Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/432 E. 2021/69 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/432
KARAR NO : 2021/69

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/03/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının müvekkili adına ……. tescil numarası ile korunmakta olan “…….” markasının kullanım şeklini birebir taklit etmek suretiyle tabelada ve ürünler üzerinde kullanmakta olduğunu, davalı bunun yanında TPMK nezdinde müvekkilinin markası ile benzer olan “…….” markası için ….. başvuru numarası ile marka başvurusu yaptığını, davalının müvekkili ile aynı sektörde ve aynı mal cinsi ile benzer olarak kullanılmakta olduğu “…….” markasının müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, bu durumun Mahkememizin ….. D.iş numaralı tespit dosyasından alınan rapor ile de tespit edildiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, ref’ini ve fiillerin ortadan kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 2019 yılında “…….” markası için TPMK nezdinde tescil başvurusu yaptığını, 2020 yılında tescil ettirdiğini, dava konusu markaların hem fonetik ve hem de görsel açıdan birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin davacı yanın sınai mülkiyet haklarına tecavüz etmediğini ve dava konusu olan iki markanın birbirlerinden farklı olduğunu savunarak, müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının tescilli marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve fiillerin ortadan kaldırılması taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ….. sayılı “…….” ibareli markanın davalı adına 25 ve 35. Sınıfta tescilli olduğu, yine Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan ……. sayılı “…….” ibareli markanın davacı adına 9,18,24 ve 25.sınıflarda tescilli olduğu, yine aynı ibareli ……. tescil nolu markanın 25.sınıfta 06/12/2013 tarihinden müddetle 10 yıl davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Dosya arasına alınan Mahkememizin ….. D.İş sayılı dosyası incelendiğinde, dosyamız davacısı tarafından ……. tekstil aleyhinde tespit ve tedbir talep edildiği, bunun üzerine alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, talep eden tarafından “…….” markasının ……. tescil edildiği, karşı tarafın ise ….. marka başvuru numarası ile “…….” marka başvuru yaptığı ve henüz marka başvurusunun sonuçlanmadığı, “…….” ve “…….” markalarının fonetik olarak ortalama tüketici nezdinde birbiriyle karıştırılmaya ve iltibasa açık olduğu, karşı taraf işyeri adresinde yapılan tespitte, firmanın kot üretimi yaptığı, talep edenle aynı sektör ve sınıflarda hizmet verdiği ve kot üzerinde çok sayıda ürün üzerinde “…….” markasının basılı olduğu belirtilmiştir.
Davacı markası siyah beyaz “…….” ibareli görsel aslı içi beyaz yazı şeklinde olduğu, davalı markası ise “…….” ibareli ve düz yazı şeklinde olduğu görülmüştür. Tespit bilirkişi raporunda ekli fotoğrafların tetkikinden de davalı kullanımının ürünler üzerinde düzyazı şeklinde “…….”, “…….”, “…….” şeklinde kullanıldığı, mağaza tabelasında ise “…….” şeklinde kullanım olduğu görülmüştür. Dosyaya getirtilen TPMK kayıtlarına göre de davacının davalı marka tesciline yaptığı başvuruya itirazın reddedildiği ve tescilin kesinleştiği anlaşılmıştır. HMK’nın 282 maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Ayrıca Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih ve …… Esas ve ……. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi hukuki bir konu olup hakim tarafından değerlendirilecektir. Bu yönüyle bilirkişi raporunda ki hukuki değerlendirmeye katılmak mümkün olmamıştır. Yine Yüksek Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 12/06/2017 tarih ve …… Esas ……. Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, uyuşmazlık konusu markaları taşıyan ürünlerin ortalama tüketici kitlesi üzerinde markaların başlangıç ibareleri etkilidir. Her iki markanın da Türkçe karşılığı bulunmamaktadır. Davacının markasının başlangıç ibaresi “…….”, davalının markasının başlangıç ibaresi ise “……. ” şeklindedir. Müşterek olan “……. ” ibarelerinin esasen eklenen tanımlayıcı işaretler niteliğinde oldukları hususu ve ilgili tüketici kitlesi dikkate alındığında, aynı veya benzer mallar yönünden markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığı, fiili kullanımlarının da birbirine benzemediği, bu haliyle markaya tecavüz veya haksız rekabetten bahsedilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesince gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.19/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır