Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/355 E. 2020/293 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/355
KARAR NO : 2020/293

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Mahkememizin …… esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesi ile, müvekkilinin TPE de tescilli ……. kod numaralı ve 06,07,19 ve 37. Sınıflarda tescilli olan ……. şekil …… kod numaralı ve 06, 07, 19 ve 37 sınıflarda tescilli olan ……. , …. kod numaralı 06, 07 ,19 ve 37 sınıflarda tescilli olan ……. GÜVENLİ İSKELE SİSTEMLERİ, …… kod numaralı ve 06,07,19 ve 37 sınıflarda tescilli olan ……. KALİTELİ ÜRÜN KUSURSUZ HİZMET , ……. kod numaralı ve 42, 45 ve 35 sınıflarda tescil aşamasında olan ……. ibareli müvekkil markaları basımından davalının müvekkil firmaya ait ……. hakim unsurlu markalar ile iltibasa sebebiyet verecek biçimde …… ibaresi ile kullanımlarını sürdürmesinin hukuka aykırı olup müvekkilin marka korumasından doğan haklarını ihlal etmekle birlikte söz konusu eylemlerinin 556 sayılı markanın korumması hakkında kanun hükmünde kararname uyarınca müvekkilin tescilli marka korumasından doğan haklarına tecavüz ve 6102 sayılı TTK. uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının adı geçen markalara vaki tecavüzünün tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesine, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni , durdurulması ve önlenmesine, müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin …… ibaresini içeren ticaret unvanını 07.08.1989 tarihinde kaydettirdiğini, ticaret unvanının çekirdek kısmını oluşturan …… unvanını markasal etki oluşturacak şekilde 1995 yılından beri kesintisiz şekilde aralıksız olarak kullandığını, bu kullanımın davacının unvanının, markalarını tescil ettirdikleri tarihten çok önce olduğunu, …… ibaresini marka olarak tescil ettirmek için başvuruda bulunduklarını, davacı tarafın buna itiraz ettiğini ve sürecin devam ettiğini, basiretli tacir sıfatıyla müvekkilinin 1995 yılından beri ticaret siciline tescili bulunan ve tüketiciler nezdinde maruf meşhur bulunan …… ticaret unvanından ve bu ticari unvanın markasal etkisinden ……. Yapı Ekipmanları San. Ve tic. A.Ş nin haberdar olmasına rağmen bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, tetkikinde; ……. şekil markasının ……. sayı ile 06, 07,19,20,37 sınıflarda 19.11.2007 tarihinde sicile kaydedilen markanın 29.11.2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile yenilendiği, ……… markasının 06,07,19,37 sınıflarda 26.09.2008 tarihinde sicile kaydedilen markanın 04.10.2007 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile …… GÜVENLİ İSKELE SİSTEMLERİ markasının 06, 07, 19, 37. sınıflarda 13.12.2010 tarihinde sicile kaydedilen markanın 08.12.2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile …… sayılı ……. kaliteli ürün kusursuz hizmet şekil markasının 06,07,19,37 sınıflarda 02.11.2012 tarihinde sicile kaydedilen markanın 03.10.2011 tarihinde …… şekil markasının 42,45,35. Sınıflarda 17.05.2016 tarihinde sicile kaydedilen markanın 24.07.2015 tarihinden itibaren tescilli oldukları sahibi adına geçerliliklerinin korunduğu anlaşılmıştır.
İzmir Ticaret Sicil Odasından davalıya ait ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
Bozma öncesi yapılan yargılamada HMK.nın 266 madde gereğince markasal kullanım ve üstün hak konusunda dosyadaki mevcut delillere göre karar verilmesi mümkün olduğu, teknik bir incelemeyi gerektiren bir husus olmadığından bilirkişi incelemesinin yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargılama sonunda 22/07/2016 tarih, …… esas, ….. karar sayılı kararıyla; “davalı tarafa ait …… ibaresinin 1995 tarihinde ticaret siciline tescilden sonra faturalarda ,sipariş fişlerinde yapılan sözleşmelerde ayrıca internet alan adı , TSE ürün belgelendirilme sözleşmesi , bir çok fuar ve tanıtım katılım evraklarında, ticaret unvanını aşar şekilde kullanıldığı, markasal bir etkiye sahip olduğu ,556 sayılı KHK. 8/3 maddesi TRİPSS anlaşmasının 16. Maddesi dikkate alındığında; davalı tarafın markasal kullanımının davacı tarafa ait tescilli markadan daha önce olduğu, üstün hak nedeniyle …… ibaresi üzerinde davalı kullanımının marka hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet olmadığı, davalının kullanımının kendi hak kapsamında olduğu, defi olarak tescilli markaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle: davacı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi 30/10/2019 tarih, …. esas, …… karar sayılı kararıyla; “…gerekçeli kararda davalının …… ibaresini markasal kullandığının beyan edildiği anlaşılmışsa da; sunulan davalı delillerinin tartışılmadığı davalının …… ibaresini hangi mal veya hizmetlerde hangi tarihten itibaren markasal kullandığı, ne şekilde …… ibaresi üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğunun açıklanmadığı, faturalar üzerindeki kullanımın ticari ünvan kullanımı olup olmadığının tartışılmadığı, davalının kataloglarında ve tabelada kullanımının hangi tarihte olduğunun, davacı marka başvuru tarihlerinden önceye ait olup olmadığının, fuar ve tanıtım katılım evraklarındaki kullanımın markasal kullanım olup olmadığı ve tarihinin denetime elverişli şekilde tartışılmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyadaki delillerin taraf vekillerinin iddiaları yönünden usulüne uygun olarak incelenerek ve gerekçede tartışılarak, gerekirse sunulan kayıtların ve internet sitesi üzerindeki davalı kullanımının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilerek dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Bozma sonrası yapılan yargılamada istinaf kararı doğrultusunda inceleme yapmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği görülmüş, bilirkişiler 08/09/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “dosya içeriğindeki belgelerden ve bunların irdelenmesinden davalının “……” ibaresine ilişkin davacıdan önceki kullanımlarının “unvansal” niteliğinin yanında pek çok evrakta ve ticari belgede “……… vasıfta olduğu; davalının “……” ibaresine ilişkin bu markasal kullanımlarının davacının “…….” ibaresinin tescili için TPMK’ya ilk başvuru tarihi olan 2006’dan önce olduğu; somut olayda marka hukuku açısından davalının “……” ibaresi üzerinde davacıya kıyasen mülga 556 sayılı KHK m.8/3 ve m.8/5 gereği öncelik hakkına sahip olduğu; bu durumda davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet taleplerini davalıya karşı yöneltmesinin mümkün olmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 12/10/2020 tarihli rapora karşı itiraz dilekçesi ile, bilirkişi heyetince müvekkilinin tescilli markaları karşısında davalının markasal kullanım iddia ettiği kullanımları karşılaştırıldığını, ancak müvekkilinin marka başvurularından evvel markasal kullanımları bakımından herhangi bir inceleme gerçekleştirilmediğini, müvekkili tarafından davalı yanın ticaret unvanının dışında müvekkili firmaya ait tescilli markalar ile iltibas yaratacak mahiyette kullanımlar gerçekleştirdiğinden bahisle ilgili markasal kullanımların sonlandırılması talepli olarak davalı yana ihtarname gönderdiklerini, ihtara cevap olarak ihtarda yer alan hususların kendileri tarafından kabul edilemeyeceğini bildirdiklerini, müvekkili firmaya ait ……. hakim unsurlu markaların mevcut olmasına karşın davalının gerçekleştirmekte olduğu markasal kullanımların müvekkili firmanın markalarından kaynaklan haklarını ihlal eder mahiyette olduğunu, ……. ibaresinin nihai tüketici nezdinde müvekkili ile özdeşleştiğini, “…….” ya da “……” ibaresi bakımından markasal kullanıma ilişkin olarak hak sahibi olmayan davalı yanın halihazırda herhangi bir markasal hakkı haiz olmaksızın yapmakta olduğu kullanımların gerek 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile düzenleme alanı bulmuş olan markaya tecavüz, gerekse de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile düzenleme alanı bulmuş olan haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, ayrıntısı ile arz ve izah edilen nedenlerle başkaca bilirkişilerden oluşacak bir heyetten yeni rapor alınmasına karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının davacı marka haklarına tecavüzünün, haksız rekabetinin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesine talebine yöneliktir.
Toplanan delliler, alınan bilirkişi raporları ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarında davalının “…… … İnşaat Endüstri Profilleri San. ve Tic. A.Ş.” ticaret unvanı ile 14 Eylül 1995 tarihinde ana sözleşme tescili yolu ile kurulduğu, davalının söz konusu belgeden davacıya kıyasen daha önce kurulduğu ve “……” asli unsurunu ticaret unvanında davacıya kıyasen daha önceden kullanmaya başladığı; davacının ise 24 Nisan 2009 tarihindeki şirket nev’i değişikliğinden itibaren “…….” ibaresini ticaret unvanında kullanmaya başladığı görülmektedir. Ancak davacının bu tarih öncesinde “…….” ibaresini markasal yolla kullandığını gösteren bir belgeyi dosyaya sunamadığı tespit edilmiştir.
Davalının “……” ibresine ilişkin davacıdan önceki kullanımlarının “unvansal” niteliğinin yanında pek çok evrakta ve ticari belgede “markasal” vasıfta olduğu; davalının “……” ibaresine ilişkin bu markasal kullanımlarının davacının “…….” ibaresinin tescili için TPMK’ya ilk başvuru tarihi olan 2006’dan önce olduğu, hususundaki bilirkişi raporuna aynen iştirak edilmiştir.
Somut olayda davalının “……” ibaresi üzerinde davacıya kıyasen mülga 556 sayılı KHK m.8/3 ve m.8/5 gereği öncelik hakkına sahip olduğu, bu ibareyi içeren ticaret unvanını 14 Eylül 1995 tarihinde tescil ettirdiği, davalının delil olarak sunduğu19.09.1995, 11.09.1995, 09.08.1996, 11.01.1999, 26.07.1999, 03.05.2002(3 adet), 18.10.2003, 30.10.2003, 30.04.2004(2 adet), 29.04.2004 ve 26.03.2004 tarihli faturalarda; davalının imzaladığı 30.03.2004, 21.01.2004, 12.07.2005 ve 26.09.2005 tarihli kira sözleşmelerinde; davalının 12.12.2005 ve 01.03.2006 tarihli iş başvurusu formlarında; 30.09.2003 tarihli …… faturasında, 06.09.2003 tarihli ……. telefon faturasında, 20.09.2003 tarihli …… telefon faturasında, 09.10.2003 tarihli ….. Sigorta poliçesinde; 15.12.1998 ve 02.02.1999 tarihli işe giriş bildirgelerinde, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından 26.09.1996 ve 01.02.2001 tarihlerinde davalıya verilen kapasite raporlarında; 12.02.1999 tarihli Türk Standartlarına uygunluk belgesinde, davalı şirket tarafından ……. İnşaat ve İşletme A.ş, …… Dinlenme ve Bakım Evi İnşaat Şantiye Şefliğine ithafen yazılan 23.10.1998 tarihli iş programı ve 04.12.1998 tarihli revize iş programı bilgilendirme yazılarında; davalının …… ibaresini büyük harflerde koyu puntolu olarak antet biçiminde ve markasal olarak kullandığı ayrıca ……. tarihli fuarlarda davalının aynı ibareyi markasal biçimde kullandığı ve alan adı olarak tanıtım tabelalarında yer verdiği, 28 Kasım 2002 tarihinde “…….com” internet alan adını aldığı 18.07.2004 tarihinde …….com ibaresinin yani alan adının …. adı olarak davalı tarafından alındığı ve …….com alan adının oluşturma tarihinin 28.11.2002 tarihi olduğu, tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının davacının tescil tarihinden çok önceye dayalı markasal kullanımının bulunduğu ve üstün hakka sahip olduğu bu nedenle tecavüz ve haksız rekabet davasının reddinin gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸