Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/270 E. 2020/230 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/270
KARAR NO : 2020/230

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 30/08/2019
KARAR TARİHİ : 01/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/10/2020
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…” ve “… …” ibareli markalarını uzun yıllardır kullandığını, 26. ve 44. emtia sınıflarında “…” ibareli markanın 23/10/2017 tarih ve … başvuru numarası ile “… …” ibareli markanın ise 22/11/2017 tarih ve …. başvuru numarası ile müvekkili adına koruma altında olduğunu, davalıların “….” ibareli markayı 26. ve 44. sınıflarda … başvuru numarası ile ve “…” ibareli markayı ise 24. ve 44. sınıflarda …. başvuru numarası ile adına tescil ettirdiklerini, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalıların müvekkiline ait tescilli markayı kullanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılara ait tescilli markanın müvekkiline ait “…” markasıyla iltibas yarattığını ve aynı zamanda müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, davalılar adına …. sayılı markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, markaya tecavüzün tespitini, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalılardan … cevap dilekçesi ile, “…” ibaresinin bir bilim ve teknoloji adı olduğunu, herkes tarafından kullanılan bir ibare olduğunu ve kimsenin tekeline bırakılamayacağını, markalarında “…” ibaresinin tamamlayıcı unsur olarak kullanıldığını, markalar arasında ayniyet bulunmadığını ve karıştırma ihtimali olmadığını beyan etmek sureti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Her iki davalı da bilahare kendilerini vekille temsil ettirmişlerdir. Vekilleri bilirkişi raporlarına itiraz ile birlikte davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı adına … sayı ile tescilli markanın hükümsüzlüğü, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …. sayılı “… Hair …” ibareli markanın, 26. Sınıfta 23/10/2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davacı adına, … sayılı “…” ibareli markanın, 26 ve 44. Sınıflarda 11/02/2019 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalılar adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 25. Maddesinde hükümsüzlük koşulları belirtilmiş olup, belirtilen madde ile, 5. veya 6. maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. Menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. Bir marka, 5. maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 6. maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19. maddenin ikinci fıkrası hükmü def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlayacağı belirtilmiştir.
Yine SMK’nın 6/1 hükmü uyarınca, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi hazırlamış olduğu 10/06/2020 havale tarihli raporda sonuç olarak, tarafların ticari iştigal/faaliyet alanlarının aynı/benzer olduğu, taraf markalarının asli unsurlarının ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı tarafın “… SAÇ PROTEZİ” ibareli markasında yer alan “SAÇ PROTEZİ” kullanımı sektör belirtici ibare olduğu ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, tarafların ticari faaliyet alanlarının benzer olması, davacı yanın ilgili alanlarda tescilli markalarının varlığı nedeni ile davalıların kullanımlarının, davacı tarafın markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği, davalıların kullanımlarının arz edilen nedenlerle davacı tarafın tescilli markalarına tecavüz teşkil ettiği, tarafların markalarının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu sebebi ile davalıya ait … kod numaralı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, davalılara ait bulunan “…. Mah. …. Sok. No:… … K:.. … …” adreste yapılmış olan incelemelerde tespit edilmekle ve fotoğraflanmak ile birlikte; yukarıda detayları paylaşılmış olan kullanımlardan da görülebileceği üzere ilgili adreste “…” ibarelerini içerir markasal kullanımların tespit edildiği, davacı yanın tescilli olan “…” ibareli marka bakımından dosya içerisinde detayları bildirilen incelemeye konu davalıların kullanımlarının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiğinin değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Davalıların bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi hazırlamış olduğu 04/09/2020 havale tarihli ek raporda, kök rapordaki görüşleri değiştirmeyi gerektirir bir durumun mevcut olmadığı yönünde beyanda bulunulmuştur.
Dosya kapsamı deliller, Türk Patent kayıtları, bilirkişi raporu ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; tarafların ticari iştigal alanlarının aynı olduğu, taraf markalarının asli unsurlarının ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı tarafın “…. SAÇ PROTEZİ” ibareli markasında yer alan “SAÇ PROTEZİ” kullanımının sektör belirtici ibare olduğu ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, tarafların ticari faaliyet alanlarının aynı olması, davacı yanın ilgili alanlarda tescilli markalarının varlığı nedeni ile davalıların kullanımlarının, davacı tarafın markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği, tarafların markalarının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu anlaşılmakla davalılara ait … kod numaralı markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, yine davalılara ait bulunan “… Mah. … Sok. No:… … K:.. … …” adreste “…” ibarelerini içerir markasal kullanımların tespit edildiği anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
Davalıların davacıya ait “…” esas unsurlu marka benzeri ” … SAÇ PROTEZİ”, veya ” … PROTEZ SAÇ” şeklinde ki kullanımların davacı marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ,
Karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafça karşılanarak hüküm özetinin ülke çapında yayımlanan bir gazete ile ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL dava ilk masrafı, 285,10 TL tebligat-tezkere ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.373,90 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.01/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır