Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/262 E. 2020/256 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/262
KARAR NO : 2020/256

DAVA : Ticaret Unvanına ve Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 21/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2020

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ……. Giyim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin “…….” markasını ve diğer markalarını 35 yıla yakın zamandır faaliyet alanına ve tescil kapsamına giren emtialarda kullandığını, müvekkili markasının bilinen bir marka olduğunu, 02.03.2007 tarihinden itibaren “…….” markasını kendi adına tescil ettirdiğini, 08.03.2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle ……. ibaresini ……. no ile SMK hükümlerine göre tescil ettirdiğini, davalı şirket ile müvekkil şirketin iştigal konularının aynı olduğunu, her iki şirketin de tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin müvekkil şirketin bilinirliğinden yararlanmak için ……. ibaresini kendi unvanına eklediğini, müvekkilin ……. ibaresi ile davalının “…….” ibaresinin iltibasa mahal verdiğini, ……. markasının haksız ve iltibasa mahal verecek şekilde kullanımının müvekkilin zarara uğramasına yol açtığını ve müvekkilin “…….” ibaresinin birebir aynısı olan davalının “…….” ibaresinin ticari dürüstlükle bağdaşmadığını, haksız rekabete yol açtığını iddia ederek, davalı şirketin ticaret unvanına tecavüz teşkil eden ve haksız rekabete yol açan eylemlerinin tespitini ve tecavüzün ref’ini, tecavüzün giderilmesi amacıyla ilgili araçların ve malların, taklit konusu resimlerin yer aldığı tüm unsurların (belge, broşür, reklam aracı ve ürünler), her türlü evrak ve araç üzerinde kullanılmasının engellenmesini, tecavüz konusu ürünlerin ortadan kaldırılmasını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli kullandığı unvanındaki “…….” ibaresinden “…….” kısmının çıkartılarak ticaret sicilinden terkinini ve verilecek karar özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, bilirkişi tarafından yapılan tespit ile gerek marka, gerek ticaret unvanı, gerekse iştigal alanı konusunda tespitler gerçekleştirilmiş ve taraflar arasında ticaret unvanı benzerliğine rastlanılmadığı kanaatine çıkan bir rapor tanzim edildiğini, davacı taraf tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinden bahsetmekte ise de, bu hususun doğru olmadığını, davacının markasına konu ibarenin “…….” olduğunu, kırmızı bir şeklin içerisinde beyaz bir yazı ile içerisindeki harflerden O kısmı büyük şekilde ……. ifadesinden oluştuğunu, davacının unvanı “……. Tekstil” ibaresi iken müvekkil şirketin “……. Tekstil” olduğunu, müvekkil markasının ve ticaret unvanının farklı olduğunu, markalara şekilsel ve fonetik olarak bakıldığında “…….” ile “…….” arasında benzerlik ve tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmadığını savunarak,, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, marka haklarına ve ticaret unvanına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, ref’i, men’i, unvan terkini ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
TPMK ve ticaret sicil kayıtları ve celbi gereken diğer deliller ile taraf vekillerince deliller sunulduktan sonra, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 24/08/2020 tarihli raporda sonuç olarak, davalının kullanımının davacı markasıyla ayniyet teşkil eder şekilde olmadığı, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren hizmet sınıfında olmadığı, davalının, markanın kapsadığı hizmetin satışının teklifine yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimalide dahil karıştırılma ihtimali doğurmayacağı, anılan sebeplerden ötürü davalının tescilli markaya dayalı kullanımının, smk’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekabet oluşturmadığı, davalının ticaret unvanı kullanımının, ünvansal nitelik arz ettiği, unvandaki ekin taraf unvanları arasında benzerlik ve iltibas riski doğurmayacağı, haliyle davacı ticaret ünvanına tecavüzün ve bağlantılı olarak haksız rekabetin söz konusu olmayacağı ve terkin şartlarının mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller ve dosya kapsamıyla uyumlu görülen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davalının kullanımının davacı markasıyla iltibas teşkil eder şekilde olmadığı, markasal kullanımının 27/05/2015 başvuru tarihli davalı şirket yetkilisi …… adına olan ……. tescil nolu marka kapsamında olduğu, davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren hizmet sınıfında olmadığı, davalının, markanın kapsadığı hizmetin satışının teklifine yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali doğurmayacağı, davalının tescilli markaya dayalı kullanımının, davalı markasının tescil tarihi ile birleşeceğinde gözetildiğinde SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz ve bu suretle haksız rekabet oluşturmadığı, davalının ticaret unvanı kullanımının, ünvansal nitelik arz ettiği, unvandaki ekin taraf unvanları arasında benzerlik ve iltibas riski doğurmayacağı, haliyle davacı ticaret ünvanına tecavüzün ve bağlantılı olarak haksız rekabetin söz konusu olmayacağı ve terkin şartlarının mevcut olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 54,40 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 10,00 TL bakiye karar harcının davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihininde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup anlatıldı.15/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır