Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/315 E. 2020/266 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/315 Esas
KARAR NO : 2020/266

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesi ile, Davalının TPMK nezdinde 18, 23, 24, 25, 26 ve 28. sınıflarda …. numarası ile tescilli “…..” ve 18. sınıfta …… numarası ile tescilli “……” ibareli markaların sahibi olduğunu, müvekkili şirketin “…..” ve “……” ibareli marka ve türevi markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, davalı adına tescilli olan markaların aslında müvekkili şirkete ait olduğunu, 1923 yılından bu yana çeşitli sporlara yönelik malzeme üretim faaliyetini sürdüren ve ticaret unvanı olarak da kullandığı ….. markasının yaratıcısı müvekkilinin dünyaca tanınan ve sektörün en başarılı markalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu markalar için tescil başvurularının 1960’lı yıllara dayandığını ve ilk defa Amerika’da 1963 yılında tescil edildiğini, bu tescillerini çok sayıda ulusal ve uluslararası marka ofisleri nezdinde tescillerin takip ettiğini, müvekkili şirket tarafından yaratılan ve 1923 yılından bu yana kullanılan markalı ürünlerin dünya ile birlikte Türkiye’de de bulunduğunu ve dahi ilgili tüketici kesimi tarafından yakinen tanındığını, davalının da müvekkili markasını tanıdığı konusunda şüphe olmadığını, dava konusu markaların davalı adına tescillerin varlığından dolayı müvekkili şirketin ticari menfaatlerinin zarar gördüğünü, davalıya ait markaların tüm unsurlarıyla müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu ve Türkiye’de önceki tarihli kullanıma sahip markaların ayniyet derecesinde benzeri olduğunu, aynı sınıflarda tescil edildiğini ve dava konusu markaların müvekkili markalarının açık birer kopyası olduğunu, markaların …… unsurlarının birebir aynı olduğunu, iç içe geçmiş V harflerinden müvekkili tarafından yaratılmış ve müvekkili ile özdeşleşmiş …… unsurunun birebir şekilde müvekkili markasından kopyalandığının açık olduğunu, bu yöndeki kullanımın müvekkili markası ile iltibas yaratılma çabasının dışında hiçbir açıklaması olamayacağını, dava kapsamında hükümsüzlüğü talep edilen markaların tescillerinin kötü niyetli olarak gerçekleştirildiğini, müvekkilinin Türkiye’de davalının başvuru tarihinden önce kullanımlarının bulunduğunu, dava konusu …… markasının aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu belirterek, davalı adına tescilli bulunan …. tescil no.lu “….. ……” ve …… tescil no.lu ”……” ibareli markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkilinin dava konusu …… tescil no.lu markayı dava dışı ……. ‘dan devralan iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, dava konusu markayı noter aracılığıyla marka devir sözleşmesi ile satın aldığını, davacının markasının Türkiye’de tescilli olmadığı gibi uluslararası bir tanınmışlığı ya da tescilinin de bulunmadığını, davacının markasının tanınmışlık iddiasının gerçek dışı bir beyan olduğunu, davacı yanın mülkilik ilkesi çerçevesinde Türkiye sınırları içinde bir kullanımının bulunmadığını, buna karşın müvekkilinin uzun yıllardır anılan markayı kullandığını, akabinde TPMK nezdinde tescilini gerçekleştirdiğini ve tescil belgesine istinaden kullanmaya devam ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarih, …… esas, …… karar sayılı ilamıyla davalının adresinin Bakırköy/İSTANBUL olduğu, davanın marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkin olduğu, SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usulünce yetki itirazında bulunduğu, yetkili mahkemenin Bakırköy FSHHM olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumundan davacı ve davalıya ait markaların sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya; doysa kapsamı delillere göre davalı adına tescilli dava konusu edilen …… ve …. tescil numaralı markaların kötüniyet, gerçek hak sahipliği ve tanınmışlığı yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarda rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 25/06/2020 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davalı adına tescilli dava konusu edilen …… ve …. tescil numaralı markaların, SMK m.6/3 gerçek hak sahipliği ve SMK m.6/4 ve m.6/5 uyarınca tanınmışlık yönünden hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, davalı markalarının tescilinde kötüniyetin bulunup bulunmadığı hususunun ve buna bağlı olarak verilecek hükümsüzlük kararının takdirinin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Dava; davalıya ait markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacı ve davalı markası arasında biçimsel kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin her iki markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini ve …… unsurunun aynısını içerdiği yönündeki tespitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiştir.
Yine bilirkişi incelemesi ile birlikte sunulan delillere göre davacı firma söz konusu bu markaları kurulduğu 1923 yılından beri kullandığı, uluslararası tescillerini yaptığı 2003-2004 yıllarından beri Türkiye’de markalı ürünlerini distribütör vasıtasıyla satışa sunduğu, bu markanın sektöründe tanınmış bir marka olduğu ve marka üzerinde davacının önceye dayalı hak sahibi olduğu anlaşılmıştır. Davalı ise tanınmış bu markayı kelime ve …… olarak ayniyet derecesinde benzer olarak kendi adına tescil ettirmiştir.
Kötüniyet ile yapılan marka tescilinin sonucu ve anlamı, ticari dürüstlük kuralına aykırı olarak başkasının markasının ele geçirilmesi, ondan haksız olarak yararlanılmasıdır. Davalının tescilde kötüniyetli olup olmadığı, sektör şartları, mesleki kurallar, markaların bilinirliği, emtianın ayniyeti, reklam ve tanıtımların markalara etkisi, tesadüfi tescil savunmasının hayatın olağan akışına uyup uymadığı, gibi hususlar hep birlikte değerlendirilmek suretiyle taktir edilmelidir. Bu ilkeler ışığında taraf markaları ile davalı tescili değerlendirildiğinde; davalının …… tescil nolu markasının 27/10/1993 tarihinde başvurmuş 21/12/1993 tarihinde 18, 23, 24, 25, 26, 28 numaralı sınıflar emtialarında tescil edilmiş, …. tescil nolu markasının ise tescili için 03/11/2014 tarihinde başvurmuş, 22/06/2016 tarihinde 18, 23, 24, 25, 26, 28 numaralı sınıflar emtialarında tescil edilmiştir. Davalı tesadüfen benzerlik oluşturulamayacak özgün bir …… ve kelime olan davacının tanınmış markalarını, ayniyet derecesinde benzer olarak tescil ettirmiştir. Davalının bu tescil işlemi için başvuruda bulunurken uluslararası alanda ve bu arada ülkemizde de kayak malzemeleri sektöründe bilinen bu markadan habersiz olarak hareket etmiş olması olağan hayatın akışına uygun değildir. Bu nedenle davalı tescilinin kötüniyetli yapıldığı vicdani ve hukuki kanaatine ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE davalı yana ait ……. ve …. tescil numaralı markaların hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 66,00 TL posta/tebligat masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.137,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/10/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸