Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/331 E. 2019/347 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/331 Esas
KARAR NO : 2019/347

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkili şirketinin Türkiye çapında yüzlerce şube ve bayisiyle çiğ köfte sektörünün öncülüğünü yapmakta olduğunu, müvekkili hem an aşubede hem de ana şubeye bağlı diğertüm şube ve bayilerde … nezdinde ………. numaraları ile tescilli oluduğunu, davalının müvekkiline ait markayı oluşturan hakim renkleri, yazı karakteri, yazılış stili ve kütekicide oluşan görsel algıyı adeta kopyalayarak kendi tabela ve ürün ambalajlarında kullandığını, davalının tabelasındaki renkler, yazı şekli, karakter geçişleri yönünden müvekkili şirketinin tescilli markasının kopyası olmakla, orta düzey bir tüketicinin müvekkili şirketi markasıyla davalının işyerindeki markayı karıştırması ve her iki firma arasında organik bir bağ olduğunu düşünmesinin kaçınılmaz olduğunu, bununla birlikte internet sitesinde davalının kullandığı görsellerin birebir taklit edildiğini, davalı şirketin ise müvekkilinden taklit ederek oluşturduğu logoyu tescilli markaymış gibi işyeri tabelasında ve işyerindeki ürünlerde kullandığını, davalının müvekkilinin … nezdinde ……. numaraları ile tescilli markasına vaki tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, davalının kullandığı markanın bulunduğu tabelaların sökülmesi, reklam amaçlı basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, davalı işyerlerinde her türlü döküman ve görsellerin kullanılmasının ve kullandırılmasının önlenmesi, internet dahil olmak üzere haksız rekabet oluşturan eylemlerin sonlandırılması ve kaldırılmasını, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 556 sayılı KHK uyarınca 1.000 TL maddi ve 9.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsili ve tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmili yönünden karar verilmesini talep etmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkemimizin …. esas sayılı dosyası üzerinden 17/10/2019 tarihli karar ile dosyanın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden tefrikine karar verilmiş ve dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 04/09/2019 tarihli tensip tutanağı gereğince davacı vekiline 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanun 18/A maddesi uyarınca arabulucu tarafından onaylanmış arabuluculuk tutanağının bir örneğinin 1 hafta kesin süre içerisinde ibraz edilmesi, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtaratının yapıldığı, davacı vekilince 16/09/2019 tarihli dilekçe ile İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun 09/09/2019 tarih ve ….. başvuru numaralı arabuluculuk formunu ibraz ettiği anlaşılmıştır.
06/12/2018 tarih ve 7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca, TTK’nın 4. Maddesi ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Dava, davacı adına kayıtlı tescilli marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsiline ilişkin olup, TTK’nın 4. Maddesinde ticari davalar düzenlenmiştir. Tarafların sıfatı ve uyuşmazlığın niteliğine göre dava, TTK 4 maddesi anlamında ticari davalardandır. Dosyanın tetkikinden, davacı yanın dava şartı olarak kabul edilen ve yukarıda belirtilen yasa gereğince arabulucuya gitmeden işbu davanın açıldığı, bu itibarla davacı vekiline muhtıra tebliği edilerek, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabalucu tarafından onaylanmış bir örneğinin ibrazı, aksi halde davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiş, davacı vekili 16/09/2019 tarihli dilekçesi ile 09/09/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağını dosyaya ibraz etmiş ise de, söz konusu dava şartının sonradan tamamlanabilir şekilde düzenlenmemesi ve her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi prensibi nedeniyle davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.931,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi.18/10/2019

Katip …

Hakim …