Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/360 E. 2021/163 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/360
KARAR NO : 2021/163

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Tecavüzün Önlenmesi, Men’i
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin tescilli markaları olan ” …….. ” markalarının Türkiye de tüm sektörlerde tanınmış bir marka olduğunu ve en çok satılan spor ürünleri markalarından biri olduğunu, piyasanın lider markalarından olduğunu, davalı TPMK nezdinde ……… başvuru numarası ile “…….. ” markasını 10, 25 ve 35.sınıfta 11/06/2015 tarihinde tescil ettirdiğini, davalının …….. markasının müvekkilinin “…….. ” ve “…….. ” ibareli markalarının tescilinden yararlandığını, davalının ürünlerinde ve markasında kullanmış olduğu “……… ” harfinin tasarımı, müvekkilinin kullanmış olduğu “……… ” tasarımına birebir benzemekte olduğunu, “……. ” harfi görüldüğü zaman tüketici nezdinde akla ilk gelen markanın müvekkilinin markası olduğunu, davalının bu eyleminin müvekkilinin tanınırlığından faydalanma kastını açıkça ortaya koyduğunu, davalının kullanımlarının müvekkilinin tanınmışlığına zarar verdiğini ve kötü niyetini açıkça gösterdiğini iddia ederek, davalıya ait markaların kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını , davalıya ait …….. sayı ile tescilli “……..” markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, müvekkiline ait markalara tecavüzün önlenmesini ve me’ini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının tanınmış marka maliki olduğunu iddiasına itiraz ettiklerini, davacının tüm spor ürünlerde yaygın biçimde kullanım iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin iltibas amacı ve kastı olmadığını, müvekkilinin piyasada özellikle “……… ” markası ile tanındığını, faaliyet gösterdiğini, davacının rakibi firmalardan olduğunu, müvekkilinin dava konusu marka müracaatını 2014 yılında yaptığını, 2015 yılında tescil aldığını, iş bu davanın açıldığı 5 yıllık süreçte çekişmesiz biçimde kullanıldığını, davacının tam 5 yıldır müvekkilinin marka kullanımına ses çıkarmadığına, davacının müvekkilinin marka kullanımına, markaya ticari yatırımlar yapmasına sessiz kalıp, daha sonra iltibas ve tecavüz iddiası ile huzurdaki davayı açmasının Türk Medeni Kanunu’na aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının markasından doğan haklarını ihlal etmediğini ve davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına …….. sayı ile tescilli “………. ” ibareli markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini, markaya tecavüzün önlenmesi ve men’i taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 14/10/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı markası açısından SMK m.6/1 kapsamında iltibasa dayalı olarak 25. sınıfta yer alan emtialar ve 35. sınıf içinde yer alan 25. sınıfa dair emtialar açısından hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, markaya tecavüz açısından, davalıya atfedilen eylemler için iddiaya konu kullanım şeklini gösterir herhangi bir evrak dosyada yer almadığından, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapma imkanının olmadığı belirtilmiş ve davalı vekilinin rapora itirazı üzerine alınan ek raporda bilirkişi, kök raporda varılan sonuçlardan dönülmesini gerektiren bir durum olmadığını belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna da itirazı üzerine, dosya resen seçilen bir marka uzmanı, bir tasarım uzmanı ve bir de ayakkabıcılık sektöründen oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 20/04/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalı yan adına tescil edilmiş olan dava konusu görselini içerir ……. kod numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 5. Sınıfında yer alan “Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri” emtiaları bakımından ve 35. Sınıfında “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri, iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri, mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğünün koşullarının oluştuğu, dosya münderecatından da davalın yanın ilgili markasal kullanımlarına, ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu meyanda davacı yanını markaya tecavüz iddiaları bakımından herhangi bir inceleme vc değerlendirme yapılamadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve birbirini doğrulayan bilirkişi raporlarına göre; davalı adına tescilli markanın önceki tarihli davacı markaları ile bilirkişi raporlarında belirtilen emtialar yönünden halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu anlaşılmakla, bu kısım yönünden davanın kabulü gerekmiştir. Davalı vekili dava konusu marka tescillerinin müddet olan ……… tescil nolu markanın devamı mahiyetinde ve bu marka tescilinden dolayı müktesep hakları olduğunu iddia etmiş ise de, dava konusu markanın dayanak bu markadan çok farklı olup, davacı yana ait markalara yakınlaştığı görülmekle, bu savunmaya itibar edilmemiştir. Dosya münderecatından davalın yanın ilgili markasal kullanımlarına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu meyanda davacı yanını markaya tecavüz iddiaları bakımından dava sübut bulmadığından reddedilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalı adına tescilli …….. tescil nolu markanın tescilli olduğu 25.sınftaki “koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri” emtiaları bakımından ve 35.sınıfta “koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, baş giysileri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Fazlaya dair taleplerin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davanın kısmen kabulü nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 255,50 TL tebligat-tezkere ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.455,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 722,75 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 3.000,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 1.500,00 TL’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgililerine iadesine,
10-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.08/07/2021

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……….
e-imzalıdır