Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/31 E. 2020/138 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/31 Esas
KARAR NO : 2020/138

DAVA : Tasarım Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/01/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketinin 1947 yılında Fransa’da kurulduğunu, 40’tan fazla ülkede çeşitli sporlar için ürünler ürettiğini, dünyada en çok bilinen markalardan biri olduğunu, davalı tarafından hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak, müvekkili adına tescilli çoklu tasarımların kopyası mahiyetindeki çoklu tasarımları TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, davalının tescil ettirdiği tasarımların yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığını, söz konusu yeniliğin Dünyada yenilik olarak anlaşılması gerektiğini, küçük ayrıntılarda değişikliğin kabul edilemeyeceğini, davalının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını ve bundan haksız gelir elde etmeye çalıştığını, davalının iyi niyetli olmadığını, kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkiline ait tasarımlar ile dava konusu tasarımlar karşılaştırıldığında tasarımların bilgilenmiş kullanıcı genel izlenimi itibariyle birebir aynı olduğunun görülebileceğini, söz konusu tasarımları Dünyada ilk kullanan firmanın müvekkili firma olduğunu, başka firmaların da ilgili tasarımları kullanıyor olmasının davalıya haksız kullanma hakkı vermeyeceğini, ayrıca tüm mütecavizlere karşı hukuki yollara başvurduklarını, davalı adına TPMK nezdinde tescilli …… tescil numaralı çoklu tasarımlarından 5 numaralı tasarımın ve …… tescil numaralı olan çoklu tasarımdan 41 ve 62 numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen ayakkabı firmalarından olduğunu, müvekkilinin tasarımının yeni ve ayırt edici olduğunu, tasarımların tescil edildiğini, davacının karşılaştırma yaparken sadece yan yüzeydeki geometrik biçimleri dikkate aldığını, bütünün değerlendirilmesi gerektiğini, bütünsel olarak değerlendirildiğinde müvekkilinin ürünlerinin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edicilik kazandığının tespit edilebileceğini, dava konusu tasarımların …….. ayakkabılarının bağlama biçimini ön plana çıkartan geometrik desenin bir moda akımı olduğunu ve Dünyaca ünlü birçok markanın bu tasarımı kullandığını, cevap dilekçesinde sunulan Roma dönemine ait ayakkabı tasarımında da aynı gösterilen bağlama ve germe biçiminin getirdiği zorunluluktan ortaya çıkan bir geometrik biçim olduğunu ve anonim karakterler taşıdığını, iş bu sebeple davacının bu tasarımı tekeline alamayacağını, tasarımlar arasında iltibastan söz edilemeyeceğini, müvekkilinin kendi tescilli tasarımlarını kendi web adresi üzerinden satışa sunmasının kötü niyetle ilgisinin olmadığını, davacının beyanlarını kabul etmediklerini, davacının Roma döneminden kalma bir tasarımı kendisinin yaptığını iddia etmesinin kötü niyetini gösterdiğini iddia ederek huzurdaki haksız ve mesnetsiz karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış: Türk Patent ve Marka Kurumun’dan davaya konu tasarım tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalı adına tescilli tasarımların hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı adına tescilli tasarımlara iltibas teşkil edip etmediği, yeni ve ayırt edici hususlarının bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor sunmak üzere dosyanın bir tasarım uzmanı, bir sektör, bir sınai mülkiyet uzmanı bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 12.02.2020 havale tarihli raporlarında özetle;” davacı tarafın tasarımının …… numarası ile Türk Patent nezdinde tescilli olduğunu, davalı tarafın tasarımlarının …… ve …… numarası ile Türk Patent nezdinde tescilli olduğunu, aleyhine dava açılan tarafın incelemeler neticesinde tespit edilen tescilli tasarımlarının davacının tescilli tasarımı ile ayniyet derecesine varan benzerlik içerdiği, karşılaştırmaya tabi tasarımların, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı izlenimde farklılık bulunmaması nedeni ile bilgilenmiş kullanıcıların tasarımları benzer olarak algılayacakları, bu benzerliğini de bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu, ilgili kanun ve mevzuat çerçevesinde ulaşılan kanaat, her iki tasarımın ufak farklılıklar dışında benzerlik derecelerinin neredeyse aynı olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen …… ve …… tescil numaralı tasarımların tescilinin yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz olmadığı ve hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu yönünde ” görüşlerini bildirmişlerdir.
Davalı vekilinin rapora yönelik itiraz dilekçesinde özetle; tasarımların bir kısmının değil, tamamının değerlendirilmesi ve buna göre bir kıyaslama yapılması gerektiğini, ancak bilirkişi raporunda da açıkça yazılmış olduğu üzere ürünün parçalar halinde incelendiğini, bu hali ile yapılan incelmemenin sınai mülkiyet hukukuna aykırı bir inceleme olup alınan raporun hükme esas teşkil edebilecek nitelikte olmadığını beyanla bilirkişi raporuna itirazların kabulü ile dosyanın tasarım konusunda uzman ve üniversitelerde öğretim görevlilerinden oluşan yeni bir heyete tevdine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde itirazların değerlendirilmek üzere ek rapora gönderilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda mahkememizce özellikle tartışılması gereken husus davalıya ait tescilli tasarım ile davacıya ait daha önce kamuya arz edilen ürünlerin benzer olup olmadıkları, bu bağlamda davalı adına tescilli tasarımın “yeni” ve “ayırd edici” özelliklere sahip olup olmadığıdır. Tasarımda önemli olan teknik ve bilimsel yönden ziyade, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklerdir ve temel itibariyle koruma bu “görünüm” için değerlendirilmektedir. SMK’nun 44/1 md’si açıkça tasarımın görünüme ilişkin olduğunu düzenlemiştir. Burada kastedilen nihai tüketici nezdinde algılanan “dış” görünüştür. Tasarım hakkı SMK 55/1 gereğince ürün ve eşyaların teknik işlevini değil tescil şartlarına uyan görünümünü konu etmektedir. Bu “dış” görünüşün hukuki korumadan yararlanması için yeni ve ayırd edici özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Somut olayda davalı tasarımı ile davacı tasarımının bilgilenmiş tüketici nezdinde benzer oldukları, bu anlamda ürünlerin değişik kısımlarının parça parça incelenmesi suretiyle bütüne ulaşma şeklindeki bilirkişi raporunun usulüne uygun olduğu, davalının davacıya ait tasarımın yeni olmadığı yönündeki savunmasının ise davacıya ait tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin bir dava işbu dosya içerisinde bulunmaması, davacının tasarımının tescilli olduğu sürece hukuki korumadan yararlanması nedeniyle yerinde olmadığı kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı yan adına tescilli …… (…..) , …… (….. ve …….) tescil numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 114,50 TL tebligat/posta masraflı olmak üzere toplam 3.199,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır