Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/3 E. 2020/235 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/3 Esas
KARAR NO : 2020/235

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin sektöründe bilinen, yenilikçi ve kendi şirketleri aracılığıyla 125 farklı ülkede tescil edilen 300 üzerindeki ürünün 65 ülkeye ihraç eden, ihracat ve üretimde güçlü bir firma olduğunu, müvekkiline ait 13.12.2011 tarihi itibariyle tescilli ……. tescil nolu tasarımına, aynı sektörde faaliyet gösteren davalı tarafa ait …….tescil 2 nolu tasarım ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde aynı benzer olarak algı oluşturacak şekilde ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olarak üretilmiş olduğunu, yenilikve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığını, 5 farklı cepheden bakıldığında geometrik şekillerin aynı olduğunu, ürünlerin yan yana ve raftaki görünüşleri ile iltibas nedeniyle, …….tescil 2 nolu tasarımın, ……. tescil nolu tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğini, bu sebeple Kartal ….. Noterliği aracılığıyla ihtar edilen firmanın, “kutunun zardan esinlenerek yapıldığı, iyi niyetli olarak700 ml boyutundaki ürünün piyasadan çekileceğini ancak 250 ml olan kutunun mevcut üretiminin devam edeceği” yönünde cevap verildiğini, her iki ürün birlikte incelendiğinde benzerliğin anlaşılacağını, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi ile benzerliği ispat edilecek tasarımının hükümsüzlüğüne ve dava sürecinde tasarıma tecavüz fiillerinin önlenmesini ve durdurulmasını hususlarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı adına TPMK nezdinde …….sayılı 2 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve tasarımın tescilden terkinine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kozmetik sektöründe ……. markasıyla bilinen saygın ve köklü bir firma olduğunu 15.06.2016 tarihli ……. tescil nolu tasarımlar hakkında benzerlik iddiası ile sicilden terk talebine ilişkin, davacı tarafından 09.11.2016 tarihli TPE nezdinde itirazda bulunulduğunu ve itiraza gerekçe gösterilen tasarımların genel izlenimde farklı olduğu, tasarımların yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip bulunduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiğini, tasarımların ebatları dışında tasarım ve gövde yapılarının farklı olduğunu, ölçüdeki uzunluk, kalınlık vb gibi hususların yenilik ve ayırt edicilik tespitinde dikkate alınmadığını, davacı tasarımlarının yapay elips formunda olup, kapak üst ve yan yüzey detaylarında ve gövde ile orantısında farklılıklar olduğunu, müvekkili ürününde “……” biçiminde olan tasarımın, davacı ürününde “daire” şeklini verdiğini, her iki tasarım kapak üst ölçeklerinin gövdeye olan oranlarının farklı olduğunu, müvekkilinin tasarımının ” …… ” formunda esinlenerek birebir zar formunda olduğunu, özgün var farklı olduğunu, renk benzerliğinin harcı alem sayıldığını, ambalajların boyasız hallerinin incelenmesi gerektiğini, ürünlerin 200 ml ve 700 ml ebatlarında piyasada yer aldığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak ihtarname sonucunda 700 ml olan ürünlerini piyasadan çektiğini bu nedenlerle açılan haksız davanın ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Yargılama sırasında deliller toplanmış; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu tasarım tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalıya ait tescilli tasarımın hükümsüzlük koşullarının bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanzim etmek üzere bir tasarım uzmanı, bir sektör , bir de sınai haklar uzmanı bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, bilirkişiler hazırlamış oldukları 26.02.2020 havale tarihli raporlarında özetle; “davalı tarafından tescil edilen …… tescil nolu tasarımların şekil ve marka ibareleri, etiket tasarımları ve detayları ile birbirinden farklılaştığı, dava konusu ……. tescil nolu tasarımın marka ve şekil ibarelerinin, tasarımdaki genel görünüş algısının, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bırakacağı genel izlenim bakımından yapılan değerlendirmede, farklı ürün olarak algılandıklarını, dava konusu …… tescil nolu ……. tescil nolu tasarımla karıştırılmaya sebebiyet verebilecek benzerliğin tespit edilemediğini, dava konusu ……. tescil nolu tasarımın, başvuru tarihinde, yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olduğu” hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; tasarımlar iltibasa yol açacak kadar benzerken davalı yanın tasarımının genel izlenimde müvekkilinin tasarımından belirgin bir farklılığı bulunduğu değerlendirmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişilerce yapılan incelemede tasarımların farklılıklardan çok ortak özellikleri üzerinden değerlendirme yapılması gerekmekteyken bu husus hiç dikkate alınmadığını, bilirkişilerce yapılan benzerlik değerlendirmesi bilgilenmiş kullanıcıların değil ancak uzman kişilerin yapabileceği teknik bir karşılaştırma olduğunu, tavacının seçenek özgürlüğü dikkate alınmalıdır denilmiş ise de bu hususun dava konusu tasarım açısından incelenmediğini, bu nedenlerle yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasına, bu taleplerinin reddi durumunda mevcut bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının markasının hükümsüzlük koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda mahkememizce özellikle tartışılması gereken husus davalıya ait tescilli tasarım ile davacıya ait daha önceki tescil tarihli tasarımların benzer olup olmadıkları, bu bağlamda davalı adına tescilli tasarımın “yeni” ve “ayırd edici” özelliklere sahip olup olmadığıdır. Tasarımda önemli olan teknik ve bilimsel yönden ziyade, görünüm, şekil, doku ve ergonomi gibi özelliklerdir ve temel itibariyle koruma bu “görünüm” için değerlendirilmektedir. SMK’nun 44/1 md’si açıkça tasarımın görünüme ilişkin olduğunu düzenlemiştir. Burada kastedilen nihai tüketici nezdinde algılanan “dış” görünüştür. Tasarım hakkı SMK 55/1 gereğince ürün ve eşyaların teknik işlevini değil tescil şartlarına uyan görünümünü konu etmektedir. Bu “dış” görünüşün hukuki korumadan yararlanması için yeni ve ayırd edici özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Somut olayda davalı tasarımında dört yüzü bulunan ürününde yüzeylerin geniş U şekline benzer şekilde olup, kapakta ürün yüzeylerinde alttaki kavisin aynı oranda devam edecek şekilde olduğunu, kapak ve kap gövde yüzeylerinin birlikte, kenarları düz hatlı eliptik bir yüzey görünümünde olduğu, kapak üst yüzeyinin tasarım tescilinde, yan açılı görünüşünde kenardan içte ve bir basamak yukarıda olduğu, üst görünüşünde ise bu detayın düz olarak farklı bir biçimde çizildiği, görülmüş olup, üretilmiş ürün örneğinde kapak üst yüzeyinin düz şekilde olduğu, davacı tasarımında ise dört yüzü bulunan tasarımın, kapak ve kap gövdesinin birleştiği yüzeylerde dairesel bir yüzey şekli oluştuğu, ön ve arka yüzey alt taban çizgilerinde içe kavisli bir biçimde çizginin devam ettiğini, kapakta radüslü kenarda bulunan eliptik formda yüzeyin biçimlendirilmiş olduğu, kapak üst yüzeyin kenardan içe hafif eğim alarak bir basamaklı şekilde olduğu, tüketici nezdinde taraf tasarımlarının farklılaştığı ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı 30/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır