Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/26 E. 2021/218 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/26
KARAR NO : 2021/218

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Unvan Terkini
DAVA TARİHİ : 17/01/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2004 yılından beri piyasada faaliyet göstermekte oldup, kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetlerinde tanınmış marka haline geldiğini, müvekkilinin faaliyette olduğu günden bu yana “…… ” ibaresini markasal olarak kullandığını, “…….” ibareli markaların hak sahibi olduğunu ve söz konusu markanın TPMK nezdinde birçok emtia sınıfında tescilli olduğunu, davalı şirketin 2014 yılında …… Lojistik Hizmetleri A.Ş. olan ticaret unvanını ….. Hizmetleri İç ve Dış Ticaret A.Ş. olarak değiştirdiğini, bunun tespiti amacıyla Eskişehir …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nde esas dava açtıklarını, bu dava sonucu davalının ticaret unvanını hukuken hiçbir neden olmadan ……. Hizmetleri İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirdiğini, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli “…..” ibareli markasına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, müvekkilinin marka haklarına tecavüzün tespitini, durdurulmasını, davalı şirkete ait ticaret unvanında bulunan “…….” ibaresinin ticaret sicilinden terkinini veya çıkarılmasını, ticaret unvanından kaldırıldığının ticaret sicil gazetesinde ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin taşımacılık ve ….. alanında kimya, ……, gıda, tekstil, otomotiv sektörüne hizmet veren ve alanında tanınmış ve tercih edilen güçlü bir şirketler grubunun bir parçası olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanı altındaki faaliyetlerinin taşımacılık hizmetleri olduğunu, davacının faaliyet alanının 39. sınıfta “kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri dahil) tescilli olmadığını, davacının hiçbir markasının adı geçen emtialarda tescilli olmadığını, davacının markalarından doğan hakları ve iddia ettiği gerçek hak sahipliğinin müvekkilinin faaliyet alanında olmadığını, davacının “……..” markasının tanınmış bir marka olmadığını, davacı yanın markalarını tescilli olduğu alanlar dışında kullandığını, bu nedenle de ortada herhangi bir tecavüz eyleminin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 14/10/2020 tarihli dilekçesi ile, savunmasını ıslah yoluyla genişletilerek, bilirkişi raporunda esas alınan ……. sayılı markanın dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde kullanılmadığı iddiasıyla def’ini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacı markasına yönelik tecavüzün tespiti, durdurulması ve davalı şirket unvanından “…….” ibaresinin terkini taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, ……. tescil numaralı “……..” esas unsurlu markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 50. Maddesi ile, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının sadece sahibine ait olduğu ve yine aynı kanunun 52. Maddesi ile, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebileceği belirtilmiştir.
Yine 6769 Sayılı SMK’nın 7/3-e maddesi çerçevesinde marka sahibinin, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının yasaklanmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 12/11/2019 tarihli raporda sonuç olarak, davacı yanın “…….” ibaresi ile taşımacılık ve lojistik hizmetleri bakımından eskiye dayalı kullanımları ve tescilli ticaret unvanı ile davalı yana karşı üstün hak sahibi olduğu, davacı yana ait “……. asli unsurlu markaların tanınmış marka olmadığı, dosya içerisinde davalı yanın markasal kullanımlarının tespit olunamadığı, her ne kadar dosya arasından davalı yanın yaptığı tespit olunamamakta ise de, Mahkemenizce davalı yanın markasal kullanımı olarak kabul edilir ise “………” şeklindeki kullanımların davacı yana ait …… tescil numaralı “……. Havacılık Lojistik Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” ibareli markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, davalı yan ……. KARAYOLU HİZMETLERİ İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. adına kayıtlı ticaret unvanı ile davacı yana ait ……. HAVACILIK LOJİSTİK TUR.SAN. ve TİC.A.Ş. ticaret unvanının iltibas yaratacak şekilde benzerlik arz ettiği ve davalının 27.12.2018 tarihinde tescil edilen ticaret unvanının ticaret sicilinden terkininin gerekeceği, ele alınan deliller ve iddialar ve davacı yan tarafımdan dosyaya arz edilmiş olan …… araştırma şirketinden alındığı anlaşılan “…….” çerçevesinde davacı yanın ihtilaf konusu ticaret unvanlarının tescil edildiği sektörde yüksek oranda bilinir olduğunun değerlendirilebileceği, bu bilinirliğin sektörde ticari faaliyet gerçekleştirecek olan davalı yan tarafından da bilinmesinin beklenebileceği, bu duruma rağmen aynı/benzer iştigal alanlarında çekirdek unsuru aynı olan ticaret unvanının davalı yan tarafından tercih edilmesinin kötüniyetli olarak yorumlanabileceği belirtilmiştir.

Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine dosya bir önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 03/07/2020 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davalı yan ……. Karayolu Hizmetleri İç ve Dış Tic. Ltd.Şti. adına kayıtlı ticaret unvanı ile davacı yana ait ……. Havacılık Lojistik Tur.san. ve Tic.A.Ş. ticaret unvanının iltibas yaratacak şekilde benzerlik arz ettiği ve davalının 27/12/2018 tarihinde tescil edilen ticaret unvanının ticaret sicilinden terkininin gerekeceği, davacı yanın “…….” ibaresi ile taşımacılık ve lojistik hizmetleri bakımından eskiye dayalı kullanımları ve tescilli ticaret unvanı ile davalı yana karşı üstün hak sahibi olduğu, davalı yanın “…….” şeklindeki kullanımların davacı yana ait ……. tescil numaralı ……. Havacılık Lojistik Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ibareli markaya tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu belirtilmiştir.
Davalı taraf, ıslah ile öne sürdüğü kullanmama def’i talebinde bulunduğundan, gerek def’i talebi ve gerekse rapora karşı tüm itirazları karşılar mahiyette bilirkişi heyetinden ikinci kez ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 23/06/2021 havale tarihli ikinci ek raporda sonuç olarak, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 08.01.2021 tarihli yazısından ve markanın kurum kayıtları incelendiğinde anlaşıldığı üzere, ….. tescil numaralı markanın; (35. Sınıfında yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil). Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir ).” hizmetleri ile 39. sınıfında yer alan “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, kurye hizmetleri dahil). Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri.) 12/05/2015 tarihinde ilan edilmiş, usulü işlemlerin tamamlanması ile tescil edilmiş olduğu, huzurda bulunan davanın başlangıç tarihi 15.01.2019 olmak ile birlikte; davacı yana ait markanın ilgili kısımlarının tescil olduğu tarihin üzerinden 5 yıllık süre geçmeden huzurda bulunan dava ikame edilmiş olduğu, bu halde, davalı yanın “kullanmama def’i” yönündeki savunmalarının ilgili hizmetler bakımından dinlenemeyeceği, davacı yana ait ……. tescil numaralı markanın 39. Sınıfında yer alan “Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri.” 20.12.2011 tarihinden bu yana tescilli olması hususu da göz önünde bulundurulduğunda, dava tarihi itibari ile tescil tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçtiği, davalı yanın ilgili hizmetler bakımından “kullanmama def’i” iddiasında bulunabileceği, dosya münderecatı incelendiğinde, davalı yanın ilgili hizmetler bakımından yoğun ve ciddi bir kullanımının var olduğu dosya içerisinden tespit olunamadığı, davacı yana ait …… tescil numaralı markanın 39. Sınıfında yer alan “Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri, Su temin hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri” bakımından kullanımı dosya münderecatından tespit olunamadığından, davalı yanın gerçekleştirdiği kullanmama def’i savunmasına riayet edilebileceği, ancak kök raporda da yer verildiği üzere, davalı yanın tescilli ticaret unvanı kullanımı dışında markasal herhangi bir kullanımına rastlanılmamış olmak ile birlikte; dava dışı dava dışı ……. HİZMETLERİ İÇ VE DIŞ TİC.A.Ş. adına tescilli olduğu iddia olunan “……” hakim unsurlu markasal kullanımların dosya arasında yer almakta olduğu, bahse konu kullanımların davalı yan tarafından gerçekleştirildiği heyetçe tespit olunamadığı, Mahkemeniz nezdinde ilgili kullanımların davalı yan tarafından gerçekleştirildiği yönünde kanaat oluşması ihtimalinde; ilgili kullanımların 39. Sınıfta yer alan “kara, hava ve deniz taşımacılığı hizmetlerinde” gerçekleştirildiği, ilgili kullanımların “davacı yan adına tescilli markanın kullanmama def’i savunması yapılabilmek için gerekli olan “tescilden itibaren geçmesi icap eden 5 yıllık sürenin” geçmediği hizmetler arasında yer aldığı, bu halde kök ve birinci ek raporda bildirilen görüşlerde herhangi bir değişikliğe gidilmesini gerektirir bir durumun olmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu ile ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı yanın “…….” ibaresi ile taşımacılık ve lojistik hizmetleri bakımından eskiye dayalı kullanımları ve tescilli ticaret unvanı ile davalı yana karşı üstün hak sahibi olduğu, davacı yana ait “……. asli unsurlu markaların tanınmış marka olmadığı, dosya içerisinde davalı yanın markasal kullanımlarının tespit olunamadığı, davalı yan ……. HİZMETLERİ İÇ VE DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. adına kayıtlı ticaret unvanı ile davacı yana ait ……. HAVACILIK LOJİSTİK TUR.SAN. ve TİC.A.Ş. ticaret unvanının iltibas yaratacak şekilde benzerlik arz ettiği ve davalının önceki unvanı “…….” çekirdek unsurlu iken hiçbir haklı neden olmadan 27.12.2018 tarihinde ticaret unvanını “…….” çekirdek unsurlu olarak değiştirip tescil ettirdiği, ele alınan deliller ve iddialar ve davacı yan tarafımdan dosyaya arz edilmiş olan ……. araştırma şirketinden alındığı anlaşılan “…….” çerçevesinde davacı yanın ihtilaf konusu ticaret unvanlarının tescil edildiği sektörde yüksek oranda bilinir olduğu, bu bilinirliğin sektörde ticari faaliyet gerçekleştirecek olan davalı yan tarafından da bilinmesinin beklenebileceği, bu duruma rağmen aynı/benzer iştigal alanlarında çekirdek unsuru aynı olan ticaret unvanının davalı yan tarafından tercih edilmesinin bu bilinirlikten yararlanmak amaçlı olup, kötüniyetli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı vekili ıslah yoluyla her ne kadar dayanak markanın dava tarihinden geriye doğru beş yıllık dönemde kullanılmadığı iddiasıyla def’i ileri sürmüş ise de, davacı yana ait …… tescil numaralı markanın 12/05/2015 tarihinde ilan edilmiş, usulü işlemlerin tamamlanması ile tescil edilmiş olduğu, eldeki davanın ise 15.01.2019 tarihinde açılmış olduğu gözetildiğinde davacı yana ait markanın ilgili kısımlarının tescil olduğu tarihin üzerinden 5 yıllık süre de geçmediği anlaşılmakla, bu savunmaya itibar edilmemiştir. Bu itibarla davacının davalı ticaret unvanından “…….” ibaresinin terkinine dair talebi yönünden davası kabul edilmiştir.
Davacının marka haklarına tecavüze ilişkin davası yönünden ise, davalı yanın markasal kullanımının tespit olunamadığı, “……. ” şeklindeki kullanımların dava dışı başka grup şirketine ait olduğu anlaşılmıştır. Yüksek Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2020 Tarih ve …… Esas- …… Karar sayılı ilamında aynen “SMK’nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan “işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması” hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3’de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK’nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile ……. sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge’nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine …… ‘nin genel gerekçesi no 19’daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olmasına rağmen, hatalı gerekçe ile tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olmasının marka hakkına tecavüz teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kabul edilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olması marka hakkına tecavüz oluşturmayacağından, davacının bu yöndeki talebinin reddi gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının marka haklarına tecavüzün tespiti ve durdurulmasına dair talebi yönünden davasının REDDİNE,
2-Davacının davalı unvanından “…….” ibaresinin terkinine dair talebi yönünden davasının KABULÜNE, davalı ……. Karayolu Hizmetleri İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi unvanından “…….” ibaresinin terkinine, terkin işlemi ticaret sicil müdürlünce ilan edileceğinden ayırca ilana yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL ilam harcından, 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile, 14,90 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen unvanı terkini davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen tecavüz davası nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 210,50 TL tebligat – tezkere masrafı ve 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.210,50 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabul kısmen reddi nedeniyle 1.605,25 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 1.600,00 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabul kısmen reddi nedeniyle 800,00 TL’sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
10-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2021

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır