Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/407 E. 2020/225 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/407 Esas
KARAR NO : 2020/225

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/09/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin 1912 yılında kurulmuş olmakla Çin’in en eski bankası olduğunu, müvekkilinin görselini ihtiva eden markası altında 59 farklı ülke ve bölgede yatırımlar yapmakta olduğunu, müvekkilinin ilgili görseli ihtiva eden markasının ülkesel tesciller dışında EUIPO nezdinde de tescilli olarak korunmakta olduğunu, ilgili logonun dünya üzerinden tanınan, bilenen bir logo olduğunu, müvekkiline ait ilgili logoyu ihtiva eden markaların Türk Patent nezdinde de tescilli olduklarını, müvekkilinin Türkiye’de 2011 yılından bu yana ilgili logo ile kullanımlar gerçekleştirdiğini, müvekkilinin ilgili logonun yaratıcısı ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin davalı yanın dava konusu marka tescil başvurusundan yıllar önce Dünya’nın dört bir yanında ihtilaf konusu logoyu kullandığını, müvekkilinin ilgili logonun telif hakkının da sahibi olduğunu, Müvekkili tarafından yaratılmış, son derece özgün olan logonun aynısının davalı yan tarafından birebir yaratılmış olup Müvekkilinin faaliyetlerinin olduğu 36. Sınıfta tescil müracaatına konu edilmiş olmasının kötüniyeti açık bir şekilde göstermekte olduğunu, davalı yanın dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil müracaatına konu ettiğini, iddia ve beyan ederek davalının …. kod numaralı markanın hükümsüzlüğünün tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili adına dava konusu marka tescil başvurusunun 12/04/2016 tarihinde gerçekleştirildiğini, davacı yanın yayın kararına ve diğer tescil aşamalarına herhangi bir itirazının olmadığını ve dava konusu markanın Müvekkili adına tescil edildiğini, davacı yana ait marka ve kullanımlarının logosunun münferiden görselinden değil, davacı yanın diğer markası olan görseli üzerinden sürmekte olduğunu ve davacının bu hususu ikrar etmiş olduğunu, davacının kullanımlarının asli unsuru olmayan şekil unsuru bakımından gerçek hak sahipliği iddiasının yerinde olmadığını, davacı açısından kullanılan markanın ayırt edici nitelikten yoksun olduğunu, kendilerine ait dava konusu markanın “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri.” bakımından tescilli olduğunu, davacı firmanın ise “Finansal ve parasal hizmetler” dışında herhangi bir faaliyetinin olmadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliler ve taraf iddiaları ışığında dosy adavalı adına tescilli … numaralı şekil markasının gerçek ve hak sahibinin kim olduğu, davacının kullandığı markalar ile arasında benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunup bulunmadığı, telif haklarının davacıda olup olmadığı, davalının kötüniyetli olup olmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere dosya bir marka vekili bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi hazırlamış olduğu 24.08.2020 havale tarihli raporunda özetle; ” Davacı yana ait görselini ihtiva eden markanın Paris Sözleşmesi 1. Mükerrer 6. Madde itibari ile dava konusu marka tescil başvurusunun gerçekleştirilmiş olduğu 12.04.2016 tarihi itibari ile TANINMIŞ marka niteliğinde olduğunu, davacı tarafın markasının, davalının marka tescil başvurusunu yaptığı 12.04.2016 tarihi itibari ile Türkiye’de kullanımlarının olmadığı, davacı yanın gerçek hak sahipliği iddialarını ispatlayamadığı, bu nedenle dava konusu …. tescil numaralı markanın 6769 Sayılı SMK Md. 6/3 kapsamında hükümsüzlük nedeninin oluşmadığı, davacı tarafın kötü niyet iddiasının; davacı yanın Türkiye dışında çok sayıda ülkede var olan marka tescilleri, davacı yan ile ilgili ulusal ve uluslararası mecralarda çıkmış olan haberler, davacı yanın dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Olimpiyat organizasyonuna ana sponsor olması, davacı yanın uzun yıllardır ilgili logo ile ticari faaliyetlerini sürdürdüğü hizmetler bakımından, özgün bir şekilde oluşturulmuş olan logonun marka tescil başvurusuna konu edilmesinin tesadüf olamayacağı kanaati ile davalı yanın kötüniyetli olarak marka tescil başvurusunu gerçekleştirdiği, bu meyanda davalı yan adına tescil edilmiş olan … tescil numaralı markanın SMK 6/9. Maddesi hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğünün koşullarının oluştuğu, davacı yanın uluslararası marka korumaları altında olan logosunun aynı zamanda FSEK 4. Madde kapsamında eser mahiyetinde olduğunun kabul edilebileceği, bu meyanda dava konusu …. tescil numaralı markanın SMK 6/6. Maddesi çerçevesinde de hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğundan” hususlarını bildirmiştir.
Dava davalı adına tescilli … numaralı şekil markasının gerçek ve üstün hak sahipliği, benzerlik, karıştırılma ihtimali, SMK md6/6 gereği telif hakkı sahipliği ve kötüniyet sebepleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Buna göre; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
Davacı öncelikle, davaya konu markada gerçek hak sahipliği iddiasına dayanmaktadır. SMK’nun 6/3 md’sine göre; “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmiş ise, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir” Davaya konu olayda, davacının sunduğu deliller ile hükümsüzlüğe konu markayı davalı tescil tarihinden önce Türkiye’de kullandığı hususunu ispatlayamadığı, bu yönde delil sunmadığı anlaşılmıştır. Bu yönden hükümsüzlük sebebinin oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
SMK’nun 6/6 maddesine göre ise: “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir” Somut olayda davacının grafik eser mahiyetindeki şekil markasının ayırd edilemeyecek kadar benzerinin davalı yanca tescili bu hükme aykırılık teşkil etmektedir.
Kötüniyet iddiaları yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Kötüniyet ile yapılan marka tescilinin sonucu ve anlamı, ticari dürüstlük kuralına aykırı olarak başkasının markasının ele geçirilmesi, ondan haksız olarak yararlanılmasıdır. Davalının tescilde kötüniyetli olup olmadığı, sektör şartları, mesleki kurallar, markaların bilinirliği, emtianın ayniyeti, reklam ve tanıtımların markalara etkisi, tesadüfi tescil savunmasının hayatın olağan akışına uyup uymadığı, gibi hususlar hep birlikte değerlendirilmek suretiyle taktir edilmelidir. Bu ilkeler ışığında taraf markaları ile davalı tescili değerlendirildiğinde; davalı şekil markasının tescili için 12.04.2016 tarihinde başvurmuş, 17.10.2016 tarihinde 36. Sınıfta “Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri” emtialarında tescil edilmiştir. Davacı markası ise davalının başvuru tarihi itibarı ile tanınmış markadır. Davalı tesadüfen benzerlik oluşturulamayacak özgün bir grafik olan bu tanınmış markayı, tam da davacının iştigal alanında tescil ettirmiştir. Davalının bu tescil işlemi için başvuruda bulunurken uluslararası alanda ve bu arada ülkemizde de bankacılık sektöründe bilinen bu markadan habersiz olarak hareket etmiş olması olağan hayatın akışına uygun değildir. Bu nedenle davalı tescilinin kötüniyetli yapıldığı vicdani ve hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenlerle açılan davada davalı markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜNE, Davalı yana ait …. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 150,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 1.239,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır