Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/326 E. 2021/100 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/326
KARAR NO : 2021/100

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/08/2017
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 1924 yılında …’da kurulmuş olan müvekkilinin 87 yılı aşkın süredir …’de ve dünyada spor ayakkabıları, spor ürünleri, parfümleri ve moda aksesuarları alanında iştigal ettiğini, sektöründe hem yurt içinde, hem de yurt dışında çok tanınmış ve saygın, köklü bir kuruluş olduğunu, ancak hal böyle iken davalının, müvekkiline ait ve müvekkili tarafından dünya genelinde meşhur hale getirilmiş “…” markalı “… ….” modeli olarak bilinen ayakkabının, ayırt edilemeyecek kadar benzerini üreterek piyasaya sürdüğünü ve davalı yanın bu eyleminin haksız rekabet ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek, davalı eyleminin haksız rekabet ile dürüstlük kurallarına aykırılığının tespitini, davalının eyleminin önlenmesini, söz konusu ürünlerin piyasadan toplatılması, internet sitesinden kaldırılması, gümrük alanlarından toplatılmasına karar verilmesini ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 01/03/2021 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat talebini 148.000,00 TL’ye artırmış olup, harcını yatırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesindeki tüm açıklamaların ve talebin TTK haksız rekabet hükümlerine yönelik olduğunu, davacı tarafça tescilli bir sınai mülkiyet hakkına dayanılmadığını ve bu nedenle öncelikle davanın görev nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davaya konu ayakkabı modeline benzer birçok ayakkabı modelinin, üst gövde ve tabanlarda yer alan benzerlik dahil olmak üzere, halihazırda pek çok ayakkabı üreticisi tarafından satışa sunulmakta olduğunu ve bu durumda da müvekkilinin davacı yanın iddia ettiği üzere, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlarda bulunmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 22/01/2019 Tarih, … Esas, … Karar sayılı kararı ile, “Dava, niteliği itibariyle TTK 54 ve devamı Maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespiti, men’i ve haksız rekabet nedeniyle tazminata ilişkindir. TTK’nın 55/4. Maddesine göre, “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işyeri ile karıştırılmaya yol açan önlenmer almak” birer haksız rekabet hali olarak düzenlenmiştir. Davacı dava dilekçesinde açıkça haksız rekabete dayanmıştır. Tescilsiz de olsa tasarım hakkına dayalı bir talebi bulunmamaktadır. Özel görevli olan Mahkememizin görevi 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklanan davalara ilişkindir. O halde, davaya bakma görevi genel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Görev hususu kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmek gerekir. Bu itibarla davacının davasının mahkememizin görevsizliği sebebiyle usulden reddine” şeklinde verilen karar, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 04/10/2019 Tarih, … Esas – … Karar sayılı kararı ile, “Davacının iddiası ve ortaya atılan maddi vakıalara göre, iddia olunanın ” tasarım” olup olmadığı, tasarım ise” tescilsiz tasarımın korunmasına ilişkin koşullardan yararlanıp yararlanamayacağı” hususlarının değerlendirilmesi, delil toplanması ve bu hususlarda inceleme yapılması ise anılan yasanın MADDE 156 – (1) maddesine göre Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir düzenlemesi uyarınca belirtilen ihtisas mahkemesidir. Açıklanan nedenler ve davanın dayandığı temel unsurlara göre davaya bakma görevi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olmakla, ilk derece mahkemesinin buna aykırı olarak verdiği görevsiz olduğuna ilişkin usulden red kararı yerinde görülmemiş ve bu nedenle istinaf başvurusu kabul edilerek kararın kaldırılmasına ve yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” karar verilerek dosya Mahkememize iade edilmiş olmakla, Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Dosyada davalı tarafın daha önce alınan bilirkişi raporuna itirazı ısrarlı ve ciddi olduğundan, dosyada bir sınai mülkiyet-haksız rekabet uzmanı, bir tasarım ve biri de ayakkabı sektöründen oluşacak bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 01/07/2020 tarihli raporda sonuç olarak, davacıya ait ürün ile davalıya ait ürün arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı tarafa ait ürünün ilk olarak 20/12/2016 tarihinde kamuya sunulduğu, davalı tarafa ait ürünün kamuya sunulduğu tarihin belirlenemediği, dosya içerisinde yer alan deliller ve internette yapılan araştırmalar sonucunda davacı ürünü ile benzer tasarımlar tespit edildiği, ancak bu ürünlerin davacı ürününden önce kamuya sunulduğunu ispatlayan denetlenebilir bir bilgiye ulaşılamadığı, SMK 81/1-a uyarınca davalı kullanımının davacıya ait tescilsiz tasarıma tecavüz niteliğinde olacağı ve TTK m.55’e göre haksız rekabete sebebiyet veren koşulların oluşacağı belirtmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle, önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 07/12/2020 havale ek raporda sonuç olarak, davacıya ait ürün ile davalıya ait ürün arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davacı tarafa ait ürün üzerinde marka ismi ve logosunun bulunmasından kaynaklanan farklılığın, ürünlerin bütüncül algısında ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar olmalarını sağlamadığı ve ürünlerin benzer olarak algılandıkları, dolayısıyla ürünlerin farklılaşmadığı, ürünlerde markanın kullanılmasının, iltibas olasılığını azaltmakla birlikte iltibası tamamen ortadan kaldırmadığı, ürünlerin bütüncül algısında benzer olarak algılanmaları nedeniyle, ürünler arasında düşükte olsa iltibasın söz konusu olabileceği, haliyle, marka unsuruna rağmen, şekil benzerliği yüzünden karıştırılma/aldanma ihtimalinin ve buna bağlı olarak tercih edilme durumunun düşükte olsa ihtimal dahilinde olduğu ve iltibas nedeniyle davalı kullanımının tecavüz niteliğinde olacağı ve haksız rekabet ile maddi tazminat koşullarının oluşacağı belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacının “… – …” ismini verdiği ayakkabı tasarımının ilk olarak 20/12/2016 tarihinde kamuya sunulduğu, davacıdan önce bu tasarımın kamuya sunulduğunun ispatlanamadığı, davalının ilk defa davacı tarafından kamuya sunulan tescilsiz tasarımın karıştırmaya sebebiyet verecek kadar olan benzerinin üretilerek piyasaya sunulduğu, davacının koruma talebinin TTK Haksız Rekabet Hükümlerine göre olduğu anlaşılmakla, davalının bu eylemi TTK 55/4 maddesi anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden davacının haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine dair talebinin kabulü gerekmiştir.
Davacının maddi tazminat talebine gelince; incelenen taraf ticari defterlerine göre, dava tarihinden önceki döneme ilişkin davalı tarafça dava konusu ayakkabı tasarımından 726 adetinin satıldığı, bilirkişi ek raporuna göre bu ürünleri davacı taraf mağazalarında satmış olsaydı karlılık durumuna göre 147.363,48 TL kar elde edebileceği belirtilmiştir. Davacı vekili de bu tutar üzerinden talebini arttırmıştır. Haksız rekabet tasarımlar arasındaki benzerlikten kaynaklanmakta olup, her iki taraf da ürünlerini kendi markaları altında piyasaya sunmaktadır. Tüketici tercihinde birinci öncelik markaya aittir. Tasarım ikinci planda kalmaktadır. Bu itibarla satışlarda marka ve tasarımın etkisi, keza ürün fiyatları gözetilerek, davalının sattığı ayakkabı modelinden tamamının davacının satışı halinde elde edilecek kazancın tamamının davacıya maddi tazminat olarak ödenmesi hakkaniyete uygun düşmeyecektir. Bu itibarla tasarımın satışa etkisi tam olarak tespit edilemediğinden TBK 50 ve 51 maddesi uyarınca davacı yararına 50.000,00 TL maddi tazminat takdir edilmiştir.
Yukarıda değinildiği üzere davacı, TTK haksız rekabet hükümlerine göre talepte bulunmaktadır. TTK 56/1-e maddesi uyarınca haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için TBK 58 maddesinde öngörülen şartların mevcudiyeti gerekir. TBK 58 maddesi ise, manevi tazminat için kişilik hakkının zedelenmesi halinde manevi tazminat istenebileceği öngörülmüştür. Olayımızda TBK 58 maddesi koşulları oluşmadığından davacının manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere ;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının davacı tarafça ilk defa kamuya sunulan “… – ….” ismini verdiği ayakkabı tasarımının ayırt edilemeyecek kadar benzerini piyasaya sunmasını haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalının bu ürünleri satışının önlenmesine, ürünlerin piyasadan toplatılmasına,
2-Takdiren 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair maddi tazminat ile manevi tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 3.415,50 TL ilam harcından, 31,40 TL peşin harç ile 2.527,47 TL ıslah harcının mahsubu ile, 856,63 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan tarifenin 13/3 maddesi de gözetilerek 7.300,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin ve 2.527,47 TL ıslah olmak üzere toplam 2.590,27 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 338,50 TL tebligat-tezkere ve 5.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.738,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 2.558,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
9-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
10-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır