Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/394 E. 2020/314 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/394
KARAR NO : 2020/314

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin ve Markaya Tecavüzün
Önlenmesi, Men’i
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/12/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı firmanın tescilli markaları olan “……….”, ………”, “………..”, “……..”, “……….. ” markalarının tanınmış marka olduğunu, tescilinin tüm sınıflarda korunması gerektiğini, Türkiye’de tüm sektörlerde tanınmış bir marka olup en çok satılan spor ürünleri markalarından biri olduğunu, davalının TPMK’ya 27.03.2019 tarihinde ……… başvuru numarası ile başvuruda bulunmak sureti ile ” …….. ” markasını 25. sınıfta bulunduğu başvurusunun bültende yayınlandığını ve dava konusu markanın 30.09.2019 tarihinde tescil edildiğini, Davalının, ………. markasının tescili, davacının 556 sayılı KHK ve 6769 Sayılı SMK ile koruma altına alınan haklarına aykırılık oluşturduğunu, davacının “……… şekil, ……… şekil, ve devamındaki “……….” ve “……..” ibareli markaları TPE nezdinde tescil edildiğini, Ayakkabı sektöründe “……..” harfinin davacıyla özdeşleştiğini, bir ürün üzerinde harf görüldüğü zaman tüketici nezdinde akla gelen ilk markanın davacı markası olduğunu, davalının ürünlerinde ve markasında kullanmış olduğu ……….. harfinin, davacının kullanmış olduğu ……… logosuna birebir benzemekte olduğunu, ……… harfi ile ilgili yüzlerce farklı kombinasyonla tasarım yapılabilecekken davacının markasına birebir benzeyen bir …….. harfini kullanılması müvekkilin tanınırlığından faydalanma kastını açıkça ortaya koyarak davacıya ait markaların tanınmışlığından faydalanma çabasını açıkça gösterdiğini, “………..” markasına ilişkin Ankara …….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde ……… Esas sayılı ile açılan dosyada hazırlanan bilirkişi raporunda davalı markası olan ……… markası ile davacının ……… markalarının benzer olduğunu, marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalinin de bulunduğu ve ……… markasının ………. markasına benzer olmadığını içeren YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğuna da yer verildiğini, bu dosyanın sonuçlandığını, davanın kabulüne karar verilmiş mahkeme davaya konu ……… markası ile davacının …….. markasının benzer olduğunu, tüketici nezdinde karıştırma ihtimali bulunduğunu belirterek ……… markasının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ……… markası için davanın kabulüne ve ……… markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesinden de anlaşılacağı üzere davacı markası olan ……….’e benzer olarak oluşturulan markalar müvekkil markasının bir serisi olarak algılanacak olup halk tarafından karıştırılma ihtimalinin de bulunduğunun mahkemece verilen kararla sabitlendiğini, “………..” markasının yanına ek eklenerek oluşturulacak markanın davacı markalarının bir seri markası olarak algılanacağından ve davacının tanınırlığından yararlanma amaçlı sair marka olarak işlev göreceğinin bilirkişi raporundan da anlaşıldığını ve bu markanın davacının “………..” markalarının bir alt serisi olarak algılanacağından bu benzer marka için de markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, davalıya ait …….. sayı ile tescilli “……….” markasının hükümsüz kılınmasını, sicilden terkinini, tecavüzün önlenmesi ve men’ini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 2015 yılında “………. ” markasıyla ayakkabı sektöründe faaliyete başladığını, 2018 yılında ise ikinci marka olarak “………” markasıyla üretime devam etmekte ve 25.000 adet ayakkabı üretmekte olduğunu, markanın 27/03/2019 tarihinde tescil edildiğini, davacıyla aynı ticari alanda faaliyet gösterilmesinin marka ihlali ve marka benzerliği için haklı ve geçerli neden olmadığını, çünkü marka ve ayırıcı özellik harf, yazım şekli, geometrik şekil gibi nitelikleri esas alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının tescilli markalarında “………. ” harfinin diğer harflerle birlikte yazıldığını yada……. harfinin tek başına kullanıldığını, davacının markasındaki …… harfinin kalın ve çerçeveli bir yazım ile çizildiğini, …….. “markasının ise yazı karakterinin çok farklı olduğu gibi marka içindeki ……… harfi değil belirgin olanın üst kısımdaki bumerang şekli ile alt kısımdaki kuşak şekli olduğunu, müvekkilin markası bir bütün olarak incelendiğinde belirgin olanın bumerang tarzı şekil ve scor kelimesi olduğunu, …….. kelimesi ise tek başına harf olarak eklenmeyip, ince bir yazım ve kuşak ile markayı tamamladığını, buradaki ……. harfinin yazım tarzı ve uzun kuşak ile belirginliği açıkça görünmekte olduğunu, bu haliyle davacının markasıyla hiçbir benzerliği olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına ……. sayılı “………” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ve markaya tecavüzün önlenmesi ile men’i taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 14/10/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı markasının farklı bir kompozisyon, anlam ve içerik kazandığı, okunuşunun bir bütün olarak farklı olduğu, görsel ve anlam itibariyle de bir benzerlik bulunmadığı, taraf markalarının bütünü itibariyle bıraktığı etkinin de farklı bulunması sebebiyle karıştırılmaya sebebiyet verebilecek derecede aralarında yakınlık bulunmadığı, tarafların emtialarının, faaliyet alanlarının ve müşteri kitlesinin benzerliği söz konusu olsa da, davalı markasının farklı bir marka algısı yarattığı, dolayısıyla markalar arasında bir ilişkilendirme, idari veya ekonomik bir bağ kurma ihtimalinin ve genel anlamda markalar arasında iltibasın oluşmayacağı, bu nedenle davalı markası açısından SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında iltibasa dayalı olarak hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı ve marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın söz konusu olmadığı ve dolayısıyla davalı eyleminin SMK uyarınca marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı markaları ile davalı markası bütün olarak incelendiğinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadıkları, karıştırma ihtimali ,markalar arasında bir ilişkilendirme, idari veya ekonomik bir bağ kurma ihtimalinin ve genel anlamda markalar arasında iltibasın oluşmayacağı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.24/11/2020

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ………..
e-imzalıdır