Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/402 E. 2021/259 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/402
KARAR NO : 2021/259

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/11/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin deri ve tekstil alanında geniş müşteri potansiyeline sahip ve alanında öncü bir şirket olduğunu, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 23 ve 35. sınıflarda tescilli …. tescil numaralı “……” ve 25. sınıfta tescilli …… tescil numaralı “….” markalarının sahibi olduğunu, ayrıca …. tescil numaralı “….” ve ….. tescil numaralı “…. ” markalarının da müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin “……” ismini birden çok markası içerisinde değişik şekillerde kullandığını, müvekkili adıma tescilli diğer markalarda olduğu gibi “……” ve “…. ” markalarının da müvekkili tarafından yürütülen yoğun pazarlama ve tanıtım faaliyeti sonucunda tanınmış marka haline geldiğini, müvekkilinin bu markasının sadece ülke çapında değil, uluslararası alanda da oldukça yoğun faaliyet gösteren ve bilinen bir marka olduğunu, davalıya ait “….” markasının ise müvekkilinin “……” ve “….” markalarından daha sonra tescil edildiğini, davalının müvekkilinin “……” ibareli markasını kendi markası içerisinde kullandığını, davalının marka kullanımının müvekkilinin tescilli markası ile benzerlik gösterdiğini ve iltibas yarattığını, davalının müvekkiline ait “…..” ibareli markasını içeren “…..” markasının, tamamen kötü niyetle oluşturulduğunu ve müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına tescilli …. tescil numaralı “….” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının hak düşürücü süre içerisinde davasını ikame etmediğini, müvekkilinin “….” markasını on iki yıldan bu yana (2005 yılından beri) kullandığını, müvekkilinin “….” ibareli markasının TPMK nezdinde ….. tescil numarası ile tescilli olduğunu, 29.11.2013 tarihinde aynı marka tescilinin 25 ve 35 numaralı ürün gruplarında yenilenerek kesintisiz olarak kullanıldığını, dolayısıyla davacının, dava konusu markanın hükümsüzlüğü davasını üç yıllık hak düşürücü süre içinde ikame etmediğinden huzurdaki davanın reddi gerektiğini ve davacının müvekkilinin markayı 2013 yılından bu yana kullandığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin karışıklığa neden olmayacak şekilde tescil ettiği markasını basiretli ve iyi niyetli bir tacir olarak kullandığını, davacının kötü niyet iddiasının soyut ve gerçek olmaktan uzak olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olarak anılan markayı kullandığına dair davacı tarafça herhangi bir kanıt sunulamadığını, ayrıca müvekkilinin “…..” ibareli markasının 27.08.2008 tarihinde tescil edildiğini, davacının “….” markasının ise daha sonraki tarihli olduğunu, müvekkil şirketin markası ile davacı şirkelin markaları arasında benzerlik bulunmadığını, zira “….’ kelimesinin sinema, tiyatro, müzik, dans, bale ve benzeri, sanata yıllarını vermiş, alanında çok usla ve tanınmış olan kadın sanatçı anlamına geldiğini, bu denli genel ve yaygın kelimenin kullarım hakkının tek bir şirket tekelinde bulundurulmasının marka hukuku ve rekabet hukuku açısından ciddi sakıncalar doğuracağını ve böylesi bir kelimenin marka isimlerinde bulundurulmasının iltibasa yol açmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına olan ….. tescil numaralı “…..” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. tescil numaralı “……” esas unsurlu markaların davacı adına, …. tescil numaralı “…..” ibareli markanın ise 29/11/2013 tarihinden itibaren on yıl müddetle davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmıştır. İtiraz üzerine bu kez üçlü heyetten rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu raporda sonuç olarak, davacının ….. ve ….. tescil numarası ile tescilli “…” ve ….. tescil numaralı “…..” markalarının hak sahibi olduğu, davalının 18/08/2009 tarihinde 25. Sınıftaki emtialar için tescil edilmiş olan ….. tescil numaralı “…” markasının 18/08/2019 tarihi itibariyle tescilinin yenilenmemiş olması nedeniyle müddet olduğu, davalının “….” şeklindeki tüm unsurları aynı marka için …. tescil numarası ile 25 ve 35. sınıfta genişleterek markasını tüm unsurlarını muhafaza ederek aynı şekilde tescil ettirdiği, markaları tescil kapsamları da gözönüne alarak karşılaştırıldığında, davacının …. tescil numaralı markaları ile davalı adına olan …. tescil numaralı “…..” ibareli markasının görsel ve fonetik olarak benzer olduğu, kavramsal farklılıklar olsa da bu farklılıkların davalının markasını davacı markasından uzaklaştırmaya yeterli olmadığı, markaların tescil kapsamlarında yer alan mallar ve hizmetlerin orta düzeyde tüketiciye hitap eden mallar ve hizmetler olduğu, davalının sözkonusu markasını tescil kapsamında kullanması halinde orta düzeydeki tüketici kitlesi nezdinde iltibasa neden olabileceği, mahkemece yukarıdaki belge ve bilgiler ile yapılan tespitlerin, davalı tarafından markanın 2008 yılından itibaren (ilk marka tescili ….) 25.sınıfta yer alan “Giyim eşyaları”nda ve bu giyim eşyalarının tanıtım ve pazarlamasında 2013 yılına kadar ve sonrasinda da kullanildiği, davacının davalı ile ayni sektörde faaliyet gösterdiği, davalının ….. tescil numarası ile tescil edilmiş olan markandan ve bu marka ile yürüttüğü ticari faaliyetinden haberdar olabileceği, bu bilgiye erişiminin mümkün ve kolay olduğu, hem Türk Patent hem de internette yapacağı basit bir araştırma ile bu bilgilere erişebileceği, buna rağmen davacının 2008 yılında tescil ettirdiği “….” ibareli markasının hükümsüzlüğünü talep etmediği, davalının sözkonusu markasını kullanmasına itiraz etmediği, tamda … tescil numaralı markanın müddet olmasından kısa bir süre sonra hükümsüzlük davasını açmış olmasının takdiri Mahkemeye ait olmak üzere MK 2.maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanımı olduğu, tüm bunlar ve dosya münderacatı ile yapılan tespitler çerçevesinde; nihai takdir Mahkemeye ait olmak kaydıyla davalının 29/11/2013 tarihinde ….. tescil numaralı markasını kötüniyetle tescil ettirmediği belirtilmiştir. Bu rapor dosya kapsamı ile uyumlu olduğundan itibar edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor birlikte değerlendirildiğinde; …… tescil numarası ile tescilli “……” ve …. tescil numaralı “…..” ibareli markalar davacı adına tescillidir. Davalı adına 18/08/2009 tarihinde 25. Sınıftaki emtialar için tescil edilmiş olan …. tescil numaralı “….” markasının 18/08/2019 tarihi itibariyle tescilinin yenilenmemiş olması nedeniyle müddet olduğu, davalının “…….” şeklindeki tüm unsurları aynı marka için …… tescil numarası ile 25 ve 35. sınıfta genişleterek markasını tüm unsurlarını muhafaza ederek aynı şekilde tescil ettirdiği görülmüştür. Markaların tescil kapsamları da gözönüne alarak karşılaştırıldığında, davacının …. tescil numaralı markaları ile davalı adına olan …… tescil numaralı “…….” ibareli marka görsel ve fonetik olarak benzerdir. Kavramsal farklılıklar olsa da, bu farklılıkların davalının markasını davacı markasından uzaklaştırmaya yeterli olmadığı, markaların tescil kapsamlarında yer alan mallar ve hizmetlerin orta düzeyde tüketiciye hitap eden mallar ve hizmetler olduğu gözetildiğinde, davalının sözkonusu markasını tescil kapsamında kullanması halinde orta düzeydeki tüketici kitlesi nezdinde iltibasa neden olabilecektir. Ancak, dosya kapsamı delillere göre davalı tarafından markanın 2008 yılından itibaren (ilk marka tescili 2008/51111) 25.sınıfta yer alan “Giyim eşyaları”nda ve bu giyim eşyalarının tanıtım ve pazarlamasında 2013 yılına kadar ve sonrasinda da kullanıldığı, davacının davalı ile ayni sektörde faaliyet gösterdiği, davalının ….. tescil numarası ile tescil edilmiş olan markandan ve bu marka ile yürüttüğü ticari faaliyetinden haberdar olabileceği, bu bilgiye erişiminin mümkün ve kolay olduğu, hem Türk Patent hem de internette yapacağı basit bir araştırma ile bu bilgilere erişebileceği, buna rağmen davacının 2008 yılında tescil ettirdiği “…….” ibareli markasının hükümsüzlüğünü talep etmediği, davalının sözkonusu markasını kullanmasına itiraz etmediği, tamda …… tescil numaralı markanın müddet olmasından kısa bir süre sonra hükümsüzlük davasını açmış olmasının MK 2.maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanımı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalının önceki tarihli müddet dolan markası da gözetildiğinde, tescilde kötü niyetin de bulunmadığı, dava konusu markanın tescil tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK 8/son maddesi ve 35/2. maddesi dikkate alındığında 2 yıl içerisinde hükümden düşen markası ile aynı/benzer bir markanın başkalarınca tesciline karşı çıkabilme imkanı bulunması da gözetildiğinde, …… tescil numaralı markanın düşen …… tescil nolu markanın devamı mahiyetinde olduğunun kabulü ile, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 3.000,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
7-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır