Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/36 E. 2020/42 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/36
KARAR NO : 2020/42

DAVA : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i
DAVA TARİHİ : 23/01/2019
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/02/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin 1960 yılında ünlü tasarımcı ….. tarafından kurulmuş ve tekstil sektöründe ürünleri ile tüm dünyada tanınmış “……” markasının yaratıcısı ve sahibi olduğunu, Müvekkili markasının 1970’li yıllardan beri gerek …. ve ….. gibi gerek uluslararası, gerekse de ulusal kuruluşlar nezdinde dünya genelinde tescilli olduğunu, müvekkili markalarının Türkiye’de Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde de tescilli olduğunu, “……” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde ….. numarası ile tanınmış marka olarak tescilli bulunduğunu, … Kargo Gümrük Müdürlüğü’nün …. sayılı yazısı ile müvekkil marka ve logolarını taşıyan 31kg ağırlığındaki metal aksesuarların, davalı … adına işlem gören …. tarih ve sayılı beyanname muhteviyatı içerisinde tespit edildiğini ve gümrük işlemlerinin, müvekkilimizin markasının haksız ve izinsiz kullanımlarına engel olunması amacıyla 4458 sayılı Gümrük Kanunun 57. maddesi hükümleri kapsamında 09.01.2019 tarih ve …. sayılı karar ile 10 iş günü süreyle durdurulduğunun 10.01.2019 tarihinde taraflarına bildirildiğini, hakkında durdurma kararı verilmiş ürünlerin taraflarınca incelendiğini ve söz konusu metal aksesuarların çanta, ayakkabı gibi ürünlerde kullanılmak üzere müvekkil markalarını ihtiva eden marka plakaları olduğunu tespit ettiklerini, ürünlere ilişkin fotoğrafları sayın mahkemenin bilgisine sunduklarını, söz konusu ürünlerin kesinlikle müvekkile ait olmayan, müvekkil tarafından üretilmemiş taklit ürünler olduklarını, ürünlerin müvekkilin kurumsal kimliği ile bağdaşmadığı gibi müvekkil tarafından bugüne kadar üretilmiş bir model ile benzerlik dahi göstermediğini, Davalının bu durumdan haksız menfaat elde edeceğini, müvekkil şirketinse kazanç kaybı yaşama gibi başvuru sahibince üretilen üründen memnun kalmayan müşteriler sebebiyle de prestij kaybı yaşama tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29/1 maddesine göre söz konusu eylemlerin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek, tecavüz teşkil eden tüm ürünlerin üretiminin, satışının, pazarlanmasının, dağıtımının, ithalinin ve ihracının, sergilenmesinin, herhangi bir şekilde tanıtımının yapılmasının engellenmesine müvekkile ait markalar ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzeyen markaların üzerinde kullanılarak üretilmiş, stoklanmış, depolanmış, dağıtılmış ve/veya satışa sunulmuş ürünlerin ve bu ürünlerin dağıtımı ve tanıtımı için hazırlanmış basılı malzemeler, sair tanıtım malzemeleri ve araçları ile her türlü materyalin bulundukları yerlerde el konulmasına, marka tecavüzü fiilinin tespiti, durdurulması, tecavüzün giderilmesi, marka hakkına tecavüzün devamını önlemek üzere gerekli önlemlerin alınarak müvekkile ait markalar ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzeyen markaların, davalı tarafından mal veya ambalaj üzerine konulmasının yasaklanmasına, bu markaları taşıyan malın piyasaya sürülmesinin, stoklanmasının, gümrük bölgesine girmesinin, gümrükçe onaylanmış herhangi bir işleme tabi tutulmasının yasaklanmasına, ilgili markaların iş evrakı ve reklamlarda kullanımı dahi her türlü kullanımına son verilmesine ve kaldırılmasına, tecavüz ve haksız rekabet sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda ürünlerin imhasına, davalılar tarafından gerçekleştirilen haksız rekabet fiilinin tespiti, men’i, ref’i ve haksız rekabetten doğan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından dosyaya herhangi bir yazılı belge sunulmamış ise de, duruşmadaki beyanları ile, kendisinin ben daha önce de ithalat yaptığını, söz konusu ürünleri kendisinin talep etmediğini, yurt dışındaki arkadaşının ellerinde ürün olduğunu ve kendisine gönderip satmasını söylediğini, gelen ürünlerin markalı çıktığını, kendisinin bir kabahatinin olmadığını ve davaya bir itirazının olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı adına tescilli ….” ve şekil ibareli markalarına, davalının tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men ve ref’i ile verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. Maddesi ile, birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re’sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır. Böyle bir markanın iptalinin istenmesi için tescil tarihinden itibaren en az beş yıllık bir sürenin tanınması gerekecektir. Birlik ülkeleri, kullanmanın yasaklanması talebinin yapılması için gerekli süreyi tanıyabilirler. Kötü niyetli tescil edilen veya kullanılan markaların kullanımının yasaklanmasını veya iptalini istemek için süre tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
Davacı vekilince deliller sunulmuş, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları ile ilgili Gümrük Müdürlüğü kayıtları celbedildikten sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosyaya atanan Sınai Mülkiyet Uzmanı bilirkişi Gümrük Müdürlüğü’nde el konulan ürünler üzerinde de yapmış olduğu inceleme sonucu hazırlamış olduğu 28/11/2019 tarihli tarihli raporda sonuç olarak, çantalar üzerinde “…..” ibaresinin kullanıldığı, bu kullanımın davacı firmaya ait “…..” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerinin kullanımı şeklinde olduğu, halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğuracağı, kullanımın davacının herhangi bir iznine dayanmadığının davacı beyanı ile sabit olduğu, keza ürünlerin orijinalliğine dair davalı tarafça da bir belge sunulmadığı, tespit edilen ürünlerin malzeme, işçilik ve aksesuar kalitelerinin orijinal ürünlere göre düşük kalitede olduğu, aksesuarlar açısından yapılan inceleme ise, tespit edilen aksesuarlarda “…..” ibaresinin kullanıldığı, demonte vaziyetteki bu aksesuarların, davacıya ait markalı ürünlerin taklitlerinin yapımı için kullanılacağı şeklinde yapılacak bir değerlendirmenin hayatın olağan akışına uygun olacağı ve davalın eyleminin SMK’nın 7 ve 29. maddeleri uyarınca tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil teşkil edeceği belirtilmiştir.
Buna göre; tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve alınan bilirkişi raporu topluca değerlendirildiğinde, davacı adına tescilli “…..” ibareli marka ve logosunun, davacının herhangi bir izni olmaksızın davalı yanca ithal ettiği ürünler üzerinde kullanmasının, davacının marka hakkına tecavüz ettiği gibi, haksız rekabet de oluşturduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulü ile, aşağıda yazılı olduğu üzere, davalının davacı adına tescilli markalarına tecavüzünün tespitine, durdurulmasına, giderilmesine, tecavüz ve haksız rekabet sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda …. Kargo Gümrük Müdürlüğünün ….. sayılı durdurma kararına konu davacı markalarını taşıyan tüm ürünlerin imhasına ve verilecek hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek bir gazetede ilanına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli …. tescil numaralı “…..”, …. tescil numaralı “…..”, …. numaralı “…..”, ….tescil numaralı “…..”, ….. tescil numaralı şekil markası, … tescil nolu “.. ….. “, … tescil nolu “…..”, …. tescil nolu şekil markası,…. tescil numaralı “…. + şekil” markalarından doğan haklarına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, tecavüz ve haksız rekabet sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda ……. Kargo Gümrük Müdürlüğünün….. sayılı durdurma kararına konu davacı markalarını taşıyan tüm ürünlerin ve el konularak imhasına,
Karar kesinleştiğine, masrafı davalıdan alınarak hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan tirajı en yüksek bir gazetede ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 113,05 TL tebligat-tezkere ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.701,85 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.11/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır