Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/37 E. 2020/173 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/37 Esas
KARAR NO : 2020/173

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/01/2019
KARAR TARİHİ : 09/09/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2015-2016 yıllarından itibaren Dünya’da popüler olan ……. fikrini uygulamaya koymak istediğini, müvekkiline ait “…… adlı işletmenin ……. üzerinde meşhur olması üzerine davalı tarafın ihtarname keşide ettiğini ve müvekkilinden işletmesini tümden değiştirmesini istediğini, davalının 5-6 ay önce kurulduğunu, herhangi bir faal işletmesinin olmadığını, ticaret sicildeki adresine gidildiğinde, 350-400 m2’lik alana ve 100 kişiye hizmet everecek kapasiteye sahip davalının işletmesinde hiçbir faaliyetin bulunmadığının görüldüğünü, müvekkilinin 2017 yılında çiçekçi/kafe işletmesini hayata geçirmek için, dava dışı …… Tasarım Tirzm. İnş. San. Ve Dış. Tic. Şti. İle 20.12.2017 tarihinde çiçekçi kafe tasarım sözleşmesi imzalandığını, birkaç aylık çalışma sonunda proje çizimlerinin müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin popülerlik kazanması ertesinde, davalı tarafından Beyoğlu ….. Noterliği aracılığıyla 15.01.2019 tarihli,……. yev. Sayılı ihtarname gönderilerek “…….” adlı kafe konseptinin kendilerine ait olduğunun, kafe çizimlerinin desen olarak FSEK kapsamında eser olduğunun, Kültür Bakanlığı nezdinde tescil edildiğinin, müvekkilinin kullandığı kafe konseptinin haksız rekabete yol açtığının iddia edildiğini, bu ihtarname üzerine noter aracılığıyla 21.01.2019 tarihli …… yevmiye nolu tutanak ile yapılan tespitte davalı adresinde faal bir işletmenin bulunmadığının kayıt altına alındığını, davalı tarafın işbu davanı açıldığı tarihte tescilli tasarımının bulunmadığını, davalının sadece tasarım başvurusunun bulunduğunu, davalının kafe çizimlerinin FSEK açısından hususiyet taşıyan sanat mahsulü olamayacağını, tasarım hukuku açısından da yeni ve ayırt edici sayılamayacağını Dünyadaki çiçek kafelerin hepsinde davalının çizimlerindeki pembe renklerin, pembe tonlarındaki çiçeklerin, çiçek duvarlarının ve çiçekli süslemelerin kullanıldığını, müvekkilinin işletmesi ile davalının çizimleri arasında mimari, dekorasyon, mobilya, zemin, tavan ve duvar noktalarında açık farklılıkların bulunduğunu iddia ederek davalıların TPMK’na yapmış oldukları 30.11.2018 tarihli ve ……. tasarım tescili başvurularının işbu dava sonucunda verilecek karar kesinleşinceye kadar sonuçlandırılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine veya davalıdır şerhi konulmasına, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş olan …… nolu tescil kaydının devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine veya davalıdır şerhi konulmasına, davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …… kafe konseptini ve buna ilişkin mekan tasarımları gerçekleştirdiğini, Suadiye/İstanbul’da özgün ve yeni çiçekli alan tasarımları ile ayırt edilen kafe işletmesini hayata geçirdiğini, bu mekan tasarımını TPMK nezdinde …… tescil nosu ile tasarım tescil başvurusuna konu ettiğini, İstanbul ……. FSHHM’nin …… D.İş sayılı doya kapsamında 24.10.2019 tarihinde davacı işletmesinde yapılan delil tespiti sonucunda elde edilen rapor sonucunda işletmeler arasındaki genel kopnseptin birbirine benzer olduğunun saptandığını, davacının sınırsız seçene özgürlüğüne sahip olmasın arağmen, kendi kafe işletmesini davalının kafe işletmesinin iç mekanı ile benzer biçimde dizayn ettiğini, davacının müvekkilinin eser veya tasarım belgesindeki tarihten sonraki tarihli veya hiç tarih taşımayan görsellere delil olarak dayanmasının mümkün olmadığını, davacının delil tespiti yaptırdığı yer olan davalının tadilat gören ve iç mekan tasarımının uygulandığı şubesinin ticaret siciline kaydının 05.11.2018 olduğu davalının eser ve tasarıma konu ettiği iç mekan konseptini daha önce kendi şirketinin merkezinde kullandığını; davalının şirket merkezinin kafe bölümündeki konseptin 05.11.2018’de Suadiye’deki şubeye taşınarak aktif hale getirildiğini; kafe konseptinin ilk olarak kullanıldığı şirket merkezinin 19.06.2018 tarihinde açıldığını; buna karşılık davacının açılışının 09.10.2018 tarihine karşılık geldiğini, kafe konseptinin şubenin açılış tarihi olan 05.11.2018 tarihinden itibaren kullanıldığını, davacının dava dışı …… Mimarlık şirketi ile 20.12.2017 tarihinde imzaladığı çiçekçi kafe tasarım sözleşmesinde belirtilen tarihin sahde delil mahiyetinde olduğunu, müvekkilinin kafe konseptinin “…… ” olarak korunabilecek bir iç mekan tasarımına karşılık geldiğini belirterek, dava şırtı yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalılardan … yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, bu talepleri kabul edilmedikleri takdirde, öncelikle ihtiyati tedbir talepleri yönünden karar verilmesine, nihai olarak da ispatlanamayan davanın tüm talepler yönünden reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin haksız olan davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılaması sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu tasarım tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya mahkememizce hukuki niteliği tespit edilen” davacının davalıların tasarımlarına ve/veya fikri mülkiyet kapsamında eserine tecavüzünün bulunup bulunmadığı, söz konusu tasarımın ve/veya eserin yeni ve ayırt edicilik unsurları taşıyıp taşımadığı, davacı kafe konsepti ile davalı konsepti arasında karışıklığa neden olabilecek benzerliğin olup olmadığı” hususlarında rapor tanzim etmek üzere bir FSEK uzmanı, bir marka vekili ve bir sektör (iç mimar) bilirkişilerden oluşacak heyete tevdi olunmuş; bilirkişiler düzenlenmiş oldukları 09/06/2020 havale tarihli raporlarında” davacının kafe konseptinin, FSEK ve SMK kapsamında davalıların hakların ihlal etmediği, davalının haklarına tecavüz oluşturmadığı, davacının çiçek kafe konseptini uyguladığı işletmesi ile davalının işletmesi arasında karışıklığa neden olabilecek benzerliğin ve TTK bağlamında iltibasın söz konusu olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” hususlarını bildirmişlerdir.
Davalı vekilinin rapora yönelik itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişilerin görüşlerini kabul edilebilir olmadığını, kafe konseptinin davacının konseptiyle aralarında iltibas olması ve floral kafe konseptinin dünyada yaygın kullanılan bir konsept olduğunun her türlü izahtan varest olduğunu, bilirkişiler tarafından tespit olunan ve aksi taraflarınca da tekrar vurgulanan bir diğer hususun davacının çiçek kafe konseptinin FSEK ve SMK kapsamında davalı müvekkilinin haklarını ihlal etmediği, davalının haklarına tecavüz oluşturmadığı ve karışıklığa neden olabilecek iltibasın söz konusu olmadığı şeklinde mümkün olmadığını, bilirkişilerin raporda, kafe konseptlerinin benzemediği yolundaki kanaatlerine göre haksız rekabet oluşmadığından bahsetmişlerse de davacı tarafın söz konusu kafe konseptini davalı müvekkilinden sonra kullandığını görmezden geldiklerini, taraflarınca dosyaya kafe konseptinin tescil, ilan ve kullanımına ilişkin deliller sunulmuş olmasına ve bu suretle kafe konseptinin müvekkili şirket açılışının davacı şirket açılışından önce olduğu ve konsept tasarımı daha önce kullandığı ispatlanmasına rağmen, davacı tarafça ise önceki bir tarihte kullanım ispatlanamamış olduğunu, bu nedenle itirazlarını giderecek şekilde ayrı bir bilirkişi heyetinden yeniden bilirkişi raporu alınmasına, mahkeme aksi kanaatte ise mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmesini taleph etmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde;
Dava, niteliği itibarı ile bir menfi tespit davasıdır.
Dava çeşitleri 6100 sy. HMK’nun 105. ilâ 113. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Eda davası, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkum edilmesinin talep edildiği dava türü olarak tanımlanmışken, tespit davası ise mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edildiği bir dava çeşidi olarak açıklanmıştır.
Yine 6100 sy. Kanunun 106. Maddesinin ilk fıkrasında tespit davası ile ilgili genel bir tanımlama yapıldıktan sonra takip eden fıkralarında kanunla belirtilen istisnai durumlar haricinde bu davayı açanın diğer dava türlerinden farklı olarak dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması şart olarak öngörülüp, maddi vakıaların da ayrıca tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı kural altına alınmıştır.
Tespit davası, eda davasına göre istisnai bir davadır. Bu durum ise eda davalarında hukuki menfaatin varlığı esas iken tespit davasında ise bunun varlığının ispatının şart koşulmasından kaynaklanmaktadır ki bu hal usul ekonomisinin de bir gereğidir.
Somut olayda, dava dilekçesine ekli belgelerden anlaşıldığı üzere; davalılar, davacıya Beyoğlu …… Noterliği vasıtasıyla 15.01.2019 tarihinde davaya konu tasarıma tecavüz fiillerinin durdurulması aksi halde hukuki yollara başvurulacağı ihtaratını içeren bir ihtarname keşide ettiği, sonrasında İstanbul …… FSHHM’nin …… d.iş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduğu; bu hali ile aleyhine yöneltilen iddialar ve başvurulan hukuki yollar nedeniyle davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşı davalıların cevap dilekçelerinde belirttikleri üzere tecavüze konu ve davalı yana ait tasarımın henüz başvuru aşamasında olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi talebi mahkememizce kabul görmemiştir. Zira 6769 sy. SMK’nun 55/4 maddesinde tasarımın bu kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması halinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde ise “tescilsiz tasarım ” olarak korunacağı hükme bağlanmıştır. Başvuru aşamasında olup da henüz yayımı gerçekleşmemiş başvurulara tescilsiz tasarımlara ilişkin kopyalama hükmü (SMK 59/2 md ) uygulanır. Bu hükümler çerçevesinde tecavüz iddiasından kaynaklı dava ve talep haklarına sahip olan davalı tarafa karşı menfi tespit davasının açılabileceği anlaşılmıştır.
Davalılar vekili, aynı zamanda cevap dilekçesinde davalılardan ……. yönünden husumet itirazında bulunmuş ise de; söz konusu davalının diğer davalı şirket yetkili ortağı olduğu ve davacı yana tecavüz iddiaları ile Beyoğlu …… Noterliğinin 15.01.2019 tarihli ihtarnamesini keşide ederek husumeti aldığı, davacının karşı karşıya olduğu tecavüz iddialarına sahip kişiye karşı menfi tespit davasını açmış bulunduğu ve tescilsiz tasarımda hak sahipliği konusunda da somut olayda net bir değerlendirme yapılamayacağı anlaşıldığından söz konusu davalının menfi tespit davasında pasif husumet ehliyeti bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Tarafların davaya konu iddiaları niteliği itibarı ile tanık delili ile ispatlanacak hususlardan olmadığından tanık dinletme talepleri reddedilmiştir.
Davanın esası hakkında yapılan değerlendirmelerde ise; davacı iç mekan çizimi ve uygulanması konulu sözleşmesini 20.12.2017 tarih de imzalamış, davaya konu kafesinde ise faaliyetine 09.10.2018 tarihinde başlamıştır. Davalı şirketin kuruluş tarihi ise 19.06.2018’dir. Ancak davalı şirket bu tarih itibarı ile davaya konu mekan konseptini kullanmaya başladığına ilişkin delil sunamamıştır. Davalı yan, tasarım başvurusunu 30.11.2018 tarihinde gerçekleştirmiştir. 11.12.2018 tarihinde ise kafe konseptini Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde desen olarak tescil ettirmiştir. Buna göre dosyaya sunulu deliller ışığında davacının kendi kafe konseptini davalı taraftan önce kullanmaya başladığı anlaşılmaktadır.
Bunun dışında bilirkişilerin sunmuş oldukları raporlarında ;
“….. konseptinin harcı alem olan bir çok unsuru (örn. Dekorasyonda çiçek duvarının, pastel renklerin, çiçek yumaklarının tercih edilmesi vs.) içermesi sebebiyle davalının işletmesinde ilgili pazarda jenerikleşmiş olan unsurların birden fazlasının bir arada kullanıldığı ve ortaya çıkarılan konseptin mevcut tasarımların özgünlüğü çok yüksek olmayan bir yorumu mahiyetinde olduğu”
“Bu bağlamda masa sandalye, çiçek sepetleri, çiçek duvarı, pembe ve pastel tonların ilgili pazarda harcı alem unsur olduğu tek kişinin tekeline bırakılamayacağı davacının kafesindeki mobilyaların renk tonunun desenlerin, iç mekandaki çiçek konumlandırmalarının ve yazıların bir bütün olduğu bunların davalıdan farklılaştığı”
“Tarafların markalarının işletme adlarının ve unvanlarının farklı olduğu benzerlik gösteren dekoratif iç mekan tasarımlarının ise çok farklı teşebbüslerce ortaklaşa kullanılan unsurlardan ibaret olduğu ve işletme kökenini gösterme vasfı taşımadığı”
“Davalı açısından ilgili pazardaki harcı alem, ortaklaşa kullanılan dekoratif ve estetik mahiyet taşıyan kafe tasarım unsurlarının işletme kökenine işaret eden bir bütün olarak görüldüğünün kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu bağlamda kafe konsepti tasarımı açısından kullanılan renklerin özel bir kombinasyon oluşturması yahut kullanılan malzemenin uygunlanması, tasarımı ayırt edici kılabileceği ve bu durumda tasarım korumasından söz edilebileceği fakat bir rengin yahut malzemenin tek başına tasarım kapsamında korunmasının mümkün olmadığı”
“Davaya konu konseptin FSEK mad. 4/4 anlamında el işleri ve küçük sanat eserleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği bu konseptin harcıalem özellikleri nedeni ile hususiyet unsurunun bulunmadığı bu çerçevede FSEK 4/4 maddesi anlamında güzel sanat eseri olmadığı”
“…….. konseptinin Dünya trendlerinin belirleyicileri tarafından tüm Dünyaya servis edilmiş ve yayılmış bir konespt olarak geliştiği bu nedenle de Türkiye’de de yapılan uygulamaların yenilikçi ve özgün tasarımlar olmadığı, bu nedenle anonim bir konsept için birbirinin kopyası şeklinde değerlendirmenin mümkün olamayacağı”
Şeklindeki tespit ve görüşlerine mahkememizce de aynı şekilde iştirak edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; davacının İstanbul ili Beşiktaş ilçesi ….. Mahallesi, No:…… adresinde bulunan davacı şirkete ait “…… ” isimli işletmesinde kullanılan …… tescil numaralı tasarım kapsamında olan kafe konseptinin davalının …… numaralı başvuru aşamasında bulunan tescilsiz tasarımına SMK ve FSEK kapsamında tecavüz oluşturmadığının ve haksız rekabet oluşturmadığının TESPİTİNE, Muarazanın bu şekilde giderilmesine,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 466,70 TL tebligat/posta masarfı olmak üzere toplam 3.355,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır