Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/426 E. 2021/293 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/426
KARAR NO : 2021/293

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüzün Tespiti, Men ve Ref’i
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, 1963 yılında İspanya’da kurulan, pek çok firmayı bünyesinde barındıran ve sektöründe lider bir şirketler grubu olduğunu, müvekkilinin ülkemizde en çok tercih edilen hazır giyim mağazalarından olan ve içlerinde “…….” ve “……” markalarının da bulunduğu toplam sekiz farklı marka grubu altında faaliyet gösteren mağazaların da sahibi olduğunu, müvekkilinin “…….” markasını ilk kez 1979’da İspanya’da tescil ettirdiğini, Türk Patent ve Marka
Kurumu nezdinde ilk defa 1994 yılında …… tescil numarası ile tescil edildiğini, akabinde zaman içinde muhtelif sayılarla tescil ettirildiğini ve TPMK nezdinde …….. sayı ile tanınmış marka olarak özel koruma altında olduğunu, davalının sistematik bir şekilde müvekkiline ait tanınmış markaları tahrif ederek tescil ettirme ve
bu tescillerden haksız yarar sağlama çabasında olduğunu, dava konusu …… tescil numaralı “…….” markasını kötü niyetle tescil ettirdiğini, davalının tamamen kötü niyetle müvekkilinin tanınmış markalarını
taklit etme ve onlardan haksız kazanç sağlama amacında olduğunu, dava konusu “…….”
markasının 25. sınıfta, yani müvekkilinin “…….” ibareli tanınmış markası ile aynı sektörde tescilli olduğunu, söz konusu markanın müvekkilinin markaları ile görsel ve işitsel yönlerden iltibasa sebep olduğunu, davalı markasının müvekkiline ait hem Türkiye’de, hem de dünya çapında tanınmış “…….” markası ile bağlantılı olduğu ve/veya müvekkilinin seri markalarına ait bir serinin devamı
niteliğinde olduğu algısını yarattığını, davalının “…….” ibaresini tesadüfen kullanmadığını, kötü niyetle ve haksız rekabet yaratma amacı ile seçtiğini ve davalı yanın söz konusu fiillerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı adına tescilli …… tescil numaralı ” …… ” ibareli markanın hükümsüzlüğünü, müvekkilinin tescilli “…….” ibareli markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini ve ref’ini, talep ve dava etmiştir.

CEVAP ; Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ve davalı yan her ne kadar davanın esasına ilişkin bir cevap dilekçesi vermemiş ise de, davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesindeki beyanları ile, müvekkilline ait “…… ” ibareli markası ile davacı yanın “…….” markası arasında kavramsal, işitsel ve bütün marka algılaması yönünden herhangi bir iltibas bulunmadığını, davacı yanın markasının tanınmış marka olmasının yargılama bakımından fark oluşturmadığını, “…….” markası üzerinden müvekkili tarafça bir yarar sağlanmadığını ve marka itibarının zarar görmediğini ve müvekkilinin “……” ibareli marka tescilinin kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına tescilli …… tescil numaralı “……. ” ibareli markanın hükümsüzlüğü, davacı adına tescilli “…….” ibareli markaya tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… tescil numaralı “…….” esas unsurlu markaların davacı adına, ……. tescil numaralı “……. ” ibareli markanın ise davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 25/11/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacının “…….” markasının, davalıya ait ……. tescil numaralı “…….” markasının koruma tarihi olan 28.03.2013 ve öncesinde tanınmış marka niteliğine kavuşmuş olduğu, bu tanınmışlığın yoğun olarak davalı markasının da tescilli olduğu 25. sınıfta giyim ürünleri bakımından olduğu, davalının “…… ” markası, “…….” markasının ulaştığı yüksek tanınmış düzeyi de dikkate alındığında, davacının “…….” markaları ile bağlantı kurulma-çağrıştırma ihtimali sebebi ile iltibasa sebep olabileceği gibi, markanın ününden haksız yararlanılmasına, itibarına zarar verilmesine ve ayırt edici karakterinin zedelenmesine de neden olabileceği, davalı marka tescilinin tesadüfen gerçekleştirilmiş olmasının olanaklı görünmediği,
böyle olmakla birlikte kötü niyet konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu, davacının hükümsüzlük gerekçesi olarak, ……com alan adı ve içeriğindeki markasal kullanıma da dayanabileceği, dosyada davalının fiili marka kullanımı tespit edilmediğinden, davacının marka hakkına
tecavüze ve haksız rekabete dayalı taleplerinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı adına tescilli “…….” esas unsurlu markanın davalı adına tescilli markanın tescil tarihinden önce tanınmış marka statüsünde olduğu, markalar arasında görsel ve işitsel olarak benzerlik bulunduğu, markalar arasında anlam olarak farklılık arz etse de, davacı markası ile çağrıştırma-bağlantı kurma ihtimaline sebep olacağı, “…….” kelimesinin başına eklenmiş olan “……… ” ibaresinin olağan alıcılar nezdinde bu tehlikeyi ortadan kaldırmayacağı, davalının “…….” markası, “…….” markasının ulaştığı yüksek tanınmışlık düzeyi de dikkate alındığında, davacının “…….” markaları ile bağlantı kurulma-çağrıştırma ihtimali sebebi ile iltibasa sebep olabileceği gibi, markanın ününden haksız yararlanılmasınitibarına zarar verilmesine ve ayırt edici karakterinin zedelenmesine de neden olabileceği, davalı marka tescilinin tesadüfen gerçekleştirilmiş olmasının olanaklı görünmediği, bu nedenle tescilin kötü niyetli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, hükümsüzlüğe dair davanın kabulü gerekmiştir.
Davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin talebine gelince, davalının marka tescilinden başka fiili kullanımına dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. SMK’nun 29. Maddesinde Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller “a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak. b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek. c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” olarak belirtilmiştir. Yüksek Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin …… esas ve …… karar sayılı ilamında da sadece marka tescil başvurusunda bulunma eyleminin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Bu itibarla, davalının SMK 29 maddesi anlamında herhangi bir eylemi ispatlanamadığından, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin talebi yönünden davasının reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davacının marka hükümsüzlüğüne dair davasının KABULÜNE, dava konusu …… tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin talebi yönünden davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen hükümsüzlük davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 197,50 TL tebligat – tezkere masrafı ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.197,50 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabulü nedeniyle 598,75 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır