Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/410 E. 2021/33 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/410
KARAR NO : 2021/33

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Önlenmesi, Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 07/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, restoran ve yiyecek içecek hizmetleri alanında faaliyet gösteren müvekkilinin, TPMK nezdinde …… sayı ile tescilli “……” ibareli markanın sahibi olduğunu, müvekkilinin ayrıca “…… “, “…..& …… ” markalarının da yaratanı ve üstün hak sahibi olduğunu, müvekkilinin “……. ” markasını ilk defa müvekkili şirket yetkililerinden ……. tarafından 1999 yılında İstanbul Beşiktaş’ta “…….” olarak kullanılmaya başlandığını ve “…… ” markasının aynı zamanda müvekkili şirket ortaklarından …….’nin kurucusu olduğu ……. Gıda Tur.İnş.San.Tic.Ltd.Şti’nin ticaret unvanını oluşturduğunu, ancak hal böyle iken, davalının 03.09.2018 tarihinde “…… ” ibaresini marka olarak tescil ettirdiği ve belirtilen adresinde adresinde işlettiği kafe/restrorantta “…….” markası altında faaliyet gösterdiği, işletmede kullanılan tabela, broşür, sosyal paylaşım sitelerinden çaya atılan şeker ambalajına kadar her türlü materyalinde “…….” markasını müvekkili ile ile iltibas yaratacak şekilde kullandığı ve işletmenin dekorasyonunun müvekkiline ait işletmelerden kopyalayarak taklit ettiği tespit edildiğini ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, bu durumun önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalının “…….” markasını birlikte, tek başına veya başka herhangi bir ibare ile birlikte, her türlü yayınlar, hizmetler ve mallar, ürünler; ambalajlar; ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi; basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ya da yurtdışında kullanmasının önlenmesini ve bunların toplatılarak, hükmün kesinleşmesini müteakip bu türden her türlü materyalin imha edilmesini, davalının “…….” markasını kullandığı alan adlarının kullanılmasının yasaklanmasını, iptalini, davalı adına yapılan ……. sayılı ve 18.01.2019 tescil tarihli “…….” markasının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkini ile verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Davalı cevap dilekçesi ile, davacının “……” markası ile kendisi adına kayıtlı “…….” markası arasında bütünsel olarak kıyaslandığında, iltibas tehlikesinin oluşmadığını, davacının……. Grup ve …… Cafe & ……. markalarının tescil edilmediklerini, bu markaların da kendisine ait marka ile benzerliğinin olmadığını, davacıdan çok daha önceki tarihli “…….” esas unsurlu bilhassa 43. sınıfta tescilli markaların bulunduğunu, “…….” ibaresinin tek başına ayırt ediciliği olmadığı gibi davacı tarafından tanınmış hale geldiğine yönelik iddianın da doğru olmadığını, davacının markasını ihlal edecek şekilde hiçbir yazışma, internet sitesi, kullanım vb. bulunmadığını, yine davacı unvanı ile markası arasında bağlantı bulunmadığını, zira davacı unvanında “…….” ibaresinin bulunmadığını, bahsi geçen şirketin davadışı ve ayrı bir tüzel kişi olduğunu, İTO kaydı incelendiğinde, kaydının kapalı olduğunun görüleceğini, buna göre unvanın markasal olarak kullanılmasının ve belirli bir bilinirlik seviyesine getirilmesinin mümkün olmadığını, davacının haksız rekabet hükümlerine dayanamayacağını, çünkü zamanaşımının dolduğunu ve davacının herhangi bir hakkının ihlal edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …… sayılı “…….” ibareli markanın, 43. Sınıfta ilk defa 24/12/2003 tarihinde davacı adına tescil edildiği, 24/12/2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle yenilendiği, …. sayılı “……. ….. ” ibareli markanın, 43. Sınıfta 03/09/2018 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraflarca deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 18/12/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalıya ait olduğu iddia edilen fiili marka kullanımına bakıldığında, birebir tescildeki şekline sadık kalınarak değil de, “…….” ibaresinin ön plana çıktığı-vurgulandığı, (……. cafe & ……) şeklinde ve bazı yerlerde “…… ” işaretini de ihtiva eder şekilde olduğu, tespit edilen ve şeklindeki kullanımlarda davacı markasındaki esas unsur olan “…….” kelimesinin ( ) birebir aynı/çok benzer yazı karakteri ile kullanıldığı, hatta bunlardan şeklindeki kullanımda aynı davacı markasındaki gibi kelimenin son harfinin (“n”) altında bitişik olarak başlayan çizginin kullanıldığı, neticede, “…….” kelimesinin bir iki yerde davacı markasındaki kullanım ile aynı/çok benzer yazı karakterinde ve bir yerde aynı davacı markasında olduğu gibi “n” harfinin ayağına bitişik çizgiyi içerecek şekilde kullanıldığı, bu hususlar dahil tespit edilen tüm markasal kullanımlarda “…….” ibaresinin ön plana çıkarıldığıvurgulandığı, “…… ” isminin daha küçük punto ile yazılı olduğu ve bazı kullanımlarda “…… ” işaretine yer verilirken, bazı yerlerde bu işaretin hiç kullanılmadığı ve davalıya ait …… nolu “……” lafzi markasının, 43. sınıfta tescilli olduğu “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden, davacı adına aynı sınıfta “cafe hizmetleri, kokteyl salonu hizmetleri, ikram hizmetleri (catering), yiyecek ve içecek hizmet araçlarının kiralanması hizmetleri”nde tescilli …… nolu “……” markası ile karıştırılma ihtimaline (iltibasa) sebebiyet verebileceği ve SMK’nın 155. maddesinin yürürlüğünden sonra başvurusu yapılan (koruma altına alınan) ve kullanılan davalı markasının kullanımının, davacının eski tarihli marka hakkına tecavüz (ve aynı zamanda haksız rekabet) teşkil edip etmediği konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde başka şirkete ait (dava dışı “……. Grup yada ……… İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi) unvanına dayalı olarak da talep de bulunmuş ise de bu şirket ayrı bir tüzel kişilik olduğundan bu unvana dayanması mümkün değildir. Davacı vekili müvekkili adına olan …… nolu “…….” markanın tanınmış marka olduğu iddiasında bulunmuş ise de bunu ispatlayarak herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Bu itibarla davacı markasının tanınmış marka olduğunun kabulü mümkün değildir. Yine davacının dayandığı “……. Cafe …… ” ve “……. Grup” markaları tescil edilmiş değildir. Bu markaların önceki tarihlerde fiilen kullanıldığına dair herhangi bir delil de dosyaya ibraz edilmemiştir. Bu itibarla bu markalara dayalı iddiaları yönünden talepleri yerinde görülmemiştir. Davacının dayanabileceği tek markası …… nolu “……” markasıdır.
Öncelikle hükümsüzlük talebi yönünden yapılan değerlendirmede, hükümsüzlüğe dayalı önceki tarihli davacı markası …… nolu “……” markası olup, davalı markası ise …… nolu “…..” lafzi markasıdır. Markaların her ikisi de 43. sınıfta tescillidir. SMK’nun 6/1 ve 25/1 maddesi uyarınca tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir, hükümsüzlük sebebidir. Karıştırılma ihtimalinde temel ilke, her iki markanın ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel izlenime göre, tüm faktörler gözetilerek bütüncül değerlendirme yapılmasıdır. Bu değerlendirme, görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı da dahil olmak üzere, tüm faktörler dikkate alınarak, ilgili toplum kesiminde markaların bıraktıkları genel izlenime göre yapılır. Karıştırılma ihtimali değerlendirilirken, karşılaştırmaya konu önceki markanın ayırt edici gücünün de göz önünde tutulması gerekir. Bir işaretin ayırt ediciliğinin ne derece güçlü olduğu hususu iltibasın tespitine etki etmektedir. Güçlü markalar, zayıf markalara göre daha geniş koruma alanına sahip iken, zayıf markaların koruma kapsamı dardır. Olayımızda davacı markasının esas unsuru “…….” ibaresi olup, Türk Patent resmi internet sitesinden görüleceği üzere özellikle yiyecek içecek hizmetlerinin sağlanması sınıfında bu ibareyi taşıyan onlarca markanın tescilli olduğu görülecektir. Dolayısıyla “…….” ibaresi belirtilen sınıf yönünden ayırt ediciliği yüksek olmayan zayıf bir ibaredir. Bu itibarla davacı markası …… nolu “……” markası olup, baskın unsuru lafzından ziyade şekil unsurudur. Davalı markası ise ……. nolu “……. .” lafzi markasıdır. Görsel, işitsel ve kavramsal tüm faktörler dikkate alındığında, markaların tescilli olduğu sınıf da nazara alındığında ilgili toplum kesiminde markaların bıraktıkları genel izlenime göre iltibas veya iltibas tehlikesinin varlığı söz konusu olmadığından davacının hükümsüzlüğe ilişkin talebinin reddi gerekmiştir. HMK’nın 282 maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Ayrıca Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih ve …. Esas ve …. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi hukuki bir konu olduğundan bu yönüyle bilirkişi raporunda ki hukuki değerlendirmeye katılmak mümkün olmamıştır.
Davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik talebine gelince; yukarıda değinildiği üzere taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunmadığı gibi mahallinde yapılan incelemeye göre düzenlenen bilirkişi raporunda da ihlalin yapıldığı belirtilen işyerinde davalı tescilline benzer şekilde “…….” ibaresinin tabela tanıtım evraklarında kullanıldığı gibi, esasen vergi levhasına göre de işyerinin dava dışı ……… adlı üçüncü kişi adına olduğu anlaşılmakla davacının bu talepleri yönünden de davanın reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır