularında hiçbir faaliyetinin olmadığını ve müvekkilinin kötü
niyetle davacı markasından faydalanmak kastıyla “……..” ibaresini kullandığı iddiasının da gerçek
dışı olduğunu ve davacı iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı adına …….. sayı ile tescilli “…….” ibareli markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …….. tescil numaralı “……..” ibareli markanın, 18/01/2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle adına davacı tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 06/09/2021 tarihli raporda sonuç olarak, davalı markasının davacının tescilli markasının kapsamındaki tıbbi hizmetler ve güzellik bakımı hizmetleri ile aynı/benzer hizmetlerde kullanıldığı ve “……..” ibareli davalı marka
kullanımının, davacıya ait …….. tescil numaralı “……..” lafzi markası ile SMK m.7/f.2-b bendi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet verdiği belirtilmiştir.
Davalı vekili her ne kadar İstanbul …….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ……… Esas sayılı dosyasındaki davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Dosyanın tetkikinden, davacı …….. Limited Şirketi tarafından davalı …….. Anonim Şirketi aleyhine …….. tescil nolu markanın 44.sınıftaki emtialar yönünden hükümsüzlüğü istemiyle dava açıldığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu dosyadaki bilirkişi raporu ve mahkeme kararının gerekçesinde davanın sırf eldeki bu davayı etkisiz kalmak için açıldığı, kabul edilebilir bir durumun bulunmadığı görülmekle yargılamanın gereksiz yere uzamaması bakımından bekletici mesele talebi reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; sonraki tarihli davalı markasının davacının tescilli “……..” ibareli markasının kapsamındaki tıbbi hizmetler ve güzellik bakımı hizmetleri ile aynı/benzer hizmetlerde kullanıldığı ve “……..” ibareli davalı marka
kullanımının, davacıya ait …….. tescil numaralı “……..” lafzi markası ile SMK m.7/f.2-b bendi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet verdiği anlaşılmakla SMK’nun 155.maddesi de gözetilerek marka haklarına tecavüze ilişkin talep yönünden davanın kabulü gerekmiştir.
Davacının haksız rekabete ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Yargıtay……. Hukuk Dairesi’nin …….. E, …… Karar sayılı, 14.03.2022 Tarihli kararında; “… markaların kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (mülga 556 sayılı Marka KHK) hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, Dairenin bu konudaki eski içtihatlarını sürdürme imkanı kalmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının tescilli markasının benzerinin, tescil kapsamındaki ilaç emtiasında kullanılması şeklindeki davalı eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin gerekçesi yerinde görülmediğinden, hükmün bu kısım yönünden temyiz eden davalı yararına bozulması…” şeklindeki gerekçe ile açıklandığı üzere; somut uyuşmazlıkta, davacının haksız rekabet iddiasının marka hakkına dayandığı, bu durumda TTK 55/1-a-4 maddesi gereğince aynı zamanda haksız rekabetin oluştuğundan söz edilemeyeceği kanaatine varılmakla haksız rekabet isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının marka haklarına tecavüze ilişkin talebi yönünden davasının kabulüne, davalının davacı adına tescilli …….. numaralı “……..” ibareli marka ile iltibasa yol açacak şekilde “……..” ibareli markayı kullanmasının davacının markadan doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabete ilişkin talep yönünden davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 26,30 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen haksız rekabet davası nedeniyle hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 108,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 131,10 TL tebligat – tezkere masrafı ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.131,10 TL yargılama giderinin, davanın kabul – red oranına göre 565,55 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 9,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul – red oranına göre 4,50 TL’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına
8-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır