Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/297 Esas
KARAR NO : 2020/191
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin Ankara ……. FSHHM’nin …… esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait “…..” markası ile satışa sunulan “…….” serisi “…..” ürünleri, ülkemizde ve birçok ülkede bilinmekte ve ambalaj ve ürün görselinde yer alan “……” yine müvekkiline ait ürünleri ve “…….” serisi ürünleri ile özdeşleştiğini, müvekkil yalnızca bıçak ürünü değil aynı zamanda çatal kaşık setleri kesici mutfak aletleri ürettiğini, müvekkiline ait ……, “…….” … şekil” marka tescilleri olduğu gibi ….. sayılı “…..” kelime markası başvurusu bulunduğunu, markanın tanınmış marka statüsünde olduğunu, “…..” marka ibaresi üzerinde öncelik hakkı bulunduğunu, müvekkil imarkası ile davalı markası aynı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olup, markalar aynı tür ve benzer malları kapsadığını, davalının müvekkil imarkasının ilk harfini değiştirerek yeni bir marka tescili gerçekleştirdiğini, dolayısıyla, müvekkili markasının “……” ibaresini “…….” şeklinde kendi adına tescil ettiren davalının marka hakkı sağlamasının hakkaniyete aykır ıolduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı kötü niyetli olduğunu, müvekkili markası ile birebir aynı olan ibareyi kendi adına tescil ettirdiğini bu nedenlerle davalı taraf adına TPMK nezdinde kayıtlı …… tescil numaralı “…….” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile müvekkiline ait ……, ……. “……. “……. ” marka tescillerine vaki marka tecavüzünün tespiti ile men’i, ref’ine ve müvekkili marka hakkına tecavüzü nedeniyle müvekkili lehine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminat, müvekkiline ait ambalaj ve ürünlerinin benzer şekilde kullanılması; satılması dolayısıyla ortaya çıkan haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Ankara …… FSHHM’nin …… esas sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait markanın hükümsüzlüğü talep edildiğinden yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan Bakırköy FSHHM’nin olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak, müvekkilinin marka tescil tarihinin, davacıdan önce olduğunu , davacıya ait tescilli bir marka bulunmadığını, müvekkili markasının 2017 yılında tescil edildiğini, davacının markasının ise halen başvuru aşamasında olduğunu, davacının dava açabilmesi için markasının 5 yıllık bir süre boyunca tescilli olması şartı aranmakla olup davacının tescil edilmiş bir markası bulunmadığını bu nedenle davacının hükümsüzlük davası açma, maddi manevi tazminat ve diğer davaları açma hakkı bulunmadığını, “……” markasının tanınmış marka statüsünde olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından tescillenmeyen bir markaya yönelik iltibasın olmasının da mümkün olmadığını, davacının marka hakkına yönelik herhangi bir tecavüz gerçekleştirilmediğini, 6769 sayılı yasa uyarınca sonradan markayı tescil edene karşı def’i hakkı bulunduğunu, bu nedenle bu husustaki itirazlarının kabulü ile davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara …… FSHHM’nin …… esas sayılı dosyasında hükümsüzlük talebi yönünden dosya tefrik edilerek yetkisizlik kararı ile mahkememize gelmiş …… esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Ankara…… FSHHM’nin …… esas sayılı dosyasında deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davaya konu marka tescil belgeleri ile ilgili dosya evrakları celp edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve taraf iddiaları ışığında dosya davalı markasının davacı markası ile benzerlik iltibas ve kötü niyet sebepleri ile hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bir marka uzmanı bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 25/06/2020 havale tarihli raporunda özetle; ” Davacının hükümsüzlük talebine dayanarak …… ibareli markalarının dava açılmadan önceki 5 yıllık süre içerisinde itirazına dayanak gösterdiği 08. Sınıftaki mallar bakımından Türkiye’de ciddi kullanımı olduğunu, davalıya ait 22.11.2017 tarihli … tescil sayılı “…..” ibareli markanın davacının “……” ibareli markaları ile ayniyet arz etmediğini, davalı markası ile davacının …… tescil sayılı markasının 08. Sınıfta aynı ve benzer emtialar bakımından tescilli olduğunu, görsel bakımından incelendiğinde …… ve ……. ibarelerinin ilk harfleri dışında geri kalan 9 harfinin aynı olduğu, bu sebeple görsel benzerlik olduğunu, işitsel bakımdan incelendiğinde telaffuzları itibariyle …… ve ……. markalarının benzer oldukları, kavramsal bakımdan incelendiğinde, her iki ibarenin de Türkçe’de herhangi bir anlam ihtiva etmediğini, bu kapsamda bütünsel olarak değerlendirilme yapıldığında davalı markası ile davacı markaları arasında iltibasa yol açabilecek benzerlik bulunduğun, davalı markası ile davacı markaları arasında halk tarafından ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin olduğunu, bu kapsamda davalıya ait 22.11.2017 başvuru tarihli …… tescil sayılı “…..” markası bakımından hükümsüzlük koşullarının oluştuğu” hususlarını bildirmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; davacının markası ile müvekkilinin markasının görsel olarak değerlendirmesinin marka resmi üzerinden yapılması, davacının kullandığı renk, biçim, logo gibi unsurlarla müvekkilinin markasının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinin, müvekkilinin markasının telaffuz olarak farklılık arz etmesi, söylendiğinde her iki kelimenin birbirini andırıp andırmadığı ve ortalama tüketicinin bu iki markayı birbiriyle nasıl karıştırabileceği hususlarının ile kötü niyetinin olup olmadığı hususlarında ek rapor aldırılmasını talep etmiştir.
Dava; Davalı adına tescilli markanın davacı markası ile karıştırılma ihtimali nedeniyle hükümsüzlüğüne yöneliktir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda; yukarıda anılan ilkeler ışığında yapılan değerlendirmede taraf markalarının “…….” ve “…..” şeklindeki ibarelerinin yanı sıra ambalaj tasarımı biçiminde şekil unsurlarını da içerdiği, kıyaslamanın kelimeler ile birlikte desen, şekil, pozisyon, renk, ölçek, çizgi, figür ve fon gibi unsurlarla birlikte yapılmasının gerekli olduğu, bu şekilde yapılan kıyaslamada davalının seçenek serbestisi içerisinde olmasına karşı markasını davacı markasına yaklaştırmasının hukuk düzenince korunamayacağı ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
2-Davalı adına kayıtlı ……. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
3-Alınması gereken 54,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine gör 4.910,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan , 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 44,00 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 1.044,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2020
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır