Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/425 E. 2019/467 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/425 Esas
KARAR NO : 2019/467

DAVA : Marka (Maddi-Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Mahkememizin ….. esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesi ile, davacı müvekkili şirketin …. Gayrimenkul, …… Enerji gibi itibari ve güvenilirliği yüksek markalara sahip olan …. Elektronik San.ve Tic. A.Ş. ….. San ve Tic. A.Ş., …. Elektrik Üretim A.Ş.gibi şirketlerin de bulunduğu yaklaşık 50 adet grup şirketin arasında yer aldığını, davacının “……” esas unsurlu markalarının sahibi olduğunu, davalı tarafın mağazasında değişik yerlerinde haksız ve mesnetsiz olarak tabelalarında, yazılı ve basılı evraklarında “……” markasını kullandığını, davalıya müvekkili şirkete ait sembollerin kaldırılması için ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı eylemlerine devam ettiğini, marka haklarına tecavüzü sonlandırmadığını, Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ….. Değişik iş sayılı tespit ve tedbir talepli dosyası üzerinden rapor alındığını ve tedbir kararı verildiğini, davalı tarafın davacı şirketin markasını haksız ve hukuka aykırı olarak açıkça kullanmakta olduğunu, ilgili eylemlerin ivedilikle durdurulmaması halinde müvekkili şirketin ticari itibarının onarılamaz bir şekilde zedeleneceğini, maddi ve manevi zarara uğrayacağını, tüm bu nedenlerle şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan, banka reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile müvekkilinin yaklaşık 21 yıldır birlikte çalıştıklarını, müvekkili ile davacı şirket arasında sözlü bayilik anlaşmasının bulunduğunu, davacının taleplerinde samimi olmadığını, müvekkilinin davacı firmaya bizzat kestiği ve üzerinde “……” logosu olan sayısız iade faturasının bulunduğunu, davacının adı geçen logonun müvekkili tarafından birtakım evraklarda ve tabelalarda kullanılmasından sanki yeni haberi olmuş edası ile işbu davayı açmasının taraflarınca samimiyetten uzak ve mesnetsiz bir girişim olduğunu, dolayısıyla ortada bir marka tecavüzünün söz konusu olmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait “……” esas unsurlu markaların tescil belgeleri celp olunmuştur.
“6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde talep edilebilecek olan tecavüzün önlenmesi(men), tecavüzün durdurulması(ref’i) ve tazminat taleplerini tek bir dava ile ileri sürülebilir. Burada talep arasında aslilik-fer’ilik ilişkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla mahkemece dava şartı arabuluculuğa tabi olan bir talep ile olmayan bir talebin arabuluculuğa başvurulmaksızın bir aslilik-fer’ilik kurulmadan birlikte açıldığının anlaşılması halinde dava şartı arabuluculuğa tabi olanlar hakkında ayırma kararı verilmelidir.(Dr. Hasan Kadir Yılmaztekin-Zeliha İnce Dava Şartı Arabuluculuk Ekseninde Bazı Fikri Mülkiyet Hukuku Uyuşmazlıkları)
Yukarıda açıklanan hukuki mütalaa çerçevesinde mahkememizin ….. esas sayılı dosyası üzerinden 13/12/2019 tarihli celsede verilen karar ile dosyanın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden tefrikine karar verilmiş ve dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce 02/05/2019 tarihli tensip tutanağı gereğince davacı vekiline 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanun 18/A maddesi uyarınca arabulucu tarafından onaylanmış arabuluculuk tutanağının bir örneğinin 1 hafta kesin süre içerisinde ibraz edilmesi, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtaratının yapıldığı, davacı vekilinin 06/12/2019 tarihli celsede alınan beyanında arabuluculuk yoluna başvurmadıklarını beyan ettiği görülmüştür.

TTK’nun 5/A md’sinde açıkça “dava açılmadan önce” arabuluculuğa başvurma şartının öngörülmüş olması, arabuluculuk dava şartının HMK’da sayılan dava şartlarından farklı ve özel bir dava şartı olarak düzenlenmesi; Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinde arabuluculuk tutanağının dava dilekçesine eklenmemesi halinde bu hususta 1 haftalık kesin süre verileceğinin ve davanın usulden reddedileceğinin yer alması ve bu usulün HMK’da düzenlenen dava şartı yokluğunda izlenecek usulden farklı olması ve son tahlilde sonraki kanunun öncekine; özel kanunun genel kanuna göre uygulama önceliğinin olması genel prensipleri gereği arabuluculuk yoluna başvurulması dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte bulunmadığı aksi halin kabulünün, yani yargılama sırasında tamamlanabilir olduğunun kabulünün kanunun getirmek istediği değişikliğin özüne aykırı olacağı, kanunun amacının mümkün olduğunca dava yoluna gitmeksizin uyuşmazlıkları arabuluculuk safhasında çözmek olduğu, zaten yargılaması devam eden uyuşmazlıkta davalının arabuluculuk yolu ile çözüme yanaşmasının zor oluşu, devam eden yargılamada davacıya bu imkanın tanınmasının arabuluculuğu yalnızca tamamlanacak bir formaliteye dönüştüreceği, kanun koyucunun amacının bu olmadığı, bu nedenle “dava açılmadan önce” şeklinde açık ve net bir düzenleme tercih edildiği hukuki ve vicdani kanaatiyle, davacının dava açılmadan önce arabulucuya gitmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Peşin alınan 44,40 TL harçtan alınması gereken 14,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,60 TL harcın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi.25/12/2019

Katip …

Hakim …